Aydın’ın Bozdoğan ilçesindeki Alamut Mahallesi’nde, hayvancılık yapan Burcu Kaya, ineklerine çocukları gibi bakmalarına rağmen artan masraflardan şikayet ediyor. Yem fiyatlarının sürekli yükseldiğini, ancak süt fiyatlarının yerinde saydığını belirten Kaya, bu durumun yaptıkları işin sürdürülebilirliğini tehlikeye attığını ifade etti.
“GELİRİMİZ ÇOK DÜŞÜK, MAZOT FİYATLARI ÇOK YÜKSEK”
Süt ile yem fiyatları arasında adaletin sağlanamadığını dile getiren Kaya, şu sözleri aktardı:
“Çiftçilik yapmamıza rağmen, kendi üretimimizi kendimiz gerçekleştirdiğimiz için, ineklerimize baktığımızda yem parası, süt parasını karşılamıyor. Gelirimiz son derece düşükken, mazot fiyatları çok yüksek. İneklerimize kendi çocuklarımız gibi bakıyor, onlara severek besliyoruz. Ancak bir kilo yemle bir kilo süt arasında denklik yok. Çaresiziz. ‘Süt fiyatına zam geliyor’ diyorlar ama zamdan önce yem fiyatları artıyor; süt fiyatları sabit kalıyor. Üretici olarak kazanç elde edemiyoruz. Bu sorunun bir an önce çözülmesini istiyoruz. Günlük ortalama 200 kilo süt elde ediyoruz; sabah 100 kilo, akşam 100 kilo. Zor da olsa başa baş geliyoruz. Süt parasıyla yem ve ot masraflarını karşılamaya çalışıyoruz. Sürekli bir döngünün içindeyiz.”
“OLSA DA ÇOK PAHALI, ASGARİ ÜCRETTEN FAZLA”
“Hayvanlarımızı kesime gönderemiyoruz çünkü başka hiçbir gelirimiz yok.” diyerek sözlerine devam eden Kaya, şunları belirtti:
“Sadece inekçilikle geçimimizi sağlıyoruz. İnek ve süt gelirimizle ayakta durmaya çalışıyoruz. Bir buzağı sattığımızda, o zaman biraz kazanç elde edebiliyoruz. Böyle devam ederse hayvanlarımızı zamanla sona erdireceğiz. Alternatifimiz yok. Elimizden geldiğince hayvancılığı sürdürmeye çalışıyoruz. Bir bakıcı tutmak istesek, yok; bulsak bile asgari ücretin çok üzerinde. Oğlum okuldan gelince bize yardım ediyor ama ileride ona bu işi tavsiye etmem. Bu işi yapan başka kimsemiz yok, birlikte çaba gösteriyoruz. Çok yoruluyoruz ve hastalandığımızda bile mecburen hayvanların yanına inmek zorunda kalıyoruz. Her durumda bir mecburiyet söz konusu. Eğer oğlum memur olursa, çok daha iyi olur. En azından hafta sonu tatili olur ve rahat eder. Onun huzur içinde yaşamasını istemiyorum.”
“KENDİ İMKANLARIMIZLA TEDAVİLERİNİ YAPMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Veteriner maliyetlerini karşılama konusunda zorluk yaşadıklarını söyleyen Kaya, “Veteriner tedavi masrafları çok yüksek. Genelde ilaçlarını kendimiz alıyoruz. Kendi imkanlarımızla tedavi yapmaya çalışıyoruz. Bunu başaramadığımızda veteriner çağırıyoruz. Tohumlamaları genellikle veteriner yapıyor. Onun dışında tüm işleri eşimle birlikte üstleniyoruz.”
“ET YÜKSELMESİN DİYE DIŞARIDAN SÜREKLİ İTHALAT YAPILIYOR”
Mahalledeki bir diğer hayvancılık sahibi Ata Pehlivan, devletin et fiyatlarını kontrol altında tutmak için yurt dışından sürekli hayvan ve et ithal ettiğini ifade etti. Ancak süt üreticisinin göz ardı edildiğini belirten Pehlivan, “Firmalar, sütümüzü en düşük fiyatlardan almak için yarışıyor. Verilen fiyat 15 lirayı bile bulmuyor; 14,5-15 lira arasında değişiyor. Ama ete yapılan müdahalelerde sürekli ithalat ile fiyatların kontrolü sağlanıyor. Süt neden yüksek fiyattan alınmıyor? Bir çuval yem 700 lira. Bu yemle nasıl sürdüreceğiz üretimi? Tamam, sütü ucuza alıyorsunuz; peki, yem desteği vermek neden mümkün olmuyor?” şeklinde konuştu.
“EMEKLİ MAAŞIYLA KURBAN KESMEK ARTIK HAYAL OLDU”
Artan maliyetlerin kurbanlık alımını zorlaştırdığını söyleyen Pehlivan, “Kuzu fiyatları 15-20 bin lirayı buldu. Emekli maaşıyla kurban kesmek artık hayal oldu. Ama bu durumun suçlusu üretici değil. Giderler gerçekten çok yüksek. Satıcılar da kazanç elde edemiyor.”
Kaynak: Halk TV
