ALİ ŞAHİN/BURSA
Ev tekstili ve çeyiz sektöründe kendine sağlam bir yer edinen Elart, 2023 yılına dijitalleşme stratejileri ile damgasını vurmuştu. Bu süreçte yurt içindeki etkisini artırmayı ve ihracat pazarlarını genişletmeyi hedefleyen marka, 2024 yılını ise ‘sürdürülebilirlik yılı’ olarak adlandırmıştı. Şirketin Kurucusu Refik Ceylan, 2025 yılının yeni başlangıçlar için hedeflenen altyapı ve kurumsallaşma yatırımlarına odaklanacaklarını ifade etti. Ceylan, “Markalaşma ve büyüme vizyonlarımızı güncelleyerek mağazacılık, e-ticaret ve e-ihracatı üretimle entegre etmek adına birçok atılım gerçekleştiriyoruz” dedi.
Ceylan, Türkiye genelinde yaklaşık 700 bayileri aracılığıyla müşterilere ulaşmaya devam ettiklerini belirtti. “Elart olarak Almanya ve ABD’deki faaliyetlerimizle global ölçekte varlığımızı sürdürüyoruz. 60’tan fazla ülkede kendi platformlarımız üzerinden satış yaparken, ulusal ve uluslararası pazar yerleri sayesinde e-ticaret ve e-ihracat alanındaki yolculuğumuza devam ediyoruz. Marka bilinirliğini artırmak amacıyla fiziksel mağazalara yönelmeye devam ediyoruz; son olarak Aydın’da bir mağaza açtık. Ancak, bu alandaki büyüme hızımızı, altyapı yatırımlarımızla dengede tutmayı amaçlıyoruz. Fiziksel alanların sürdürülebilirliği son derece önemli, bu nedenle sağlam adımlarla ilerlemeliyiz” dedi.
“Kişilerden bağımsız bir yapı oluşturuyoruz”
Ceylan, Elart’ın A’dan Z’ye yenilikçi bir başlangıç yaptığını vurguladı. “Fason üretim yerine bir marka yaratmaya odaklandık. Bu nedenle markamıza sürekli yatırım yapıyoruz. Pazar koşullarındaki değişikliklere uyum sağlamak adına üretim süreçlerimizi iş akışı ile entegre yönetiyoruz. Tasarımdan ERP programına kadar önemli revizyonlar yapıyoruz. Ayrıca, kurumsal yapımızı güçlendirmek ve vizyonumuzu ileriye taşımak için doğru insan kaynağını bünyemize kattık. Tüm bu yatırımlarımız, markamızın sürdürülebilirliği için hayata geçiriliyor” dedi.
Markalaşmanın tekstil sektöründe kaçınılmaz bir gereklilik olduğuna dikkat çeken Ceylan, fason üretime bağımlı kalmanın uzun vadede firmaları zayıflatacağını ifade etti. Elart’ın kilogram başına 25-30 dolarlık ihracat değerinin, markalaşmanın sağladığı avantajları gösterdiğini vurgulayan Ceylan, rekabetçi maliyetlerle üretim yapmanın yanı sıra markalaşmanın katma değerine de dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
“Markalaşma devlet politikası olmalı”
Sektördeki belirsizlikleri yönetmenin önemine değinen Ceylan, Türkiye’nin global tedarik zincirinde Çin ve Hindistan gibi ülkelerin karşısında bir fırsat oluşturduğunu belirtti. Fiyat rekabetinin yanı sıra markalaşmanın gerekliliğinin altını çizen Ceylan, “Son zamanlarda artan maliyetler nedeniyle sektör ihracatının yavaşladığını görmekteyiz. TL’nin değer kaybı döviz karşısında ihracatı olumsuz etkilemekte, bu da bazı pazarları kaybetmemize neden oluyor. Katma değerli üretim teşvikleri ve devlet politikası olarak güçlü markalar yaratmalıyız” şeklinde konuştu.
Kaynak: Ekonomim
