Serra Karaçam
Bugün ABD gündeminde Türkiye’yi doğrudan etkileyen iki önemli gelişme öne çıktı.
ABD Hazine Bakanı’nın Türk Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile gerçekleştirdiği görüşme sonrası, bakanlık web sitesindeki açıklamada önemli değişiklikler gözlemlendi.
İlk olarak ABD Hazine Bakanlığı’nın web sitesinde yayımlanan ve gazetecilere e-posta ile iletilen metin, daha sonrasında değiştirildi.
23 Nisan tarihli ilk açıklamada Türkiye ekonomisine dair daha sert ifadeler kullanılırken, son versiyonda ton yumuşatıldı ve farklı bir metin yayımlandı.
E-posta ile gönderilen ilk metinde, “Bugün, Hazine Bakanı Scott K.H. Bessent, Türkiye Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan ile bir araya geldi. Bakan Bessent ve Bakan Şimşek, ABD’nin İran ve İran ile bağlantılı vekil güçlere yönelik yürüttüğü ‘maksimum baskı’ kampanyasını görüştüler.
Toplantıda Bakan Bessent, ABD tarafından yaptırım listesine alınan Rus aktörler ve terör gruplarının Türk finansal sistemini istismar etmelerini önlemek adına Türkiye’nin adım atması gerektiği konusunda uyarıda bulundu.
Ayrıca, Türkiye hükümetinin mevcut ve gelecekte atmayı planladığı adımlar hakkında bilgi talep ederek, Türk piyasalarındaki dalgalanmalara karşı alınacak önlemler ve Türkiye’nin belirsiz ekonomik görünümü üzerine düşüncelerini paylaştı.” denmişti.
Dikkat çeken bir başka ayrıntı ise, Hazine Bakanı’nın sosyal medya paylaşımlarında ikinci açıklamaya rağmen Rusya ile ilişkiler ve terör finansmanı konularına değinmediği oldu. İlk metinde bu konuların yanı sıra ekonomik belirsizlik ve dalgalanmalar da vurgulanmıştı.
Toplantıdan iki gün sonra, 25 Nisan tarihlerinde Yunus Emre Enstitüsü’nün desteğiyle Meridyen House’da gerçekleştirilen programa basın önceden davet edilmişti.
Ancak programın başlangıcının basına açık olacağı belirtilmesine rağmen son anda kapalı bir hale getirildi. Sunucu, Bakan Şimşek’in açıklamalarının başlangıcının medyaya açık olacağını belirtse de sonradan bu durum değişti. Meridyen House yetkilileri, alınan bu kararın kendilerinden kaynaklanmadığını ifade etti.
Bakan Şimşek’in uzun yıllardır danışmanlığını üstlenen Enes Çelebi, ABD Hazine Bakanlığı web sitesindeki metin değişikliğinden haberdar olmadığını belirtti. Bu durum, kendisinin önceki görüşmelerin ardından gelişmeleri takip etmediği ya da bilgi almadığı anlamına geliyor.
Bakanlığın Türk tarafından bir talep olmadan metni değiştirip değiştirmediğine dair ise herhangi bir açıklama yapılmadı.
Son dakika değişiklikleri ve basın konusundaki kararlar, kamu kaynaklarıyla görev yapan kurumların daha şeffaf ve dikkatli bir tutum sergilemesi gerektiği yönünde eleştirilere neden oldu.
Metin değişikliği, Trump yönetiminin Erdoğan ile iyi ilişkileri nedeniyle ortaya çıkan bir baskı olarak değerlendirilebilir.
UMUTLAR İKİLİ TİCARETTE, MAYIS’TA WASHİNGTON’DA BULUŞMA OLACAK
Öte yandan, Nisan 2025 Cuma akşamı, Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi amacıyla Ticaret Bakanı Ömer Bolat, ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick ve ABD Ticaret Temsilcisi Büyükelçi Jamieson Greer ile detaylı istişarelerde bulundu. Toplantının oldukça yapıcı ve verimli geçtiği bildirildi.
Görüşmede, ABD’li yetkililer yeni görevleri dolayısıyla tebrik edildi. Taraflar, iki ülke arasındaki ekonomik iş birliğini ilerletmeye yönelik güçlü niyetlerini bir kez daha vurguladı.
Görüşmede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump tarafından daha önce belirlenen yıllık 100 milyar dolarlık karşılıklı ticaret hacmi hedefinin gerçekleştirilmesine yönelik kararlılığın yeniden teyit edildiği aktarıldı. Enerji, kimya, otomotiv, tekstil, hazır giyim, tarım, dijital ekonomi ve altyapı gibi pek çok sektörde iş birliğini artırmaya yönelik ortak hedefler belirlendi.
Bolat, görüşmesini sosyal medyadan, “
” sözleriyle duyurdu.
TRUMP’TAN RÜMEYSA ÖZTÜRK YORUMU
25 Nisan’da Time dergisine verdiği röportajda, ABD Başkanı Donald Trump, tutuklu Türk öğrenci Rümeysa Öztürk’ün durumu hakkında soruları yanıtladı. Trump, davadan haberdar olmadığını ve bu konuda kendisine doğrudan ulaşılmadığını ima etti.
Önceki dönemde Beyaz Saray, Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rahip Brunson davasında doğrudan temas kurduğunu belirtmişti; Trump, rahibi serbest bırakmaması durumunda Türkiye ekonomisinin batacağını söylemişti. Bu durumu yakın zamanda sık sık dile getiren Trump, Erdoğan’ın kendisini dinleyerek masum olduğunu iddia ettiği rahibi teslim ettiğini de hatırlatmıştı.
Benzer bir talep sürecinin Rümeysa Öztürk için geçerli olup olmayacağı sorusu kamuoyunda tekrar gündeme geldi.
Başkan Trump ayrıca, Adalet Bakanlığı’ndan Öztürk’e yönelik somut delillerin olup olmadığını sormayı ve açıklamalarını istemeyi değerlendireceğini ifade etti. “Bu konuda hiçbir sıkıntı yaşamam,” diyerek, elde delil olmaması halinde kararın değişebileceğine dair bir zemin oluşturdu.
Rümeysa ile ilgili terörizm bağlantısı ve antisemitizm delili olmadığı, fakat dış politikaya olumsuz etki eden durumların Dışişleri Bakanlığı yetkisiyle iptal edilebileceği belirtiliyor.
Kaynak: Halk TV
