Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2025 yılı için asgari ücretin 22 bin 104 lira olarak belirlendiğini hatırlatarak “Bu rakam 2024 yılına göre net yüzde 30 artışa tekabül ediyor. Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme sözümüze bir kez daha sadık kaldık.” dedi. CHP’li belediyelere de Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) prim borçları üzerinden tepki gösteren Erdoğan, “Kaçış yok, SGK’ya olan prim borçlarınızı tıpış tıpış ödeyeceksiniz.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu.
SURİYE’DE YENİ DÖNEM
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına, “Buradan, milletin kürsüsünden, 13 yıllık mücadelenin ardından muhteşem ve muazzam bir zafere imza atan Suriyeli kardeşlerimizi kemal-i hürmetle selamlıyorum.” diyerek başladı.
Erdoğan, Suriye’deki olayların, 15 Mart 2011’de, Dera’da daha bıyıkları terlememiş bir çocuğun, duvara yazdığı bir yazı sebebiyle tutuklanması, işkence görmesi ve vahşi rejim güçleri tarafından şehit edilmesiyle başladığını hatırlattı.
Esad ve Baas rejiminin, Türkiye’nin tüm iyi niyetli tavsiyelerine rağmen barışçıl protestoları son derece kanlı bir şekilde bastırmayı tercih ettiğini anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Kanı durdurma, çatışmaları sonlandırma imkanı varken, Esad, kendi halkına zulmetmeye, zulmünde de kibirlenmeye devam etti. 13 yılı aşan katliam politikası sebebiyle komşumuz Suriye büyük bir kaosa ve istikrarsızlık iklimine sürüklendi. Şehirler, köyler, İslam medeniyetinin en güzel örnekleri olan tarihi eserler bombalandı, yerle yeksan edildi. 1 milyon kardeşimiz, ya rejim ve destekçilerinin katliamları ya DAEŞ ve PKK gibi terör örgütlerinin saldırıları sonucu şehit oldu. Rabb’im, tüm şehitlerimizi rahmetiyle kuşatsın, mekanlarını cennet eylesin.”
12 milyondan fazla Suriyelinin evini, doğduğu toprakları, vatanını terk etmek zorunda kaldığını söyledi.
Yerlerinden edilenlerin 3,6 milyonunun Türkiye’ye sığındığını anlatan Erdoğan, bir kısmının da bölgedeki diğer ülkelere ve Avrupa’ya göç ettiğini anımsattı.
Canlarını kurtarmak, kendilerine ve ailelerine en azından güvenli bir hayat kurmak için yollara düşenlerden, boğulanların, botları batırılanların olduğunu hatırlatan Erdoğan, denizin ortasında ölüme terk edilenlerin, sınır kapılarında türlü eziyetlere maruz bırakılanların olduğunu dile getirdi.
“AYLAN BEBEĞİN O FOTOĞRAFINI NASIL UNUTABİLİRİZ?”
İnsanı, insanlığından utandıran sayısız gaddarlığa şahitlik edildiğini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şimdi aziz milletimize soruyorum: Aylan bebeğin, hafızamıza ve kalbimize mıh gibi çakılan o masum fotoğrafını nasıl unutabiliriz? Yüzü kan revan içerisindeki Ümran yavrumuzun, yüreklerimizi dağlayan korku dolu o bakışlarını nasıl unutabiliriz? Varil bombalarının enkaza çevirdiği okullarda can veren çocukları nasıl unutabiliriz? Guta’da, Han Şeyhun’da kimyasal silahlarla gaddarca öldürülen sabileri, kadınları, yaşlıları nasıl unutabiliriz? Eşinin gözleri önünde, iffeti çiğnenen Suriyeli kadınların yaşadığı utancı, hangimiz, nasıl unutabiliriz? Sivilleri öldürmekten zevk alan insan müsveddesi şebbiha bozuntularının barbarlığını, gaddarlığını, nasıl unutabiliriz? Rejimin, Sednaya gibi insan mezbahanesine çevirdiği hapishanelerinde yapılan işkenceleri, toplu katliamları, yargısız infazları nasıl unutabiliriz?
