Belözoğlu’ndan İtalyan Basınına Açıklamalar
Antalyaspor Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, İtalyan basınından La Gazzetta dello Sport’a mülakat verdi. Belözoğlu, Şampiyonlar Ligi’ndeki Inter-Paris Saint Germain maçıyla ilgili düşüncelerini paylaşarak, “Inter benim ikinci evim. Simone Inzaghi ile birlikte takım yavaş yavaş gelişti ve her geçen gün daha iyi hale geldi. Geçen sezon son 16 turunda elendikleri için o kadar iyi geçmemişti ama bu sezon tüm kulvarlarda harika bir sezon geçirdiler. Bu sefer kazanacaklarına inanıyorum. Bir taraftar olarak bunu umut ediyorum” dedi.
Şampiyonlar Ligi Finalinde Yorumcu Olacak
Belözoğlu, teknik direktörlük kariyerine ek olarak yeni bir görev üstleneceğini de açıkladı. Münih’te düzenlenecek Şampiyonlar Ligi finalinde yorumculuk yapacağını duyururken, “Maçı bir Türk televizyonu için yorumlayacağım” ifadesini kullandı.
Futbola Dair Hayalleri ve Hakan Çalhanoğlu’na Dair Düşünceleri
Belözoğlu’nun konuşması şu şekilde devam etti: “Oyuncuyken herhangi bir kulüpte çalışmayı hayal etmiyordum ama şimdi başta Türkiye’de Fenerbahçe olmak üzere, Avrupa’da oynadığım Inter, Newcastle ve Atletico Madrid gibi takımları çalıştırma hayali en büyük motivasyonlarımdan biri.”
Hakan Çalhanoğlu, Almanya’da doğdu ve son yüzyılda birçok Türk insanı bu ülkeye göç etti. Almanya’da onun gibi milyonlarca Türk kökenli birey var ve hepsi Türkiye’yi ve milli takımımızı çok seviyor. O sahada olduğunda, insanlar onun bizden biri olduğunu hissediyor. Herkesin idolü oldu. Kendisini bireysel olarak iyi tanıyorum ve Serie A’nın en iyi oyuncularından biri olduğunu düşünüyorum. Milli takıma geldiğinde ben kaptandım. Çok gençti ama yetenekliydi, özel bir şeyleri vardı. Büyük karakterli bir oyuncu gibi risk alıyordu.”
Milano Anıları ve Fenerbahçe İle İlişkisi
Milano’da güzel anılarım var. O takımda çok sayıda büyük oyuncu ve lider bulunuyordu. İlk antrenmanlarda Ronaldo ve Zanetti gibi idollerle çalışacağım için heyecanlıydım, bu benim için büyük bir şanstı. O yıllarda çok güçlü takımlarla dolu bir Serie A vardı: Juventus, Milan, Roma, Lazio… O dönemler adeta NBA gibiydi. Sadece bir İtalya Kupası kazanabildik ama harika insanlarla tanıştım, büyük takımlara karşı oynadım ve inanılmaz bir taraftar desteği yaşadım. Gençken daha fazla hata yapıyorsunuz ama o yıllar harikaydı ve Inter hep kalbimde olacak.”
Fenerbahçe’ye gitmeden önce Türkiye’de insanlar beni seviyordu, Galatasaray’da uzun süre ilk 11’deydim ve milli takım kaptanlığı yapmıştım. Fenerbahçe’ye geçtikten sonra sokakta kimse bana hakaret etmedi ama… İlk kez insanların beni eskisi kadar sevmediğini hissettim. Bunu yönetmeyi öğrendim. Biri beni milli takıma ve Avrupa’ya taşıyan kulüptü, diğeri ise kaptanı olduğum ve 40 yaşıma kadar oynadığım takım. Ben kendimi hep Fenerbahçeli hissettim.”
Kaynak: Halk TV