BARIŞ SEDEF
Gıda takviyeleri, besin takviyeleri, vitaminler, mineraller ve probiyotikler gibi geniş bir yelpazeyi kapsıyor ve bu alandaki pazar giderek büyüyen bir dinamik hâline geliyor. Küresel ölçekte, gıda takviyeleri pazarının 2028 yılına kadar yüzde 5-6 oranında, Türkiye’de ise ortalama yüzde 25-30 oranında bir büyüme göstermesi bekleniyor. Birçok ilaç firması, bu alanda önemli yatırımlar gerçekleştiriyor. Bu yatırım hareketi, Türkiye’nin gıda takviyeleri alanındaki ticaret açığını kapatması açısından da önemli bir rol üstleniyor. Dünya genelinde gıda takviyesi pazarının, 2024 yılı itibarıyla yaklaşık 140 milyar dolara ulaşması öngörülüyor ve bu pazarın 2030 yılına kadar 200 milyar dolara çıkması tahmin ediliyor.
Özellikle toz segmenti, 2024 yılı itibarıyla yüzde 37,97’lik bir gelir payı ile pazarda lider konumda. Toz formülasyonları, yumuşak çiğneme ürünleri ve yumuşak jellerle kıyaslandığında daha fazla tercih ediliyor. Gıda katkı maddeleri, protein tozları ve vitamin takviyelerindeki artan talep, bu segmentin büyümesini destekliyor. Gıda Takviyesi ve Beslenme Derneği (GTBD) Başkanı Samet Serttaş, 2025 yılı itibarıyla Türkiye’nin gıda takviyesi pazarının 750 milyon dolara ulaşacağını belirterek, “2013-2025 yılları arasında takviye edici gıda sektörü çift haneli büyüme kaydetti. Ancak kişinin yıllık harcaması Türkiye’de 7,24 dolar. Almanya’da bu rakam 121 dolar, ABD’de ise 284 dolar. Bu fark, kamuoyundaki bilgi eksikliği ve takviyelerin toplum sağlığındaki önemi konusunda yeterli bilincin oluşmamasından kaynaklanıyor” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.
En hızlı büyüme kapsül segmentinde bekleniyor
Kapsül segmentinin önümüzdeki beş yıl içerisinde yaklaşık yüzde 9’luk bir bileşik yıllık büyüme oranıyla en hızlı büyüme göstereceği öngörülüyor. Mineraller ve vitaminler ile omega-3 yağ asitleri için uzun süreli salınım sağlayan çok katmanlı kapsüllere olan talebin artışı, bu büyümeyi hızlandıracak faktörler arasında yer alıyor. Türkiye, gıda takviyesi sektöründe hızla büyüyen bir pazar potansiyeline sahip olmasına rağmen, küresel rekabette daha fazla yer edinebilmek için çeşitli alanlarda iyileştirmeler ve stratejik yatırımlar yapması gerekiyor. Bu alanlardaki eksiklikler, sadece üretim ve ihracat değil, aynı zamanda Ar-Ge, markalaşma, kalite kontrol, yasal düzenlemeler ve pazarlama stratejileri gibi konularda da kendini göstermektedir.
Almanya’da 25 Türkiye’de 15 mg
Yasal düzenlemeler ve belirlenen limitlere yönelik yapılacak iyileştirmeler, Türkiye’nin gıda takviyesi pazarında daha fazla pay almasına fırsat sunabilir. Örneğin, Almanya’da çinko takviyeleri için belirlenen maksimum dozaj 25 mg iken, Türkiye’de bu limit 15 mg olarak uygulanmaktadır. Bu durum, Türk üreticiler için ihracat sürecinde bir engel teşkil ediyor. Sağlık ve Tarım Bakanlıkları, bu tür limit farklılıkları nedeniyle üreticilere ek yükler bindirerek, global pazarlara açılma fırsatlarını da kısıtlamaktadır. Sektör temsilcileri, her ülkenin kabul kriterlerinin yer aldığı kapalı devre bir online ihracat izni sistemi oluşturulmasının bu sorunların aşılması için etkili bir yol olabileceğini vurguluyor. Böylelikle üreticiler, ürünlerinin hangi ülkeye uygun olduğunu hızlıca belirleyebilir ve ihracat süreçlerini kolayca başlatabilirler.
■ Son üç ayda en fazla B12, D ve C vitaminleri öne çıktı
GTBD ve XSight işbirliği ile gerçekleştirilen “8. Gıda Takviyesi Kullanımı ve Beslenme Alışkanlıkları Ölçümü” araştırmasına göre, Türkiye’de en çok tercih edilen gıda takviyesi yüzde 51 ile multivitaminler oldu. Bu ürünü yüzde 48 ile D ve C vitaminleri takip ediyor. Kadınlar arasında D vitamini, multivitaminler, beta glukan, kolajen ve biotin bilinirliği, erkeklere göre daha yüksek olarak tespit edildi. Son üç ay içinde gıda takviyesi kullananların en fazla tercih ettiği ürünler ise sırasıyla B12 vitamini, D vitamini ve C vitamini olarak öne çıkıyor. Kullanım formları arasında ise en çok kapsül, tablet ve suda eriyen saşe tercih edilmektedir.
Kaynak: Ekonomim