ANA MUHALEFETE ELEŞTİRİ: TÜRKİYE DÜŞMANI ÇEVRELERİN TRUVA ATI VE TAŞERONU OLMAKTAN ÇEKİNMEDİLER
Cumhurbaşkanı Erdoğan, acı hakikati üzülerek ifade etmek zorunda olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
“CHP’nin eski yönetimi, bilhassa da devrik genel başkanı, Suriye’de işlenen insanlık suçlarına vicdan penceresinden bakmadı, daha doğrusu bakmak istemedi. Reyhanlı katliamından FETÖ’nün MİT TIR’ları ihanetine, sığınmacıların hedef gösterilmesinden terör örgütlerine karşı düzenlenen sınır ötesi operasyonlarımıza, en son 14-28 Mayıs arasındaki ırkçı seçim kampanyalarına kadar sürecin her aşamasında gayrimilli, gayriinsani, gayriahlaki bir yerde durdular. Türkiye düşmanı çevrelerin Truva atı ve taşeronu olmaktan çekinmediler. Bunun arkasında yatan taassubu, tabii ki hepimiz çok iyi biliyoruz. Ancak hatasını kabul etmek, insan için büyük bir erdemdir. Geç de olsa nedamet getirmek, hakkına girdiği mazlumlarla helalleşmek, bir insaniyet göstergesidir. Nasırlaşmış bir kalp, her şeyden önce insan için taşıması ağır bir yüktür. Samimi temennimiz, 13 yıl boyunca yanlış yerde duranların; en azından siyasi ‘tekaüt’ döneminde kendilerini tavzih etmesidir.”
Türkiye’nin Suriye konusunda nerede durduğuna ilişkin video izletilen toplantıda, Erdoğan, “zulümle abad olanın, ahirinin berbat olacağının, zelil ve rezil olacağının Suriye’de bir kez daha tecelli ettiğini” söyledi.
“YENİ YÖNETİME KATKI SUNACAĞIZ”
Erdoğan, Birleşmiş Milletler raporlarına göre, Suriye’de Esad zulmünün ve savaşın bıraktığı yıkımın toplam maliyetinin 500 milyar dolara yaklaştığını aktararak, uluslararası toplumun desteği olmadan, savaş yorgunu Suriye’nin, böyle bir yükün altından tek başına kalkmasının mümkün olmadığını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları paylaştı:
“Arap ve İslam aleminin, Suriye’nin yeniden inşasına liderlik etmesi, diğer ülkelere de örnek olması gerekiyor. Suriyeli kardeşlerimizi 13 yıl nasıl yalnız bırakmadıysak, bundan sonra da tüm kapasitemizle yanlarında olacağız. Önce MİT Başkanımızı, ardından da Dışişleri Bakanımızı süratle Şam’a gönderdik. Büyükelçiliğimizi hemen faaliyete geçirdik. AFAD’ımız, Sednaya Hapishanesi başta olmak üzere işkencehanelerde incelemelerde bulundu. Bakanlıklarımız, kurumlarımız, belediyelerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız, kendi alanlarında hazırlıklarını yoğun bir şekilde yapıyor.
“YAKINDA HALEP BAŞKONSOLOSLUĞUMUZU HİZMETE AÇIYORUZ”
Yakında Halep Başkonsolosluğumuzu hizmete açıyoruz. Yeni yönetimin lideri Sayın Ahmet eş-Şera’nın süreci çok iyi idare ettiğini, verdiği ılımlı ve yapıcı mesajlarla takdir topladığını görüyoruz. Enerjiden ulaştırmaya, şehircilikten eğitim ve sağlığa, güvenlikten ticarete kadar ihtiyaç duydukları her alanda Suriye’ye destek vereceğiz.
