Rüştü Bozkurt
NASIL?
Ülkemizin planlı dönemler deneyimi önemli bir gözlem alanı sunuyor. Planlı ve plansız dönemlerde milli gelirin artış oranlarını karşılaştırmak gerekiyor. Net verilere sahip değilim, ama planlı dönemlerin büyüme oranlarının genelde plansız dönemlerden daha yüksek olduğunu varsayıyorum. Bu bakış açısını döküm sektörüne indirgeyecek olursak, Döküm Sanayi Ana Planı oluşturulması gerektiği ortaya çıkıyor. Siyasi iradenin, bürokrasinin, iş dünyasının, emek piyasasının ve diğer sivil inisiyatiflerin ortaklaşa uzlaştığı bir plan, uzun dönemli geleceğimizi daha sağlam temellere oturtacaktır.
Dücane Cündioğlu kitabında şöyle der: “Niçin söylenmesi gerektiğine karar vermemiş olanın, nasıl söyleyeceğini, söyleyebileceğini hesap etmesini ciddiye almalıyız. Çünkü niçin söylenmesi gerektiğini bilseydi, nasıl söyleyeceğini de bilir, nasılı düştüğü o gayyâ kuyusundan çıkarmakta hiç ama hiç tereddüt etmezdi. ”
Bu platformda iki yıldır, NASIL’ın izini sürerken “NİÇİN’i söylenmesi gerektiğine karar vermiş olanlara” ulaşmaya çalışıyoruz.
Ali Esat Kutmangil, çocuk yaşlardan itibaren döküm sanayisinin sorunlarını deneyimlemiş bir iş insanıdır. Sektörün “yapısal ve ekonomik özelliklerini” bizzat yaşayarak öğrenmiştir. Döküm sektörünün “girdi verdiği sektörlerin yaygınlığı” nedeniyle bir ülke ekonomisinde “hassas sektör” olarak değerlendirilmesi gerektiğini net bir şekilde kavramıştır. Bu sektörün “imalat sanayinin omur kemiklerinden biri” olduğunu içselleştirirken, Türkiye’nin uluslararası alandaki tedarikçi ülke konumuna yükselmesinde döküm sektörünün kritik rolünü anlamıştır. Sektörün sürdürülebilirliği için ölçeklendirme, ileri teknolojilerle donatılma ve çağdaş yönetişim ilkelerine göre yönetilmesi gerekliliğini vurgulamıştır.
Döküm sektörü geleceğin küresel pazarlarında nasıl konumlanmalı?
Döküm sektöründeki “NİÇİN’ler?” üzerine düşünen Ali Esat Kutmangil, “NASIL” konusunda da söyleyecek sözler sahibidir. Ülkemizdeki döküm üretimini geleceğe taşımak için aşağıdaki 7 alana dikkat çekmektedir:
1) Nitelikli işgücü sorunu çözülmeli,
2) Hammadde konusunda bir strateji geliştirilmeli,
3) Tedarik zinciri dayanıklı hale getirilmeli,
4) Pazarlar ülke ölçeğinde izlenerek gerekli adımlar atılmalı,
5) Müşteri-odaklı gelişme için gereken yapılmalı,
6) Planlı bir yönetim için gerekli önlemler alınmalı.
Nitelikli işgücünü firmalar tek başına çözemez
Yıllardır iş insanlarımızın karşılaştığı sorunları kamuoyuna duyurmak için mücadele ediyoruz. Cambridge Üniversitesi’nden Doç. Dr. Özge Öner’in söyledikleri, birçok iş insanının görüşleriyle örtüşüyor: “Biz bugün 1960’ların lise mezunu seviyesinde bir üniversite mezunu, belki de yüksek lisans mezunu yetiştiremeyen bir ülkeyiz.”
Ali Esat Kutmangil de döküm sanayinin sorunlarını değerlendirirken, “İleri düzeyde nitelikli işgücü arzı, tüm üretim alanlarında olduğu gibi döküm sektörünün de ana sorunlarından biridir. Bu sorunu firmalar düzeyinde kısmen çözebiliriz. Küresel ekonomiye entegre olmak istiyorsak, nitelikli işgücü arzını devlet düzeyinde bir sorun olarak ele almalıyız.” diyor.
Hammadde konusu net bir planla desteklenmeli
Döküm sanayinin “hammadde” ile ilgili sorunları oldukça önemli. Döküm kumunun rekabetçi özelliklerini, geri dönüştürülebilirliği ve maliyetine etkisini değerlendiren Kutmangil, “Pik üretiminde yerlilik konusu önemsenmeli” ifadesini kullanıyor.
Pik üretiminde yeterli kapasiteye ulaşan ve kalite sağlayan ülkeler, döküm sektöründe bir adım önde yer alıyor. Bu nedenle, Türkiye’de “Pik üretimi konusunda ortak bir irade oluşturmalıyız” şeklinde bir uyarıda bulunuyor.
