MCBÜ Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Hafsa Sultan Hastanesi Başhekim Yardımcısı Prof. Dr. Yavuz Havlucu, astım hastalığının görülme sıklığının yanı sıra neden olduğu engellilik ve ölümlerin, bu konuda farkındalığın artırılmasını zorunlu kıldığını belirtti. Her yıl, Mayıs ayının ilk Salı gününün ‘Dünya Astım Günü’ olarak kutlandığını ifade etti.
Bu özel gün dolayısıyla, dünya genelinde ve Türkiye’de astım farkındalığına yönelik çeşitli etkinliklerin yapıldığını vurgulayan Prof. Dr. Havlucu, astımın akciğer içi hava yollarında mikrobik olmayan bir iltihap sebebiyle hava yolu duvarlarının daralması sonucu oluşan müzmin bir akciğer hastalığı olduğunu aktardı.
Her 1000 ölümden 3‘ü astım‘dan
Prof. Dr. Havlucu, astım hastası sayısının dünya genelinde 350 milyon civarında olduğunu, her yıl 400 binden fazla ölümün astıma bağlı olarak gerçekleştiğini belirtti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 2023 yılına ait ölüm ve ölüm nedeni istatistiklerine göre, her 1000 ölümden yaklaşık 3’ünün astım nedeniyle gerçekleştiğine dikkat çekti. GINA (Tüm Dünya’da Astıma Karşı Küresel İş Birliği) tarafından 2025 yılına yönelik belirlenen temaya uygun olarak bu yılki Dünya Astım Günü teması, “Astımda inhaler tedavi: Ne kadar doğru o kadar etkili” şeklinde belirlendi. Prof. Dr. Havlucu, astımın, tekrarlayan ve ataklar halinde gelen nefes darlığı, hırıltı, göğüste baskı hissi ve öksürük gibi belirtilerle kendini gösterdiğini ifade etti. Doğru tanı için yakınmaların detaylı bir şekilde değerlendirilmesi ve solunum fonksiyon testlerinin yapılmasının önem taşıdığını söyledi.
Tedavinin amacı: normale en yakın yaşamlarını sürdürmek
Astım tedavisinin amacının, hastalığın belirtilerini kontrol altına alarak hastaların yaşam kalitesini artırmak olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Havlucu, uygun ilaç tedavilerinin verilmesi ve hastanın tedavi protokolüne bağlı kalmasının yanı sıra astım tetikleyicilerinden kaçınmasının da tedaviyi kolaylaştıracağını sözlerine ekledi. Astım tedavisinde, 12 yaş ve üzeri hastalarda kurtarıcı ilaçların tek başına kullanılmaması, inhaler kortizonla birlikte alınmasının önerildiğini belirtti. Düzenli tedavi uygulamaları ile astımlı bireylerin günlük yaşamlarının büyük bir kısmında kısıtlama olmadan yaşamasının mümkün olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Havlucu, astım kontrolünün; sağlıklı bir tedavi ile gündüz ve gece belirtilerin görülmemesi, kurtarıcı ihtiyacı doğurmaması, günlük aktivitelerin rahatlıkla yerine getirilebilmesi ve astım atağının yaşanmaması anlamına geldiğini vurguladı. Tedavi süreçlerini güçleştiren unsurlar arasında yanlış ilaç kullanımı, solunum yolu enfeksiyonları ve çeşitli tetikleyicilere maruz kalmanın etkili olduğunu kaydetti.
Astım kontrolünü kolaylaştıran faktörler
Astımın kontrolünü kolaylaştıran etmenlerle ilgili yapılan araştırmaların önemli bulgular sunduğunu açıkladı. Prof. Dr. Havlucu, bu etkenler arasında; tütün ürünlerinden uzak durulması, dengeli ve sağlıklı beslenme, düzenli fiziksel aktivite, obezite ile savaşmak, temiz hava ortamı sağlamak ve hastaların doktorun önerdiği şekilde ilaç kullanmalarının yer aldığını dile getirdi. Astım kontrolünün sağlanmasında, tetikleyici faktörlerin tespit edilmesi ve bunlardan kaçınılması gerektiğini belirtti. Özellikle ilkbahar aylarında polen yoğunluğunun artması nedeniyle astım hastalarının kontrolünde zorluk yaşayabileceğini ve bu dönemde astım ataklarının sıklıkla görülebileceğini vurguladı.
Manisa ili de polen yoğunluğunun yüksek olduğu bölgelerden
Manisa’nın polen yoğunluğu açısından dikkat çeken bölgelerden biri olduğunu belirten Prof. Dr. Havlucu, polenlerin çiçekli bitkilerin çoğalmasına aracılık eden protein yapısında maddeler olduğunu söyledi. Çok küçük yapıya sahip olan polen tanelerinin, rüzgar yardımı ile uzaktan kolayca taşınabileceğini ifade etti. Her yıl farklı bitkilerin mevsim şartlarına bağlı olarak polenlerini yaydığını aktaran Havlucu, polen mevsimlerinin ve yoğunluklarının çevresel faktörlere göre değiştiğini belirtti. Polen alerjisi olan bireylerde, polenle temasta burun ve göz rahatsızlıkları görülebileceğini, bu durumun astımlı hastalarda belirtileri artırabileceğini vurgulayarak, polen yoğunluğunun arttığı dönemlerde korunma yöntemlerini de paylaştı. Sabah erken ve öğle saatlerinde polenlerin yoğun olduğunu, yağmur sonrası polen yoğunluğunun azalacağını ifade etti. Prof. Dr. Havlucu, bu nedenle, polen mevsiminde dışarıda kalan aktivitelerin saatlerine dikkat edilmesi gerektiğini belirtti. Sabit alanlarda yapılacak spor faaliyetlerinin ya da ev içinde kalmanın önerildiğini, polenle karşılaşıldığında çeşitli önlemler alınması gerektiğini açıkladı.
Kaynak: Manisa’ da Gündem