Suriye’nin kendini toparlaması, kurumsal kapasitesinin güçlendirilmesi, devletin yeniden temel görevlerini yapabilir hale gelmesi için yeni yönetime katkı sunacağız. Toprak bütünlüğüne yönelik saldırılar karşısında da Türkiye olarak tavizsiz duruşumuzu muhafaza edeceğiz. Selden kütük kapma yarışında olan kim varsa, Suriye halkıyla birlikte karşısında milletimizi de bulacaktır. DAEŞ ve PKK başta olmak üzere her iki ülkenin de bekasına kasteden terör örgütlerinin başını ezmekte kararlıyız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölücü canilerin ya kendilerinin silahlara veda edeceğini ya da silahlarıyla birlikte Suriye topraklarına gömüleceğini vurgulayarak, “Kürt kardeşlerimizle aramıza kandan duvar örmeye çalışan terör örgütünü ortadan kaldıracağız.” sözlerini sarf etti.
Terör örgütü ve destekçilerinin nasıl bir hesabı varsa, kendilerinin de bir hesaplarının olduğuna işaret eden Erdoğan, sabırlı, kararlı ve dikkatli bir şekilde hareket ederek emperyalistlerin oyunlarını bozacaklarını dile getirdi. Erdoğan, “Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, diğer tüm etnik ve dini gruplarıyla biz aynı gökyüzüne bakıyoruz, aynı havayı teneffüs ediyoruz. Mazimiz gibi istikbalimiz de müşterektir. Hepimiz ortak bir medeniyetin çocuklarıyız; geleceğimizi de inşallah gönül gönüle vererek ortaklaşa inşa edeceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
“DÖNMEK İSTEYENE YARDIMCI OLACAĞIZ AMA KİMSEYİ ZORLA GÖNDERMEYECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, DAEŞ’in, sadece Batılı ülkeler için değil, Suriye, Irak ve Türkiye için de yok edilmesi gereken bir tehdit kaynağı olduğunun altını çizerek, bu vahşi yapıyla göğüs göğüse çarpışan tek NATO müttefikinin Türkiye olduğuna dikkat çekti.
Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Dolayısıyla bu konuda hiç kimse bize ders veremez, bunun üzerinden bize sınır çizemez. Bizim tek gayemiz, Suriye’den başlayarak bölgemizin her karış toprağında barışın, huzurun, istikrarın güçlü bir şekilde sağlanmasıdır. Başkaları için Suriye’nin güvenliği ve huzuru ikinci sırada yer alabilir. 910 kilometre sınırımızın olduğu bir ülkeyle biz bu lükse sahip değiliz. Suriye ne kadar hızlı ayağa kalkar ve kendini toparlarsa, vatan hasreti çeken kardeşlerimizin gönüllü dönüşleri de o derece hız kazanacaktır. Ülkemizdeki Suriyeli muhacirlerden kısa süreli veya kalıcı olarak geri dönmek isteyenlere gereken her türlü kolaylığı sergiliyoruz. Belli bir süre giriş-çıkışlara da izin vereceğiz. Yaza doğru, okulların da tatile girmesiyle birlikte sınır kapılarındaki yoğunluk biraz daha artacaktır. Bununla ilgili tedbirlerimizi de şimdiden alıyoruz.
Bu süreçte politikamız şu olacaktır: Dönmek isteyene yardımcı olacağız; ama kimseyi zorla göndermeyeceğiz. Türkiye’nin ekonomik, akademik, bilimsel ve ticari hayatına katkı yapan kardeşlerimizden kalmak isteyenlere de kapımızı kapatmayacağız. Muhalefet, hep yaptığı gibi mutlaka bu süreci zehirlemeye çalışacaktır. 3 haftadır Esad’ın yasını tutanların, Şam’daki müttefiklerini kaybetmenin öfkesini, mazlumlardan çıkarma niyetleri şimdiden kendini belli ediyor. Sayın Özel’in, dün grupta yaptığı açıklamaları son derece talihsizdir; bilgisiz ve saha gerçeklerinden kopuktur.
