ABD Başkanı Donald Trump’ın 20 Ocak 2017 tarihinde göreve başladığı tarihten itibaren, gümrük tarifeleri ve ticaret savaşları, Fed Başkanı Jerome Powell ile yaşadığı gerilimler doları olumsuz etkiledi. Bu süreçte dolar endeksi son 3 yılın en düşük seviyesine gerileyen değer kaybına uğrarken, yatırımcılar daha güvenli gördükleri para birimlerine yönelmeye başladı.
Peki, Trump döneminde dolar karşısında en çok değer kazanan para birimleri hangileri oldu? Türk Lirası’nın durumu ne oldu?
Yatırımcılar Altına Yöneldi
Trump’ın göreve başladığı günden bu yana yatırımcıların gözdesi altın oldu. 2023 yılının başlangıcından itibaren ons altın yatırımcısına yüzde 32,3 oranında kazanç sağlarken, Türkiye’de gram altın yatırımcısına yüzde 43 oranında bir getiri sundu. Altın, her yeni güne rekorla başlarken ABD doları karşısında da değer kazanmaya devam ediyor. Bunun yanı sıra, pek çok ülkenin para birimi de dolar karşısında değerlenmiştir.
Dolara Karşı En Çok Değer Kazanan Para Birimi: Ruble
CNBC-e’nin haberine göre, Trump’ın göreve gelmesinin ardından dolar karşısında en fazla değer kazanan para birimi Rus Rublesi oldu. Ruble, 92 günlük zaman diliminde dolara karşı yüzde 23,79 oranında değer kazandı. Rublenin ardından gelen İsveç Kronu ise dolara karşı yüzde 16,2’lik bir değer artışı yaşadı.
Öte yandan, son 10 yılda İsviçre Frangı karşısında en kötü performansını sergileyen ABD doları, 0,80695 seviyesine kadar geriledi. Trump’ın göreve başlamasından bu yana dolardaki kazanç oranı yüzde 12,65 olarak kaydedildi.
Donald Trump’ın Avrupa Birliği ile ticaret savaşı ilan etmesi ve birçok yeni tarifeyi devreye almasının ardından Euro, dolar karşısında son 3 yılın zirvesini gördü. Euro, bu 92 günlük süreçte yüzde 10,77 oranında değer kazandı.
Türk Lirası Değer Kaybetti
Donald Trump’ın göreve gelmesinin ardından birçok ülke para birimine karşı değer kaybeden dolar, Çin Yuanı, Güney Afrika Randı, Endonezya Rupisi, İsrail Şekeli, Türk Lirası ve Arjantin Pesosu gibi para birimlerine karşı değer kazandı.
Türk Lirası, ABD doları karşısında son 92 günde yüzde 6,88 oranında bir değer kaybı yaşadı. Bu alanda Türkiye’nin ardından yüzde 8,11 ile Arjantin Pesosu geliyor.
ABD Borcunu Anlamsızlaştırma Çabası
ABD dolarının değer kaybı hakkında CNBC-e’ye değerlendirmelerde bulunan İstanbul Portföy Makro Stratejisti Berk Dinçtürk, ABD’nin borcunu anlamsızlaştırma çabası içinde olduğunu ifade etti. Dinçtürk, “İki temel neden var. Birincisi, Amerika’nın borç seviyesinin çok yüksek olması. Borcun büyüme oranı şu anda yüzde 125 seviyesinde olup, bu durum sürdürülebilirlik açısından endişe verici. Tarihsel olarak bu oran yüzde 60’a ulaştığında tehlike çanları çalmaya başlar ve yüzde 90’ı aşması adeta bir ‘ölüm sarmalı’ anlamına geliyor,” dedi.
İkinci neden olarak ise Dinçtürk, ABD’nin devasa, 36 trilyon dolarlık borcunu anlamlandırma amacını vurguladı. “Eğer biz Türk Lirası üzerinden borçlandıysak, borç yükümüzü azaltmak için TL’nin diğer para birimleri karşısında değer kaybetmesini isteriz. Amerika da benzer bir strateji izliyor; doları zayıflatıp bu borcun reel yükünü hafifletmek istiyor.” şeklinde konuştu.
Faiz İndirimleriyle Değer Kaybı Hızlanacak
Trump’ın Fed Başkanı Powell’a ‘faizi indir’ çağrılarını değerlendiren Dinçtürk, faiz indirimlerinin doların değer kaybını hızlandıracağını belirtti. “Bu süreçte dolara karşı değer kazanan para birimleri öne çıkıyor. Özellikle emtia para birimleri, Euro ve Japon Yeni gibi paralar değer kazanıyor. Bunun nedenleri arasında bu ülkelerin ekonomilerini canlandırma çabaları var. Ayrıca, Amerikan ekonomisinde yaşanan yavaşlamada, yatırımcılar paralarını kendi ülkelerine çekiyor,” dedi.
Ayrıca, ABD Merkez Bankası Fed’in faiz indirim sürecinin dolların değer kaybetmesini hızlandıracak bir etken olduğunu sözlerine ekledi. Bu yılın başlarında kimse ABD’den faiz indirimi beklemıyordu. Ancak ekonomik büyüme yavaşlıyor ve enflasyon geriliyor. Bu durum, Fed’in hızla faiz indirim sürecine girmesine yol açabilir.
Trump Bir Kez Daha Haklı Çıkabilir
Trump ve Powell arasında yaşanan gerginliğe de değinen Dinçtürk, Fed’in faiz indirimine gitmek zorunda kalacağını ve Trump’ın bir kez daha haklı çıkacağını öne sürdü. Dinçtürk, “Powell’ın son söylemlerine göre, şu an için faiz indirimi gündemde değil. Ancak geçmişte benzer tutumlar sergileyip, ardından farklı bir politika izlediğini bildiğimiz için yılın genelini değerlendirmek daha sağlıklı olur,” şeklinde konuştu.
Uzun vadede petrol fiyatlarının 50-60 dolar bandında kalması, enflasyonun düşmesi gibi faktörler, Fed’in faiz indirim sürecine daha erken girmesine destekleyebilir. Bu durum da Trump’ı bir kez daha haklı çıkarabilir.
Zayıf Dolar Gelişmekte Olan Ülkeler İçin Fırsat
Son 92 günlük süreçte ABD dolarına karşı en fazla değer kazanan para birimi Rus Rublesi oldu. Berk Dinçtürk, zayıf doların gelişmekte olan ülkeler için bir fırsat sunduğunu belirtti. “Emtia ihracatçısı olan Rusya, bu anlamda zengin bir ülke. Rus Rublesi, Brezilya Reali, Meksika Pesosu, Kanada Doları gibi para birimleri, zayıf dolar ile birlikte avantaj kazanıyor,” dedi.
Türk Lirası Neden Değer Kaybetti?
Türk Lirası’nın değer kaybını iç dinamiklere bağlayan Dinçtürk, yatırımcı güveninin sağlanmasının Türk Lirası’nın değer kazanma eğiliminde önemli olduğunun altını çizdi. “Yatırımın en önemli unsuru güvendir. Hane halkının güveni sağlandığında, Türk Lirası da değer kazanmak üzere bir eğilim gösterebilir. Bunun için para politikası ve enflasyon verileri gibi faktörlere dikkat edilmesi gerekiyor,” ifadelerini kullandı.
Kaynak: Ekonomim