TBMM Çocuklara Karşı Şiddet ve İstismarı Araştırma Komisyonu, gerçekleştirdiği toplantıda önemli konuları ele aldı.
Toplantıda Çocuk ve Ergen Sağlığı Daire Başkanı Yüksel Hakan Aydoğmuş sunum gerçekleştirdi.
Aydoğmuş, bakanlığın çocukları her türlü şiddet, ihmal ve istismardan koruma amacıyla sürdürdüğü çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Türkiye’de 8 bin 200’ün üzerinde aile sağlığı merkezinin mevcut olduğunu belirten Aydoğmuş, 26 bin aile hekimi, 700 psikolog, 605 sosyal çalışmacı ve 215 çocuk gelişimci gibi uzmanların görev yaptığını ifade etti.
0-6 yaş grubundaki çocukların psikososyal gelişimini destekleyen programlar hakkında da bilgi veren Aydoğmuş, bu alanda yapılan çalışmaların önemine değindi.
“İSTİSMAR BELİRTİSİ TESPİT EDİLEN ÇOK SAYIDA ÇOCUK VAR”
Aydoğmuş, program kapsamında izlenen risk faktörleri hakkında şu bilgileri paylaştı:
“Bu programda gözlem yapılan çocuklar, Aile Sağlığı Merkezi’ne getirildiğinde ihmal ve istismar açısından değerlendirilir. Çocuklarda fiziksel istismar veya ihmal belirtileri, yaygın morluk, pişik, kesik ve yanık gibi durumlar olarak gözlemlenir. Eğer istismar şüphesi varsa, yasal olarak ihbar zorunluluğu nedeniyle rapor tutulup bildirimde bulunulur ve sık izleme süreçleri başlatılır. Aile Hekimliği Bilgi Sistemi’nde kaydedilen veriler, Sağlıkta İstatistik ve Nedensel Analizler Sistemi’nden raporlanmaktadır. 2024 yılında 844 bin 322 çocuğun izlemi yapılmış, bu çocuklar arasında fiziksel istismar ya da ihmal belirtisi tespit edilen sayısı ise yalnızca 32 olmuştur.”
‘TOPUK KANI VERMEYİ REDDEDEN AİLELERİN SAYISI 5 KAT ARTTI’
Türkiye‘de son yıllarda artan bilim karşıtlığı nedeniyle çocukların sağlığına yönelik önemli tehditler oluştu.
Bilim sayesinde güvenli yaşam koşullarına sahip olan bireyler, komplo ve hurafelere inanarak bebeklerini aşılatmamayı ve topuk kanı vermekten kaçınmayı tercih ediyorlar.
Aşı karşıtı anne baba nedeniyle yenidoğan bebek beyin kanaması geçirdi
Aydoğmuş, Anayasa Mahkemesi‘nin yenidoğan bebeklerden alınan zorunlu topuk kanı testi için hukuka uygun olduğu yönündeki kararına vurgu yaparak şu şekilde ifade etti:
“Taramayı reddeden veya sonuçlarına itiraz eden aileler ile iletişim kurarak ikna etmeye çalışıyoruz. Ancak ikna edilemeyen aileler hakkında 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu çerçevesinde sağlık tedbiri talebinde bulunuyoruz. Kayıtlarımıza göre son yıllarda topuk kanı verme reddi, önceki yıllara kıyasla yaklaşık 5 kat artmış durumda. Bu artışta sosyal medya paylaşımları ve internet sitelerinin etkisi büyük olmuştur. Ailelerin, topuk kanı verme konusundaki endişeleri arasında ‘kanların yurt dışına kaçırılacağı’, ‘genlerimizin oynanacağı’ ve benzeri birçok asılsız inanç yer almakta. Bu yanlış bilgiler, gerçekte bebekler için büyük sağlık tehditleri oluşturuyor.”
KAYYUM ATAMASI
Yenidoğan bebeğine aşı ve topuk kanı testi yaptırmayan bir aileye mahkeme müdahale etti. K vitamini eksikliği nedeniyle yoğun bakıma alınan 2 aylık bebek için kayyum atandı.
Baba, “Çocuğum belediye mi ki kayyum atandı?” diyerek karara itiraz etmişken, hukukçular kayyumun yalnızca belediyelere değil, çocuklara da atanabileceğini vurguladı.
İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi avukatlarından Süreyya Kardelen Yarlı, Medeni Kanun’un 426/2. maddesine atıfta bulunarak çocuğun üstün yararının gereği olarak bu kararın hukuka uygun olduğunu belirtti.
2 buçuk aylık bebeğe kayyum atandı
Kaynak: Halk TV
