Son haftalarda altın fiyatlarında görülen düşüş, yatırımcılar arasında kaygı yaratmaya devam ediyor. Gram altın 4 bin TL seviyelerine gerilerken, uzmanlar bu durumu “panik değil, strateji zamanı” şeklinde nitelendiriyor. 2024’ün son çeyreğinde rekor seviyeleri gören altın, 2025’in ilk yarısında ABD Merkez Bankası’nın faiz politikaları, küresel dolar talebi ve jeopolitik gerginliğin azalmasıyla birlikte geri çekildi. Ekonomistler, bu düşüşün uzun vadeli yatırımcılar için önemli fırsatlar sunduğunu açıklamaktadır.
Altın uzun vadede hala güçlü bir yatırım aracı
Demaş A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Cumhur Kitiş, altın yatırımında panik yerine bilinçli adımlar atılması gerektiğine vurgu yaptı. Geçmiş verilerin altının uzun vadede değer kazanmaya devam ettiğini gösterdiğini belirten Kitiş, “Altın fiyatlarının düşmesi, yatırımcıyı paniğe değil stratejiye yönlendirmeli. Yatırımda asıl başarı, düşük fiyatlardan almak değil, doğru zamanda pozisyonu değerlendirmektir. Bilinçli yatırımcı bu dönemleri fırsata çevirir.” diye belirtti. Kitiş, yatırımcıların en sık yaptığı hatanın, fiyatlar geri geldiğinde altınlarını hızlı bir şekilde elden çıkarmak olduğunu ifade etti. “Oysa dalgalı dönemler, düzenli alım yapanlar için maliyet avantajı sağlar. Piyasada ‘cost averaging’ olarak bilinen yöntemle fiyatlar düştüğünde düzenli alım yapılırsa, ortalama maliyet düşer ve yükseliş döneminde daha iyi bir getiri sağlanır.” şeklinde konuştu.
Altın yatırımında duygusal değil, stratejik kararlar alarak uzun vadede kazanç sağlanabilir
Cumhur Kitiş, altın yatırımında duygusal kararlar yerine ekonomik verilerin takip edilmesi gerektiğini de dile getirdi. “Altın yatırımında başarılı olmanın yolu, psikolojiyle değil verilerle hareket etmekten geçer.” diyen Kitiş, ABD tahvil faizleri, enflasyon beklentileri ve jeopolitik gelişmelerin altın fiyatları üzerinde belirleyici etkisi olduğuna dikkat çekti. Yatırımcıların kaynağı belirsiz altın alımlarından kaçınması ve güvenilir e-ticaret platformları ile kuyumculuk belgesi olan firmaları tercih etmesi gerektiğini belirtti. Altın, birçok yatırımcı için sadece bir kazanç aracı değil, aynı zamanda finansal riskleri dengeleyecek bir ‘güvenlik yastığı’ işlevi de görüyor. Portföylerin en az yüzde 10-20’sinin altın veya benzeri güvenli varlıklardan oluşması gerektiğinin altını çizen Kitiş, piyasa hareketlerinde sadece fiyata bakmanın yeterli olmadığını, ekonominin genel yönüne ve yatırım davranışlarına da dikkat edilmesi gerektiğini ifade etti.
Kaynak: Ekonomim