“SAYIN ÖZEL, SURİYE MESELESİNİ HALEN DOĞRU OKUYAMIYOR”
Sayın Özel, Suriye meselesini halen doğru okuyamıyor. 13 yıldır bir kez olsun doğru bir politika geliştiremeyen CHP, aynı hatasını Sayın Özel’in liderliğinde de sürdürüyor. Türk siyaseti adına bu, çok büyük bir nakısadır. Esad’ın ülkeden kaçışının ertesi günü mikrofon karşısına geçip, ırkçı atak geçirenlerden vicdanlı davranmalarını beklemek elbette ham bir hayaldir. Ne harabeye dönmüş şehirler, ne topraktan fışkıran toplu mezarlar, ne Sednaya gibi ölüm kampları, ne ellerinde fotoğraflarıyla hücre hücre evlatlarını arayan anaların feryatları… Evet, bunların hiçbiri onların vicdanını harekete geçiremiyor. Nasırlaşmış kalplere, nefretin mil çektiği gözlere ne yapsak boş. Bizim görevimiz, meydanı bunlara terk etmemektir.”
AZERBAYCAN VE KAZAKİSTAN’A BAŞSAĞLIĞI DİLEDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Balıkesir’in Karesi ilçesindeki bir mühimmat fabrikasında dün meydana gelen patlamada hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar, yakınlarına ise sabırlar diledi.
Patlamanın ardından Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ı Karesi’ye gönderdiklerini hatırlatan Erdoğan, “Gerek kurumlarımız, gerekse Cumhuriyet Başsavcılığımız, patlamayla ilgili tahkikat başlatmıştır. Bir kez daha Balıkesirli vatandaşlarımıza geçmiş olsun diyorum.” sözlerini sarf etti.
Bu sabah Kazakistan’ın Aktau şehri yakınlarında Azerbaycan Havayolları’na ait bir yolcu uçağının düştüğünü belirten Erdoğan, “Her iki kardeş ülkeye de milletimiz adına başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum.” dedi.
Balıkesir’de bir öğrenci minibüsünün karıştığı kazada çocukların ciddi yaralar aldığını aktaran Erdoğan, öğrencilerin hastanede tedavilerinin devam ettiğini bildirdi.
CHP’Lİ BELEDİYELERE TEPKİ: SGK’YA OLAN PRİM BORÇLARINIZI TIPIŞ TIPIŞ ÖDEYECEKSİNİZ Ana muhalefet partisini de eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, SGK’ya en borçlu 10 belediyenin 7’sinin CHP’li olmasının, bunların en tepesinde de 10 milyar liralık borcuyla İzmir’in bulunmasının tesadüf olmadığını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bunların belediyeleri ‘arpalık’ olarak gördüklerini biz zaten söylüyorduk ama Sayın Özel ‘kaş yapayım derken göz çıkartan’ son açıklamalarıyla bunu kendi ağzından da ikrar etmiş oldu. Borçları hatırlatılınca feveran eden CHP’ye, şimdi yolunu gözledikleri eski Genel Başkanlarının cümleleriyle şunu söylemek isterim. ‘Ne kadar çığırtkanlık yaparsanız yapın, bağırsanız da çağırsanız da ipe un serseniz de kaçış yok. SGK’ya olan prim borçlarınızı tıpış tıpış ödeyeceksiniz.”
“Kusura bakmayın, emeklinin, memurun, işçinin, esnafın, çiftçinin, engellinin, yetimin, öksüzün hakkını size konserlerde, şarap turlarında yedirmeyiz, yedirtmeyiz.” diyen Erdoğan, “Borçlarını ödemeye gelince güvercine dönenler, iş asgari ücretle ve maaşlarla ilgili atıp tutmaya gelince bakıyorsunuz birden şahin kesiliyorlar. Niye? Çünkü sırtlarında küfe taşımıyorlar da ondan. Nereden tutsanız elinizde kalan, her tarafı tel tel dökülen, adeta viraneye dönmüş bir muhalefetle karşı karşıyız.” değerlendirmesinde bulundu. “ÇALIŞANI ENFLASYONA EZDİRMEDİK” Erdoğan, 10 Aralık’ta görüşmelere başlayan Asgari Ücret Tespit Komisyonunun çalışmalarını dün tamamladığını ve 1 Ocak 2025’ten itibaren geçerli olacak net asgari ücreti 22 bin 104 lira olarak belirlediğini anlatan Erdoğan, “Bu rakam, 2024 yılına göre net yüzde 30 artışa tekabül ediyor. Devletimizin asgari ücretli başına işverene verdiği destekse 700 liradan 1000 liraya yükseldi. Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme sözümüze bir kez daha sadık kaldık. 2002’de 184 TL, yani döviz bazında 126 dolar olan asgari ücret, son artışla birlikte 628 dolara çıkmış oldu.” ifadelerini kullandı.