Tedarik zinciri bütünsel uygulamalarla güçlenir
Kutmangil, Türkiye’nin değer yaratma zincirindeki “tedarikçi konumunu” güçlendirmenin “tedarik zincirini güçlendirme politikalarından etkilendiğini” ifade ediyor. Bu sorunu çözmek adına, “Ayrı ve kapsayıcı dinamik bir teşvik sistemine ihtiyaç var. Ayrıca, bu teşvik sistemi, ülkemizin küresel tedarik zincirinde döküm sektörünü nasıl konumlandıracağını tanımlayan bir stratejiden beslenmeli. İtalya’nın belirlediği strateji örnek alınarak ilerlemeliyiz.” önerisinde bulunuyor.
Tedarik zincirinin güçlenmesi için “Ana sanayi ve yan sanayi bütünleşmesinin yarattığı kalite ve maliyet etkilerini dikkate almalıyız. Ortak çalışmaları teşvik etmek, ülke gelişimini sağlamak için önemli bir adımdır.” diyor Ali Esat.
Pazarlar sektör adına kolektif izlenmeli
Küresel pazarların geniş bir ağ oluşturduğunu vurgulayan Kutmangil, “Küresel pazarda nerede ne olduğunu iyi analiz edebilirsek, doğru ve net bilgilerle kararlar alarak stratejik adımlar atabiliriz,” açıklamasında bulunuyor.
Sektörde “iyi fiyat alma” sorunu olduğunu da belirten Kutmangil: “Dünya genelinde işletme yapılarını izlemek zorundayız. Ölçek etkisi yeterli olmayacak; dökümde dikey entegrasyonun nasıl geliştiğini ve ayrışmak için hangi adımları atmamız gerektiğini de gözlemlemeliyiz.” ifadelerini kullanıyor.
Müşteri-odaklı gelişmeye özen gösterilmeli
Ali Esat Kutmangil, döküm sektöründe rekabet gücünün korunması ve artırılmasında “Müşteri odaklı gelişmeye özen göstermenin” kritik bir unsur olduğunu belirtiyor.
İş insanı, “Eğer katma değer üreterek firmaların ve ülkelerin uzun dönemli geleceğini güvence altına almak istiyorsak, müşteri odaklı gelişmeyi önemsemeliyiz.” diyor.
Planlı yönetimle etkin kaynak kullanılmalı
Kutmangil, temel amacın maddi ve kültürel üretimi artırarak insan yaşamını kolaylaştırmak olduğunu hatırlatıyor. Ülkemizin kaynaklarının kıt olduğunu ve bunu göz önünde bulundurmak gerektiğini vurguluyor. “Kaynaklar her zaman kıttır; ihtiyaçlar ise sonsuzdur. Dolayısıyla, her alanda planlı çalışmalıyız.” diyor.
Ülkemizde planlı iş yapma anlayışı yeterince gelişmedi. Bu durum, israf ve verimsizliklere yol açıyor. İleri teknoloji içeren ürünlerde geride kalıyoruz. Filipinler’de ihraç edilen ürünlerde ileri teknoloji oranı %63, Çin’de %31, Türkiye’de ise yalnızca %2,9 düzeyinde.
Kutmangil, “Planlı yönetimle kaynak verimliliğini artırmalıyız. Döküm sanayi için dikkate alınması gereken önemli bir husus, gerekli ihtiyaç önceliklerini belirlemektir. Küresel rekabetin hızlandığı bu çağda, kaynakları etkin bir şekilde kullanmalıyız.” diye vurguluyor.
Ali Esat Kutmangil kimdir?
Ali Esat Kutmangil, uzun yıllardır iş dünyasında kendine yer edinmiş, Bursa kökenli köklü bir ailenin ferdi. Aile, madencilik alanındaki özellikle kömür üretimi ile tanınmaktadır.
Kutmangil, Yönetim Kurulu Üyesi ve İcra Kurulu Başkanı olduğu KUTES’i baba mesleği dışında farklı bir alanda yatırım yapmak amacıyla kurmuştur. Tesis yatırımına 1990’da başlanmış ve ilk ürün 1992 yılının Aralık ayında alınmıştır. Baba vefat ettiğinde Ali Esat, henüz 10 yaşındadır.
Döküm işletmesinin kurumsal olarak büyüme aşamasındayken, 2003 yılında lise eğitimini tamamlamış ve üniversite hayatına adım atmıştır. Aile içinde zorlukların yaşandığı bir dönemde, yurt dışında eğitim alırken benzer seçimler yapmak durumunda kalmıştır.
Ali Esat, 2008 küresel krizini birebir yaşamış ve döküm işini sürdürme kararlılığına ulaşmıştır. Bugün, 207 bin metrekare alanda faaliyette bulunan KUTES, 30 bin metrekare kapalı alana sahiptir. Ali Esat, 2016 yılında icra kurulu başkanı olarak atanmıştır ve daha üst düzey üretim hedefleri için çalışmalara başlamıştır.
Döküm üretiminde kaliteyi artırma amacıyla yatırımlarını sürdüren Kutmangil, yeşil ve sürdürülebilir üretim konularına da önem vermektedir. Her türlü misyonunu, dünya genelindeki eğilimler doğrultusunda belirlemekte ve kaynak kullanımında etkinliği artırmaya yönelik çabalarını sürdürmektedir.
Kaynak: Ekonomim