Eğitimde 2024/2025 Yılı Değerlendirmesi
Eğitim Sen Denizli Şube Başkanı Hüseyin Özdemir ile geçtiğimiz eğitim öğretim yılı üzerine konuştuğumuzda, 2024/2025 eğitim öğretim yılında eğitim sisteminin yapısal sorunlarının devam ettiği vurgulandı.
Özdemir, okulların altyapı ve donanım eksikliklerinin giderilmediğine, kalabalık sınıflar ve ikili öğretim gibi sorunlara çözüm üretilmediğine dikkat çekti. Ayrıca, öğretmen atamalarındaki mülakat sisteminin devam ettiğini ve yazılı sınavdan yüksek puan alan birçok öğretmenin mülakat puanlarıyla elendiğini ifade etti. Bu durumun öğretmenlerde intihar vakalarına yol açtığını belirtti.
Ücretli öğretmenlerin asgari ücretin altında bir ücretle çalıştırıldığını, okullarda dinselleşme uygulamalarının sürdüğünü belirten Özdemir, eğitimde ticarileşmenin okul masraflarını artırdığını kaydetti. Yüksek kayıt ücretleri ve zorunlu bağış uygulamaları ile ailelerin bütçelerinin zorlandığı ifade edildi ve Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile müfredatın bilimsel ve laik niteliğinin ciddi şekilde zedelendiği dile getirildi.
Özdemir, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2025 yılı için duyurduğu 15 bin öğretmen atamasının da gerçek ihtiyaçtan uzak olduğunu vurguladı. 65 bin öğretmen açığı bulunmasına rağmen sadece 15 bin atamanın yapılmasının, eğitimin temel sorunlarına bir çözüm olmayacağını ifade etti.
İdarecilik Mülakat Sonuçları Üzerine Düşünceler
Özdemir, Millî Eğitim Bakanlığı’nın idarecilik mülakat sonuçlarının sadece e-Devlet üzerinden erişilebilir olmasının, sürecin şeffaf olmadığını gösterdiğini belirtti. Yazılı sınavda başarılı olan birçok eğitim emekçisinin mülakat uygulamaları ile elenmesi, adalet ve eşitlik prensiplerinin ihlal edildiğini kanıtladığını ifade etti.
Mevcut Eğitim Politikaları ve Eğitimde Esneklik
“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” çerçevesinde lise eğitiminin zorunlu olmaktan çıkarılması veya süresinin azaltılması üzerine yapılan tartışmalara da değinen Özdemir, bu adımların genç kuşakların bilimsel ve eleştirel bir eğitim almak hakkını budayacağını belirtti. Eğitimin kamusal niteliğini zedeleyen bu uygulamaların, öğrencileri donanımsız bırakma tehlikesi taşıdığını söyledi.
İmam Hatip Ortaokulu Uygulamaları
Özdemir, bazı illerde başlaması beklenen “proje imam hatip ortaokulu” uygulamasının, eğitimde ayrımcılığı ve eşitsizliği pekiştireceğini vurguladı. Tüm öğrencilerin eşit eğitim hakkına sahiptir; bu tür uygulamalar, kamusal eğitim anlayışına zarar vermektedir.
Son olarak, TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranlarını eleştiren Özdemir, gerçek enflasyonunun çok daha yüksek olduğunu belirterek, emekçilerin hak gaspına uğramasına neden olan bu durumun eğitim emekçilerini hedef aldığını ifade etti. Eğitim Sen olarak, gerçek enflasyon oranları üzerinden maaş artışı yapılması, eğitim sisteminin kamusal ve laik niteliğinin korunması ve eğitimde eşitlik ilkesinin sağlanması taleplerini sürdüreceklerini vurguladı.
Kaynak: Halk TV