“İNŞALLAH 2025 YILI, BİR ÖNCEKİ SENEDEN DAHA İYİ OLACAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni asgari ücretin çalışanlara ve işverenlere hayırlı olmasını dileyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Duydum ki CHP bugün galiba Meclis’e de gelmeyecekmiş, yolları açık olsun. Biz 22 yıl boyunca ne yaptıysak, muhalefetin engellemelerine rağmen yaptık, onlara rağmen başardık. Parlamento, millete hizmet mekanıdır; buradan kaçış olmaz. Değişim, normalleşme, siyasi olgunlaşma yönünde muhalefet cenahında ne hazindir ki bugüne kadar hiçbir gelişme göremedik. Bütçe görüşmeleri sırasında takındıkları uzlaşmaz tavır, bunlardan ne köy ne de kasaba olacağını gösteriyor. Varsın onlar yanlışta ısrar etmeyi sürdürsün; biz işimize bakacağız, milletimize hizmet etmeye odaklanacağız. İstikrar içinde büyümeyi ve kalıcı sosyal refah artışını amaçlayan, daha müreffeh, daha güçlü bir Türkiye vizyonunu hedefleyen 2025 yılı bütçemizi aziz milletimizin de sahiplenmesi ile hayata geçireceğiz.” “ENFLASYON DÜŞÜYOR, CARİ AÇIĞIMIZ GERİLİYOR” İlk günden beri tam destek verdikleri ekonomi programının semerelerini toplamaya başladıklarını dile getiren Erdoğan, enflasyonun düştüğünü, ihracatın yükseldiğini, cari açığın gerilediğini, istihdamın arttığını, sanayide çarkların döndüğünü, turizmin rekora koştuğunu, uluslararası yatırımcıların Türkiye’ye ilgisinin arttığını ve ekonomik büyümenin 17 çeyrektir kesintisiz devam ettiğini belirtti.
Erdoğan, “2024 yılının üçüncü çeyreğinde 1 trilyon 260 milyar dolar ekonomik büyüklüğe ulaştık. Bütün bu veriler, Türkiye ekonomisinin yatırım, üretim, istihdam, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme hedefine emin adımlarla ilerlediğini gösteriyor. İnşallah 2025 yılı, bir önceki seneden daha iyi olacak. Biraz daha sabır, biraz daha gayretle çok daha güzel neticeler göreceğiz. İstikrarı bozmadan, güven ortamını zedelemeden, para ve maliye politikalarını sarsmadan, muhalefetin bizi sürüklemek istediği popülizm tuzağına düşmeden, sırtımızda yumurta küfesi taşıdığımızın şuuruyla, önümüzdeki süreci çok büyük bir titizlikle yöneteceğiz. Rabbim bizleri milletimize mahcup etmesin, bu şekilde dua ediyorum.” diye konuştu.
Yarım asırdır siyaset sahnesinde, milletin huzurunda olduğunu söyleyen Erdoğan, “Bugüne kadar kalbimizle kelamımız arasına sütre koymadan konuştuk. Gönlümüzden ne geçiyorsa dilimize de o yansıdı. Zihnimizin derinliklerinde ne varsa zikrimiz de o oldu. Kürsüde başka meydanda başka, yurt içinde başka yurt dışında başka konuşanlardan asla olmadık.” dedi.
NEDİM YAMALI AK PARTİ’YE KATILDI
Öte yandan Gelecek Partisi’nden ayrılan Ankara Milletvekili Mustafa Nedim Yamalı AK Parti’ye geçti.
Nedim Yamalı’ya AK Parti rozetini grup toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan taktı.
Yamalı “Muhafazakar camiada birbirine yakın siyasi oluşumların bir arada olması gerektiğine inanıyoruz, o yüzden tekrar bu saflarda mücadele edeceğiz.” dedi.