Başarı ve Çaba Üzerine Bir Değerlendirme
“Başarı, çaba ile şekillenir; çaba ise zaman ve enerji gerektirir. Çocuğun kabul görmesi, saygı duyulması, kendisini yeterli hissetmesi ve etkin dinlenilmesi, tüm bu olumlu sonuçları doğurur. Yeterli hissettirilen çocuk, evde etkin dinlendiğinde farkındalığı artar ve içsel motivasyonu yükselir. Kendi geleceği ile ilgili bir neden bulabilir.”
Eğitimci Alper Demir ile başarı meselesini derinlemesine inceledik.
Başarı Algımız ve Gençler Üzerindeki Etkileri
Başarı algımız, çocuklarımıza ve onların geleceklerine önemli ölçüde etki ediyor. Ailelerimizden genetik miras gibi aktarılan başarı kodları ve dışarındaki olayların etkisi, içinde bulunduğumuz koşullar neticesinde belirsizlik ve kaygı yaratıyor. Doğal afetler, salgınlar ve ekonomik sorunlar, zihinsel ve ruhsal sağlığımızı olumsuz etkileyerek farkındalığımızı azaltıyor. Kaygı ve endişe ile hareket eden aileler, çocuklarının çabasına değil, sonuçlarına odaklanmaya başlıyor. Oysa başarı, çaba ve zaman gerektiren bir süreçtir. Ancak bu baskı altında çocuklarımız, kısa süreli hazların peşinden koşmaya başlıyor ve zamanla bu durum bağımlılığa dönüşebiliyor.
Başarı Algısını Anlamak
Başarıyı genellikle sonuçlarla tanımlıyoruz. Örneğin, LGS sınavında 32 netle başlayan bir öğrencinin 80 net çıkarması, ancak aile için hala yeterli olmayabiliyor. Sonuca odaklanmak, çabanın göz ardı edilmesine neden oluyor. Bu da çocukların motivasyonunu ve inançlarını kaybetmelerine yol açıyor. Çocuğun güdülenmesi için gösterdiği çabalar, ailenin takdiriyle desteklenmelidir. Başarı değil, süreç ve çaba önemlidir.
Başarının Kaynağı
Başarı kesinlikle görecelidir; ancak evdeki ilişkiler ile başlar. Evde kabul görme, çocuğa saygı duyulması ve yeterli hissettirilmesi gibi unsurlar, çocuğun içsel motivasyonunu güçlendirir. Eğitim ortamları ve öğretmenlerle olan etkileşim de, çocukların gelişiminde önemli bir rol oynar. Dolayısıyla doğru eğitimcilerle tanışmak çocukların geleceğine yön verebilir.
Öğrencilerin Potansiyelini Ortaya Çıkarmak
Öğrencilerin gerçekleştirilebilir hedefleri ile mevcut durumu arasındaki boşluğu kapatmak, asla zorlamayla veya kıyaslamayla mümkün değildir. Dışsal baskılar içsel motivasyonu yok edebilir. Bu boşluğun dolması, çabanın ve farkındalığın yüksek olmasına bağlıdır. Bunun için çocukların içinde bulundukları iklimin pozitif olması, mutluluk seviyeleri ile doğrudan ilişkilidir. Çocukların mutlu olmalarına izin vermek gerekir.
Çaba Göstermeyen Çocuklar İçin Ne Yapmalı?
Başarı, içsel bir olgudur ve dışarıda olup bitenlerle değil, iç dünyamızla ilişkilidir. Çocukların bulunduğu ortamın mutluluk seviyesi, onların motivasyonunu büyük ölçüde etkiler. Ailelerin, çocukların eğitiminde 3. ebeveyn konumunda olmaları ve bu ilişkiyi doğru şekilde yönetmeleri kritik öneme sahiptir. Teknoloji bağımlılığının önüne geçmek için güvenli sınırlar çizilmelidir; çocukların mutlaka eğitimcileriyle etkileşimde kalması sağlanmalıdır.
Sınav süreçlerinin ve eğitim disiplininin olumlu etkisine inanmak, başarı için önemli bir adım. Çocuklarımıza, sadece başarılarından bağımsız olarak sevgimizi ve güvenimizi hissettirmeliyiz.
Güvenli aile ilişkileri, sınırları belirlenmiş teknoloji kullanımı ve doğru eğitim ortamları, başarıya giden yolda vazgeçilmez unsurlardır.
Sonuç olarak, çocuğun hikayesini nasıl yazdığına tanıklık edeceksiniz; senaryoyu siz değil, o oluşturacaktır.
Değerli görüşleriniz için teşekkürler Alper hocam. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…
Kaynak: Halk TV