MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye yakın olduğu bilinen eski akademisyen ve yazar Mümtaz’er Türköne, Bahçeli’nin yeni çözüm sürecinde kararlı bir tutum sergileyeceğini ve gerektiğinde erken seçim yapılabileceğini ifade etti.
Türköne, “Erdoğan çözüm sürecini engellemeye çalışacak, Bahçeli de bu durum karşısında Türkiye’yi erken seçime götürecek çünkü sürecin başarılı olması hukukun işleyişine bağlıdır” dedi.
BAHÇELİ’NİN AÇIKLAMALARIYLA BÜYÜK BAŞLANGIÇ
Genç yaşta Ülkü Ocakları’nda yer alan Türköne, Abdullah Çatlı ve Muhsin Yazıcıoğlu’nun başkanlığı döneminde yönetim kurulu üyeliği yapmıştır. 2011 yılında AKP’nin İstanbul milletvekili adayı olan Türköne, Zaman gazetesinde köşe yazarlığı yapmıştır. 2016 yılında “silahlı terör örgütüne üye olma” suçlamasıyla tutuklanan Türköne, 10 yıl 6 ay hapis cezası aldı. Devlet Bahçeli’nin 2020’deki “Pek çok sorunlu kişinin masum gösterilmeye çalışıldığı bir yerde şehit ağabeyi Mümtaz’er Türköne’nin davası tekraren ve titizlikle değerlendirilmelidir” açıklamasıyla tahliye edilmiştir.
Günümüzde MHP liderinin uzun ve anlamlı açıklamalarını yorumlamasıyla dikkat çeken Türköne, T24’ten Cansu Çamlıbel’e verdiği röportajda gündemdeki tartışmalar ve Bahçeli’nin tutumu hakkında değerlendirmelerde bulundu.
“BAHÇELİ SÜREÇTE KESİNLİKLE ISRARCI”
Bahçeli’nin çözüm sürecine dair kararlılığını dile getiren Türköne, “Devlet Bahçeli için ana mesele çözüm sürecidir. Bahçeli, çözüm sürecinde tavizsiz bir şekilde ısrar ediyor ve bu süreci olumsuz etkileyebilecek her duruma karşı duruş sergiliyor. Şu anda Türkler ile Kürtlerin tek millet olduğu bir projeyi sürdürmektedir. Bu, benim için önemli bir ifade ve inandığım bir gerçek.” şeklinde konuştu.
“PROJENİN TEMELDE ÖCALAN VAR”
Türköne, “Aslında kimin projesi bu?” sorusuna yanıt verirken; “Projenin mimarı Bahçeli ancak bu, tek başına yürütülen bir proje değil. Türkiye’nin mevcut koşullarına dayanarak bu sonucu üreten bir akıl ve inisiyatif mevcut. Bahçeli de buna tam destek veriyor. Bu proje karşısında Abdullah Öcalan faktörü de etkili. Yani, bu proje tek taraflı bir gelişme değil. Öcalan’ın 27 Şubat tarihli açıklaması da bunu kanıtlıyor. Türkiye, modern ulus devletlerde olduğu gibi, anayasaya bağlı, kuvvetler ayrılığının uygulandığı, yargının bağımsız olduğu bir yapı oluşturma yönünde ilerlemektedir. Bu, Orta Doğu’da çok önemli bir fırsat.” dedi.
“BAHÇELİ’NİN DESTEĞİ MÜMKÜN DEĞİL”
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik gerçekleştiren 19 Mart operasyonunun yeni süreç üzerindeki etkileri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tavrı ile Bahçeli’nin yanıtı hakkında Türköne, şu şekilde yorum yaptı:
“Erdoğan’ın iki tercihi var. İlki, mevcut egemenlik yetkilerini kullanarak ülkeyi yönetmek; ikincisi ise hukuka geri dönmek ve anayasal düzeni güçlendirerek bu çözüm sürecini neticelendirmek. Eğer ikinci seçeneği tercih ederse, otokrasi de sona eriyor. Ancak, otokrasi ve zorbalık koşullarından asla vazgeçmezse, destek kaybı ve kötü ekonomi ile birlikte varlığını sürdüremez. Şu anki durumdayken, baskıyı sürdürmediğinde otoriter yönetimi zayıflıyor. Bunun yanı sıra Bahçeli’nin otokrasi desteklemesi mümkün değil. Bahçeli’nin destekleyebileceği tek zemin, Türkiye’nin hukuka geri dönmesini sağlayacak bir çözüm sürecidir. Erdoğan’ın yaşadığı zorluğa işaret eden bir durum bu.
“BAHÇELİ BU FARKINDALIĞA SAHİP”
Çamlıbel’in “Hukuksuzluk zemininde bu ‘terörsüz Türkiye’ sürecinin başarılı olma ihtimali yok, bunu diyorsunuz…” sorusuna Türköne, “Tamamen haklısınız. Böyle bir durum mümkün değil. Bahçeli’nin Türkgün’deki yazılarından işlediği hukuk, anayasa ve temel haklar konusundaki duruşu önemli. Bahçeli bunun bilincinde ve bu konuda net bir tutum sergiliyor. Bahçeli, iktidar gücü elinde olduğu dönemde böyle vurgulamalar yapmazdı. Çözüm sürecine odaklı bir siyasetçi olarak hukuku öne çıkartıyor.
“ERDOĞAN ÇÖZÜM SÜRECİNİ ENGELLEYECEK”
Türköne, 2025 yılı içerisinde Türkiye’nin erken seçime gideceği öngörüsünde bulunarak, şu sözlerle bunu açıkladı:
“Gelin bunu bir senaryo üzerine kuralım. Benim düşüncem şu şekilde… Erdoğan, çözüm sürecini baltalayacak, yani sürecin ilerlemesini engelleyecek. Bahçeli de bu noktada Türkiye’yi erken seçime yönlendirecek. Erdoğan, hukuka dönüşün kendi otoritesini zayıflatacağını düşündüğü için çözüm sürecini kısmen sona erdirmeye çalışacak. Yani Erdoğan, bu sürecin kendisine değil, hukukun işlemesine karşı duruyor. Daha önce belirttiğim gibi hukuka dönüş olmadan bu sürecin başarı şansı yok. Böyle olunca Bahçeli’nin Türkiye’yi erken seçime götürmekten başka seçeneği kalmıyor. Çünkü çözüm sürecinin önünü açmanın yolu budur.
Kaynak: Halk TV