Deutsche Welle’nin haberine göre, yaşlanan Alman toplumu, işgücü ve kalifiye eleman eksikliği gibi sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Bu durum, şirketlerin faaliyetlerini olumsuz etkileyen bir bürokrasi ağırlaşmasına yol açıyor.
Yeni Alman hükümeti, ekonomik durumu hızlı ve sürdürülebilir bir şekilde iyileştirmek için çaba göstermekte. Ancak, Ekonomi Uzmanları Konseyi, hükümete bu konuda geçici bir iyileşmenin neredeyse imkansız olduğu yönünde uyarılarda bulunuyor. Uzmanlar, bahar raporlarında, “açıkça belirgin bir zayıflık evresinden” geçildiğini ifade ederek hızlı bir toparlanmanın olasılığını sorguluyor.
ALMAN EKONOMİSİ ARTIK REKABETÇİ DEĞİL
Konseyin beş ekonomi profesörü, 2025 yılı için durgunluk, yani sıfır büyüme öngörüyor. Uzmanlara göre, Almanya’nın ekonomisi ancak 2026 yılında, yüzde 1 civarında bir büyüme ile kısmi bir toparlanma sürecine girebilir. Ancak, orta ve uzun vadede Almanya’nın eski ekonomik başarılarına geri dönüp dönemeyeceği konusunda endişeler var.
Alman ekonomisi, global ölçekte giderek daha az rekabetçi hale geliyor. Rusya’nın 2022’de Ukrayna’yı işgal etmesi ve Rus gazı sevkiyatının durması, bu konuda belirleyici bir etki yarattı. Önceden ucuz enerji ve yüksek mühendislik becerileri ile dünya çapında talep gören ürünleri üreten Alman iş modelinin artık geçerliliğini yitirmiş durumda.
DONALD TRUMP VE ALMAN İHRACATINDAKİ SORUN
İçerdeki sorunlar da dikkate alındığında, “Ekonomi bilgeleri” olarak adlandırılanların raporunda, bürokratik gereklilikler ve uzun izin süreçlerinin genel ekonomik büyümeyi yavaşlattığı vurgulanmaktadır. ABD Başkanı Donald Trump’ın politikaları, Alman ekonomisini olumsuz etkileyerek, getirdiği gümrük vergileri ile dünya çapında ekonomik büyümeyi tehdit edip, özellikle de ihracata dayalı Alman ekonomisine zarar vermektedir.
Almanya Ekonomi Bakanı Katharina Reiche, temmuz ortasına kadar hayata geçirilmesi planlanan yeni önlemlerle işletmelere destek sağlamayı amaçlıyor. Bu önlemler arasında daha düşük elektrik vergisi, kurumlar vergisi kesintileri ve işgücü piyasası reformları bulunuyor. Reiche, bu değişikliklerin büyümeyi artıracağını savunmakta.
Ekonomi uzmanları, federal hükümetin geleceğe yönelik daha gerçekçi bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini ifade ediyor. Uzun vadede sürdürülebilir olmayan işlerin korunması yönündeki adımların atılmaması gerektiğini belirtiyorlar. Alman Ekonomi Uzmanları Konseyi Başkanı Monika Schnitzer, “Yapısal değişimi sübvansiyonlarla durdurmaya odaklanan bir ekonomik politika uzun vadede başarılı olamaz” şeklinde uyarıda bulunarak yeni iş modellerinin teşvik edilmesi gerektiğini dile getiriyor.
İktidardaki CDU/CSU ve SPD partilerinin Yeşiller’in desteğiyle kabul ettiği milyarlarca dolarlık mali paket, umudu artıran bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Önümüzdeki 12 yıl içerisinde 500 milyar avroluk yatırım, eski altyapının yenilenmesi amacıyla yapılacak.
PARA ARZULARI YARATIR
Ekonomist Achim Trüger, mali paketin manevra alanını önemli ölçüde genişlettiğini ancak bunun sadece paranın doğru bir şekilde harcanması durumunda etkili olacağını belirtmektedir.
Ancak uzmanlar bu noktada şüpheci bir yaklaşım sergiliyor. Ekonomist Ulrike Malmendir, doğru yolda ilerlemeyen sosyal kesimlere yönelik “hediye” önerilerinin hayata geçirileceğine dikkat çekiyor. Örneğin, doğum yardımlarının artırılması, tarım sektöründe mazot desteği ve gastronomide vergi indirimleri gibi uygulamalar ortaya konmakta. Ekonomistler, mali paketten gelecek fonların yalnızca gerçek yatırımlara allokasyonunu temin edecek bir yasanın çıkarılmasını talep ediyor.
12 yıllık bir süre boyunca 500 milyar avroluk yatırımdan beklenen olumlu etkilerin kısa vadede gerçekleşmesi beklenmiyor. Uzmanlar, bu kaynağın ciddi oranda artan savunma harcamaları gibi kredi ile finanse edileceği konusunda uyararak, Almanya’nın AB’nin borç gereksinimlerini karşılayamayabileceğine dikkat çekiyor. Ancak ülkenin yapısal olarak kendini modernize etmesi halinde maliyetlerin karşılanabileceği ifade ediliyor.
BİRÇOK ALMAN YARI ZAMANLI ÇALIŞIYOR
Yeni Federal Şansölye Friedrich Merz, Almanya’daki bireylerin daha fazla çalışması gerektiğini sık sık dile getiriyor. CDU’nun Ekonomi Konseyi toplantısında yaptığı konuşmada, “Dört günlük çalışma haftası ve iyi bir iş-yaşam dengesi olup olmadığı konusunda sürekli endişeyle refahı sürdüremeyiz” ifadesini kullanıyor. Merz, esnek çalışma saatleri ve emeklilik yaşındaki bireylerin gönüllü olarak çalışmaya devam etmelerini teşvik eden önlemlerin önemine de dikkat çekiyor.
Yaşlanan toplum, diğer bir sorun olarak öne çıkıyor; sürekli olarak daha az çalışan, emeklilere sosyal güvenlik primleri ödemekte. Ekonomi profesörü Veronica Grimm, “Daha az çalışanla daha üretken olmak önemlidir. Bu da dijitalleşme ve bürokrasinin azaltılmasıyla elde edilebilir” sözleriyle bu durumu özetliyor.
BÜROKRASİNİN AZALTILMASI YAVAŞLIYOR
Hükümetin ekonomik uzmanlar konseyinin, işletmeler için bürokratik maliyetlerin henüz yeterince azaltılmadığını eleştirdiği biliniyor. Konsey, çeşitli önlemlerin acilen hayata geçirilmesi gerektiğini belirtiyor. İzin verme süreçlerinin hızlandırılması, işletmelerin devlet karşısında bilgi yükümlülüklerinin azaltılması, kamu yönetiminin dijitalleştirilmesi ve tek bir ulusal e-devlet portalının oluşturulması öneriliyor. Ayrıca yeni düzenlemelerin pratik bir odak geliştirerek bunun yalnızca ek bürokrasi yaratmamasının önemli olduğu vurgulanıyor.
“Umutla korku arasında” ifadesi, hükümet uzmanlar konseyinin durumu tanımlama şekli olarak öne çıkıyor. İş dünyasının tepkileri ise karışık. Alman Sanayi ve Ticaret Odası, “Gerçek bir iyimserlik ruhu yok. Zaman daralıyor. Şimdi sıra politikacılarda” şeklinde bir açıklama yapıyor.
Kaynak: Halk TV