ÖZDER ŞEYDA UYANIK
Son yıllarda Türkiye’deki doğum hızı düşüşü, nüfus artışının gerekli oranın altına inmesine neden oldu.
2025 yılı itibarıyla, Türkiye’de toplam doğurganlık hızı olarak tanımlanan ve bir kadının 15-49 yaş grubunda doğurabileceği ortalama çocuk sayısını gösteren değer, 2024 yılında 1,48 çocuk olarak belirlendi. Bu hız, nüfusun yenilenme seviyesinin gerektirdiği 2,10’un altında kalmayı sürdürüyor.
Bir kesim, doğurganlıktaki düşüşü kadınların işgücüne katılım oranlarındaki artışa atfederken, Türkiye’deki bu oranların durumu ise merak ediliyor.
Doğurganlık ve İşgücüne Katılım İlişkisi
Son 20 yılda Türkiye’deki toplam doğurganlık hızı ile kadınların işgücüne katılım oranları arasında belirgin bir ilişki saptanamadı.
2007 yılındaki kadınların işgücüne katılımındaki düşüşün ardından, pandemi hariç, genel bir artış gözlemleniyor. Ancak doğurganlık hızındaki düşüş 2014 yılından sonra belirginleşiyor.
2007’de yüzde 19,8 olan kadınların işgücüne katılım oranı 2018’e kadar sürekli bir artış gösterirken, toplam doğurganlık hızı 2005-2014 aralığında 2,12 ortalamasında kalıyor. 2014’te ulaşmış olduğu zirve seviye olan 2,19 sonrasında azalmaya girerken, 1,84 ortalamasına geriliyor ve 2024 yılına gelindiğinde son 20 yılın en düşük seviyesine ulaşıyor.
Kadınların işgücüne katılımı ise son üç yılda gerileme gösteriyor.
Dünyada Tablo Nasıl?
Birleşmiş Milletler Dünya Nüfus Beklentileri (UN WPP) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre, globally bu tip bir ilişki gözlemlenmiyor.
1960 sonrası dünyada genel olarak düşen doğum hızları dikkat çekerken, ülkelerde kadınların işgücüne katılım oranları ve doğurganlık seviyeleri arasında büyük farklılıklar bulunuyor.
2023 yılı verilerine göre seçilmiş ülkelerde, en yüksek doğum oranına sahip kadınlar, işgücüne en az katılım gösteren ülkede yaşamıyor.
Türkiye’nin de dahil olduğu 32 seçilmiş ülke arasında, kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 16,45 ile düşük kalırken, Mısır’da doğum oranı 2,75 seviyesindedir. Öte yandan, İran’da kadınların işgücüne katılımı yüzde 14,38 ile Mısır’dan daha düşük durumda ve doğum oranı 1,70 olarak kaydedilmektedir. Bangladeş’te ise kadın işgücüne katılım oranı yüzde 37 iken, doğum oranları 1,63 ile İran’dan daha yüksektir.
Endonezya’da kadın işgücüne katılımı yüzde 53 seviyesinde ve doğum oranı 2,13 düzeyindedir. Ayrıca Romanya, Bulgaristan, Fransa gibi ülkelerde kadın işgücü katılım oranları yüksekken, bu ülkelerin doğum oranları da İran’ı geride bırakmaktadır.
Örnek ülkeler arasında, Bulgaristan’da 2005 yılından itibaren kadın işgücü oranı yüzde 44’ten yüzde 50’ye çıkarken, doğum hızı da 1,36’dan 1,75’e yükselmektedir.
Çin’de ise kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 67’den 60’a düşerken, doğum hızı 1,62’den 1’e inmiştir.
Moldova gibi kadın istihdamının yüksek olduğu ülkelerde ise doğurganlık oranlarının artışı dikkat çekmektedir.
Kadınların işgücünde yer almasının doğurganlık oranlarını etkilemediği, bunun yerine doğurganlığın sosyal politikalar ve iş yaşamı düzenlemeleri gibi çeşitli ve ülkesel faktörlerden daha fazla etkilendiği tahmin edilmektedir.
Kaynak: Ekonomim