İstanbul’da 6.2 büyüklüğünde bir deprem yaşandı. 13 saniye süren sarsıntı, yaklaşık 300 km’lik bir alanda hissedildi. Can kaybının olmadığı bildirildi, ancak 151 kişi yüksekten atlayarak yaralandı. Depremin ardından 184 artçı sarsıntı kaydedildi ve 296 yapı hasarı ihbarı alındı. Telefon hatları çökerken, toplanma alanı sıkıntısı yeniden gündeme geldi.
Arap medyasında Kanal İstanbul güzergahındaki ‘vatandaşlık garantili’ konut satışı reklamlarının yayınlanması ve depremin ardından ‘Ya Kanal ya İstanbul’ tartışmaları yeniden gündeme geldi.
İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, seçildiği günden bu yana Kanal İstanbul projesinin megakentin su kaynağını tehdit edeceğini ve deprem riskini artıracağını vurguluyor. 6.2’lik depremin ardından yaptığı açıklamada, şunları söyledi:
“Kanal İstanbul ve benzeri ihanet projelerinden İstanbul’u uzak tutarak devletimiz ve milletimiz için beka problemi olan İstanbul Depremine ve sonuçlarına hızlıca hazırlanmalıyız.”
“BİR CİNAYET PROJESİDİR”
2019 yılında düzenlenen “Deprem Çalıştayı”nda İmamoğlu, projenin yalnızca bir deniz yolu ulaşımı sağlamakla kalmayıp, İstanbul’a zarar verecek bir durum olduğunu belirtmişti:
“Özetle bu proje İstanbul’a bir ihanet projesi bile değildir. Resmen bir cinayet projesidir. İstanbul için gereksiz bir felaket projesidir. Bu proje bittiğinde İstanbul bitmiş olacak”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) Kanal İstanbul projesi ile ilgili çalışmalarda; bu güzergah üzerinde yer alan Sazlıdere Barajı ile Marmara Denizi arasındaki bölümün aktif fay hatları üzerinde bulunduğu ve zemin sıvılaşması, heyelan ve tsunami riskleri taşıdığı bildirilmektedir.
“YA KANAL YA İSTANBUL DERKEN BUNU SÖYLÜYORDUK”
Halen İBB’nin soruşturması kapsamında tutuklu bulunan İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Buğra Gökçe, deprem sonrası ‘Ya Kanal Ya İstanbul’ sloganını hatırlatarak önemli uyarılarda bulundu.
Gökçe, tüm uzmanların depremin bir “beka” meselesi olduğuna dikkat çekerek, “Ne olur artık fantezi projelere kaynak ayırmayın!” çağrısında bulundu.
İBB olarak bu konuya ilişkin bir yönetmelik hazırladıklarını, ancak yasal düzenlemeye ihtiyaç olduğunu vurgulayan Gökçe, “Düzenlemeyi yapıp olan kaynaklarımızı etkin ve verimli kullanmalı, yapı stoğunu en riskli olandan başlayarak güçlendirmek zorundayız” dedi.
Gökçe’nin açıklaması şöyle:
“Silivri’de çok şiddetli sarsıldık. İstanbul başta Marmara Bölgesi için derin bir endişe duyuyorum. Senelerdir öncelikli yapılacakları anlatıyoruz..
Tüm uzmanlar deprem için ‘Beka’ meselesi diyor. Ne olur artık fantezi projelere kaynak ayırmayın!
Şu aşamada planlama alanında uzman bir meslek adamı olarak en acil uyarım ve önerim şudur: İstanbul başta riskli yapı stoğu olan kentlerimizde yapıların ‘kısmi güçlendirmesi’ne olanak sağlayan yasal düzenlemeyi yarın yapalım.
Gecikme lüksümüz yok!
Bu düzenleme sonucunda yapılar düşük maliyetle güçlendirilebilir, güçlendirilen yapılar enkaz halinde sandviç biçiminde yıkılmaz, hasar alır ama binlerce can kaybı önlenir ve insan kurtulur.
Bu konuda İBB olarak bir yönetmelik de hazırlamıştık. Ancak yasal düzenleme gerekli. Düzenlemeyi yapıp olan kaynaklarımızı etkin ve verimli kullanmalı, yapı stoğunu en riskli olandan başlayarak güçlendirmek zorundayız.
Bir kez daha haykırıyorum. Ya Kanal Ya İstanbul derken bunu söylüyorduk.
İstanbul ve Türkiye için, yapı stoğunun güçlendirilmesine yönelik düzenleme yapılsın ve kaynaklar kentlerimizi deprem ve afetlere karşı güçlendirmek için ayrılsın.
Başka İstanbul yok!
Tüm halkımıza kalpten geçmiş olsun dileklerimle..
Bu twit, 13.15 sularında depremin sıcaklığı ve duygu yoğunluğu ile yazılmış olup, avukat ziyareti sonrası paylaşılmıştır. Gecikme cezaevi koşullarından kaynaklanmaktadır.”
Kaynak: Halk TV
