MEHMET KAYA/ANKARA
Türkiye’de yaşlı nüfusun genel toplam içinde artış göstermesi, dünyadaki trendlerle paralellik arz ediyor. Halen genç bir nüfusa sahip olan ülkemizde, 2030’lu yıllarda bu genç ağırlıklı yapının değişeceği öngörülmektedir. Ekonomi yönetimi tarafından sıkça dile getirilen “nüfus yaşlanmadan zenginleşme” hedefi henüz tam anlamıyla gerçekleşmiş değil.
65 Yaş Üstü Nüfus 9 Milyonu Aştı
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılına ait “İstatistiklerde Yaşlılar” verilerini yayımladı. 2019 yılında 7,6 milyon olan 65 yaş ve üstü bireylerin sayısı, 2024 itibariyle 9 milyon 112 bine ulaştı. Toplam nüfus içindeki yaşlı bireylerin oranı da yüzde 9,1’den yüzde 10,6’ya yükseldi. İstatistiksel verilere göre, kadınların erkeklere oranla daha uzun yaşadığı tespit edilmiştir. 2024 itibariyle Türkiye’deki yaşlıların yüzde 55,4’ü kadınlardan oluşmaktadır.
Yaşam beklentisinin artması ve doğurganlık oranının düşüşü, Türkiye’de yaşlı bireylerin sayısının artışını sürdürecektir. TÜİK’in ana senaryosuna göre, 2030’da yaşlı nüfusun oranı yüzde 13,5; 2040’ta ise yüzde 17,9 olarak tahmin ediliyor. Diğer senaryolardan biri, doğurganlık oranındaki düşüşün devam etmesi durumunda 2030’da yüzde 13,5, 2040’ta yüzde 18,2 ve 2060’ta yüzde 28,8 oranında yaşlı insanlar olacağını öngörmektedir.
Her Dört Yaşlıdan Biri Yoksul
2024 yılı itibarıyla yaşlıların yoksulluk oranı yüzde 24,2 olarak belirlenmiştir. Bu, 2 milyon 123 bin yaşlının yoksulluk sınırının altında yaşadığı anlamına geliyor. Oransal olarak inceleme yapıldığında, 2018 yılına kadar bu oranda iyileşme görülse de 2019’dan itibaren artış gösterdiği gözlemleniyor. Önemli bir ayrıma dikkat çekmek gerekir; 2015’te yoksulluk oranı yüksek düzeyde yani yüzde 34 iken, o dönemde yoksulluk yaşayan yaşlı sayısı 1 milyon 864 bin olarak kaydedilmiştir. TÜİK verileri, Türkiye’deki yaşlı yoksulluğunun genel yoksulluk oranıyla paralel bir seyir izlediğini de göstermektedir. Bu durum, düşük gelirli işçi kesimlerinin yaşlılık dönemindeki yoksulluklarının devam ettiğini ortaya koyuyor.
İşgücüne Katılım Yüzde 13
Yaşlıların işgücüne katılım oranı 2019 yılında yüzde 12,0 iken, 2023 sonunda yüzde 12,2 seviyesine yükseldi. TÜİK’in dönemsel verilerine göre, 2024 yılına gelindiğinde 65 yaş üstü bireylerin işgücüne katılımının yüzde 13 olması bekleniyor. Yıllık istatistikler de bu tahminlere yakın bir gerçekleşme gösterecektir. 2021 yılında yaşlıların tarım sektöründeki çalışma oranı yüzde 64,3 iken, hizmetlerde yüzde 27,3, sanayide yüzde 6,3 ve inşaatta ise yüzde 2,1 olarak belirlenmiştir. 2023 itibarıyla fiilen çalışan yaşlıların yüzde 57,7’si tarımda, yüzde 32,1’i hizmetler sektöründe, yüzde 7,3’ü sanayide ve yüzde 2,8’i inşaat sektöründe yer almaktadır.
■ “Endüstri ve Devlet Yaşlı Nüfusa Hazırlanmalı”
TEPAV Kalkınma Programı Direktörü Ekrem Cünedioğlu, 2080 yılı itibarıyla Türkiye’de her 3 kişiden birinin yaşlı olacağını hatırlatarak Birleşmiş Milletler projeksiyonlarına göre Türkiye’nin en hızlı yaşlanan ülkelerden biri olduğunu ifade etti. Türkiye’deki hızlı nüfus yaşlanmasının, beklenen ömrün uzaması ile doğurganlık hızındaki düşüşten kaynaklandığını vurgulayan Cünedioğlu, yoksulluğu önlemedeki önemli unsurlardan biri olan emeklilik ve sosyal güvenlik lehine yapılması gereken adımların altını çizdi. Cünedioğlu, yaşlı nüfusun bağımlılık oranının artırılmasının, ekonomide ciddi zorluklarla karşılaşmamıza neden olacağını belirtti. Sosyal güvenlik sisteminin mevcut durumunun değerlendirildiğinde, emeklilik sicili açısından ülkenin durumu oldukça düşük bir seviyede görülmektedir. Türkiye, 48 ülke arasında emeklilik sistemi yeterliliği açısından 45. sıradadır ve biraz daha zorlandığımızda bu sistemin yetişememesi riski bulunmaktadır.
Kısır Döngü Riski
Düşük gelirli çalışma koşullarının, düşük ücretle emeklilik ve nihayetinde yoksullukla sonuçlandığını vurgulayan Ekrem Cünedioğlu, mevcut ve gelecekteki emekliler için toplumsal bir sözleşmenin gerekliliğinden bahsetti. Amerika ve Avrupa’nın emeklilik yaşını yükseltme ve emeklilere fon desteği sağlama yönünde çözümler geliştirdiğini belirten Cünedioğlu, Türkiye’nin bu yaklaşımı benimsemesi gerektiğini ileri sürdü. Yaşlanan nüfus problemi göz önüne alınarak işgücü piyasası ile emeklilik sisteminin yeniden yapılandırılması kaçınılmaz bir gereklilik olarak belirmektedir. Ayrıca, endüstrinin, değişen tüketici profilini dikkate alarak ürün ve değer önerilerini gözden geçirmesi gerektiğini ifade eden Cünedioğlu, yaşlıların ihtiyaç ve tüketim alışkanlıklarının farklılık gösterdiğini belirtti. Bu nedenle hizmet sektörünün de bu yönde hazırlık yapması önemli bir gereklilik haline gelmiştir.
Kaynak: Ekonomim