Suriye’de IŞİD Korkusu ve Türkiye’nin Stratejileri
9 Ocak 2025
Suriye’de yeni bir dönüm noktasına girilmesiyle birlikte, ABD ve diğer Batılı ülkelerin en büyük endişelerinden biri IŞİD’in bu yeni durumu fırsat olarak görüp yeniden güçlenmesi ile şiddet eylemlerine başlamasıdır.
Türkiye’nin sert tepkilerine rağmen, Türk hükümeti, ana omurgasını Halk Savunma Birlikleri’nin (YPG) oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile askeri iş birliğinin devam etmesi gerektiğini savunuyor.
Ankara’dan yapılan son açıklamalar, IŞİD ile mücadele ve mevcut tutukluların izlenmesi konusunda yeni önerilerin gündeme geldiğini göstermekte. Bu öneriler, Türkiye ve Şam’daki yeni liderliklerin sorumluluk alması etrafında şekilleniyor.
Türkiye’nin beklentisi, 20 Ocak’ta göreve başlayacak olan Donald Trump yönetiminin bu yeni önerilere olumlu yaklaşması yönünde.
IŞİD ile İlgili Endişeler
2011’de patlak veren Suriye iç savaşının en önemli sonuçlarından biri IŞİD’in ortaya çıkması oldu. 2013-2019 yılları arasında Irak ve Suriye’de önemli topraklar kontrol eden bu örgüt, Batılı ülkelerde kitlesel terör eylemleri gerçekleştirdi.
ABD liderliğinde oluşturulan IŞİD karşıtı koalisyon ve YPG’nin yürüttüğü çatışma, cihatçı grubun 2019’dan itibaren zayıflamasını sağladı. Suriye’deki varlığını büyük ölçüde yitiren IŞİD’in Afrika’da yeniden güçlenme çabaları olduğu, uluslararası raporlarda yer buluyor.
Ayrıca Suriye ve Irak’ta hala uyuyan hücrelerin bulunduğu ve uygun şartlar oluştuğunda tekrar harekete geçebilecekleri bilgisi de gündemde. YPG’nin kontrolündeki cezaevlerinde tutulan 10 bini aşkın IŞİD üyesinin ve ailelerinin tutulduğu kamplardaki 40 bin civarındaki kişinin akıbeti de kaygıların merkezinde yer almaktadır.
Türkiye, bu tutukluların ve ailelerinin vatandaşları oldukları ülkeler tarafından alınmaları gerektiğini ifade ediyor. Ancak Batılı ülkeler güvenlik endişeleri nedeniyle vatandaşlarını kabul etmeye yanaşmıyor.
Erdoğan’dan Bakanlara IŞİD Talimatı
Türkiye, IŞİD ile mücadele eden YPG’yi de “terör örgütü” olarak tanımakta ve ABD’nin 2014’ten bu yana sürdürdüğü iş birliğini sona erdirmesini istemektedir. Ankara, Esad yönetiminin devrilmesiyle başlayan yeni dönemden faydalanma fırsatını değerlendiriyor.
Kaynak, Getty Images
Fotoğraf altı yazısı, El Hol kampında IŞİD üyelerinin yakınları
Üst düzey yetkililer, IŞİD ile mücadelenin devam etmesi için sürecin doğru yönetilmesi konusunda istekli olduklarının altını çizmektedir.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 7 Ocak’ta verdiği bir röportajda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın IŞİD ile ilgili konular üzerinde kendisine ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’e talimat verdiğini aktardı.
Ankara Rol Üstlenmeye Hazır
Fidan, Savunma Bakanlığı ve diğer ilgili kurumlarla yapılan çalışmaların, IŞİD ile mücadele ve mevcut cezaevleri ile kampların gözetimi konusunda Ankara’nın rol üstlenmeye hazır olduğunu gösterdiğini belirtti.
Şam’daki yeni yönetimin de bu süreçte yer alabileceğine dikkati çeken Fidan, Esad’ı deviren Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) örgütünün geçmişte IŞİD ile mücadele ettiğini hatırlattı.
Savunma Bakanı Güler, Aralık ayında yaptığı bir açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin iş birliği için hazır olduğunu ifade ederek, “ABD’ye ‘Terör örgütü PKK/YPG ile hareket etmeyi bırakın, üç komando tugayımızla beraber IŞİD’e karşı birlikte mücadele edelim’ dedik. El-Hol kampının kontrolünü sağlayabileceğimiz bilgisini de ilettik.” dedi.
Ancak Bakan Güler, Washington yönetiminin bu öneriye sessiz kaldığını ve YPG ile çalışmaya devam etmeyi tercih ettiğini belirtti.
ABD Sıcak Bakmıyor
ABD ve diğer Batılı ülkeler, Türkiye’nin önerilerine olumlu yaklaşmıyor. Bu durumun üç ana sebebi olduğu ifade ediliyor:
İlk olarak, Türkiye’nin dahil olmasına rağmen, Şam’daki yeni yönetimin güvenilir bir ortak olup olmayacağının belirsizliği dikkat çekiyor. İkinci olarak, YPG’ye yapılan çok sayıda siyasi ve askeri yatırımın, IŞİD’e karşı etkin bir mücadele sağlamış olması ve bunun göz ardı edilmek istenmemesi söz konusu. Üçüncü faktör ise, ABD ve Batılı ülkelerin YPG’yi Suriyeli Kürtlerin temsilcisi olarak görmeleri ve tekrar yalnız bırakmak istememeleridir.
Kaynak, Getty Images
Fotoğraf altı yazısı, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Suriyeli Kürtleri yalnız bırakmayacağını söyledi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un 6 Ocak’ta yaptığı konuşmada, Suriyeli Kürtleri “özgürlük savaşçıları” olarak adlandırması ve onlara sahip çıkacağına dair güvence vermesi bu durumu pekiştirmekte.
Ankara Trump’ı Bekliyor
Biden yönetimi ile bu konuda bir uzlaşı bulamayan Ankara, 20 Ocak’ta göreve başlayacak Donald Trump ile yeni bir diyalog başlatmayı ve önerilerini kabul ettirmeyi umuyor.
Ankara’daki değerlendirmelerde, Trump’ın Suriye’den asker çekme konusunu önceki dönem başkanlığında hayata geçiremediği ortaya konmakta ve bu kez durumu farklı bir şekilde uygulama ihtimalinin doğduğu düşünülmekte.
Bununla birlikte, Trump 7 Ocak’taki bir basın toplantısında Suriye’den asker çekmeye dair bir soruya yanıt vermedi ve Erdoğan’a “Kürtlere dönük operasyon yapmamasını” istediğini hatırlattı.
Diplomatik kaynaklar, İsrail ile Hamas arasındaki gerilimin sürmekte olduğu bir dönemde ABD’nin asker çekme kararını almasının zor olacağının altını çizmektedir; özellikle Merkez Kuvvetler Komutanlığı’nın (CENTCOM) bu konuya sıcak bakmadığı belirtiliyor.
Son günlerde Suriye’deki asker sayısının 900’den 2000’e yükseltildiğine dair haberler, bu tespitleri güçlendirmekte.
Kaynak: BBC Türkçe