İsrail’in İran, Suriye ve Lübnan’a yönelik gerçekleştirdiği saldırılar ve bölgede istikrarı bozan uygulamaları uluslararası hukuku ihlal ettiği gerekçesiyle kınandı. Bildiride, bu ülkelerin egemenliği ve güvenliğine yönelik açık ihlaller olduğuna dikkat çekildi.
Uluslararası topluma, saldırganlığı durdurmak ve İsrail’in işlediği suçlardan sorumlu tutulması amacıyla “caydırıcı önlemler” alınması çağrısında bulunuldu.
Gerginliği azaltma çabalarını desteklemek, İran’a yönelik saldırganlığı durdurmak ve barışçı çözümler sağlamak amacıyla “Bakanlar Temas Grubu” oluşturulmasına karar verildiği bildirildi.
İsrail saldırılarının durdurulmasının aciliyetine vurgu yapılan bildiride, bölgedeki insani, ekonomik ve çevresel durumun ciddi tehdit altında olduğu kaydedildi.
Filistin Davasının Merkezi Önemi
Birleşmiş Milletlerden sonra dünyanın en büyük ikinci uluslararası kuruluşu olan İİT’in, uluslararası istikrarı sağlama çabaları belirtilerek, bu bağlamda reformların hızlandırılması gerektiği ifade edildi.
1969’da Mescid-i Aksa’ya yapılan kundaklama saldırısının ardından kurulan İİT için Filistin davasının önemi vurgulanarak, 1967 sınırları içerisinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasına destek verildiği ifade edildi.
Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında “Filistin Sorununun Barışçıl Çözümü ve İki Devletli Çözümün Uygulanması” konulu BM Yüksek Düzeyli Konferansı’nın mümkün olan en kısa sürede toplanmasının önemine değinildi. Konferansa tüm BM üye devletlerinin aktif katılımı teşvik edildi.
Filistinli Sivil Halkın Korunması Talebi
Bildiride, 19 aydan fazla süredir süregelen İsrail’in Gazze’ye yönelik eylemleri ile Filistin halkının hakları çiğnenerek gerçekleştirilen yıkım ve öldürme kampanyaları kınandı. Acil bir ateşkesin sağlanması ve oluşan durumun iyileştirilmesi için siyasi ve mali destek sağlanması gerektiğinin altı çizildi.
Gazze’ye yönelik insani yardımların ulaştırılması ve iki devletli çözümün uygulanmasına yönelik çalışmaların desteklenmesi gerektiği vurgulandı. İsrail’in insani yardımları engelleyerek açlığı bir soykırım aracı olarak kullanması kınandı.
Filistin halkının sökülüp atılmasına yönelik her tür planın reddedildiği ve insani yardımın engelsiz bir şekilde ulaşmasının sağlanması gerektiği ifade edildi. BM’nin Filistinli mültecilere yardım kuruluşuna (UNRWA) destek verilmesi çağrısı yapıldı.
Kudüs’ün Kimliğinin Korunması
Bildiride, Gazze’nin yeniden inşası için Arap-İslam işbirliğine vurgu yapılarak, Mısır’ın sağladığı insani yardımlar takdir edildi.
İsrail’in Kudüs’teki medeni özellikleri değiştirmeye yönelik gayretleriyle ilgili derin endişeler dile getirildi. Kudüs’ün korumasının önemli olduğu ve bu doğrultuda hoşgörü ile birlikte yaşamaya katkı sağlayacak çalışmaların desteklenmesi gerektiği ifade edildi.
Pakistan hükümetinin yanında olunduğu belirtilirken, bölgedeki askeri gerilimler için azami itidal çağrısı yapıldı. Barışın sağlanabilmesi için 10 Mayıs 2025’te ilan edilen ateşkesin sadık bir şekilde uygulanması gerektiği vurgulandı.
İki ülke arasındaki sorunların barışçıl yollardan çözülebilmesi için geniş tabanlı diyalogun önemine dikkat çekildi.
Aşırıcılıkla Mücadele Çağrısı
İslamofobi ve ayrımcılığın artışıyla ilgili kaygılar gündeme getirildi. Din, inanç ya da etnik kökene dayalı şiddet eylemleri ve nefret söylemi kınandı. Uluslararası toplumun aşırıcılıkla mücadele etmesi gerektiği belirtildi.
Bildiride, aşırıcılığı teşvik eden tüm girişimlerin kınanması gerektiğine ve İİT üyesi ülkelerin deneyimlerinin çatışma çözümünde etkili bir rol oynayabileceğine vurgu yapıldı.
Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki normalleşme çabaları sonrasında imzalanan anlaşmanın önemine dikkat çekilirken, Ermenistan’ın tutumunu değiştirmesi gerektiği belirtildi.
İİT üyesi devletlerin, Azerbaycan’a destek vermesi gerektiği belirtilerek, güvenliğin sağlanması ve yeniden inşa çalışmalarına katkı sağlanması istendi.
Suriye’de istikrar sağlamak amacıyla gösterilen çabaların desteklendiği, Türkiye ile İslam Kalkınma Bankası arasındaki işbirliğine vurgu yapıldığı kaydedildi.
Kıbrıs sorunu ile ilgili olarak, Kıbrıslı Müslüman Türklerin haklarının korunması konusunun önemli bir yere sahip olduğu ifade edildi.
Uluslararası topluma, Arakanlı Müslümanların insan haklarının savunulması için acil önlemler alınması çağrısı yapıldı. Bosna Hersek’te de Dayton Barış Anlaşması’na uyum sağlanması için işbirliği mesajı verildi.
Ürdün’ün kutsal alanların korunması konusundaki çabalarının önemi vurgulanırken, 2026 yılında Azerbaycan’da yapılacak İslam Zirvesi Konferansı’nın beklentileri karşılayacağı ifade edildi.
Kaynak: Ekonomim