Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

İmamoğlu: ‘Zalimlerin Dönemi Bitti!’

İmamoğlu: ‘Zalimlerin Dönemi Bitti!’

CHP’nin ön seçimle belirleyeceği Cumhurbaşkanı aday adayı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İzmir’de başlattığı ön seçim çalışmalarının bir parçası olarak Kastamonu’ya ziyaret gerçekleştirdi. İmamoğlu’nun konuşma yaptığı Kuzeykent Kapalı Pazar Yeri’nde “Ekrem Merttir”, “Cumhurbaşkanımız İmamoğlu” yazılı pankartlar yer aldı. Kastamonu halkı ise “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz”, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganlarıyla destek verdi.

İmamoğlu, vatandaşların “Ceketini çıkar” tezahüratları üzerine ceketini çıkararak kollarını sıvadı ve “Size söz, iktidar olana kadar bu ceket giyilmeyecek, bu kollar hep sıvalı kalacak. Hiç endişeniz olmasın.” diyerek konuşmasına başladı.

İmamoğlu, burada yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:

“Ramazan Ayı’nızı kutluyorum. Bu ayın hepimize hayır, bereket ve güzellik getirmesini diliyorum. Ramazan, bizim için sevgiyi ve merhameti hatırlatır. Ancak aklında kötülük olanlar için bu ayın bir önemi yoktur. Onlar için önemli olan, zulüm ve istibdat düzenlerini sürdürebilmektir. Bugün, ekonomik kriz nedeniyle vatandaşlarımızın yaşadığı sıkıntılar göz ardı ediliyor. İşçiye, çiftçiye, esnafa ve emekliye sunulan imkanlar, iktidarın yönetemediği ekonomi ile birebir bağlantılıdır. Bu, vatandaşa yürütülen bir zulümdür.

İktidar, bazı kişileri zengin ederken bunun yükünü dar gelirli vatandaşların üzerine yıkıyor. Zulmün en büyük örneği işte budur. Ancak unutmayın ki; o günler geride kaldı. Milletimiz hakkını almak için yola çıkıyor ve zalimlerin koltukları şimdi sallanıyor.

Halkımız, Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin nasıl çalıştığını görüyor. İcraatçılığı, halkçılığı tanıyor ve seviyor. Bütün partili belediye başkanlarımla gurur duyuyorum. Bizler israfa, ranta ve partizanlığa asla geçit vermeden, engellemelere rağmen büyük yatırımlar ve projeler gerçekleştirdik. Şimdi, bu israf ve istibdat düzenini yıkmak için yola çıktık. Hep birlikte başaracağız. Hakkı millete vereceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi, millete güvenmenin partisidir. Bu partinin temel ilkesi, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğudur.

“Ön seçimle birlikte Türkiye’de tek adamlığın devri sona erecek”

Ön seçimle, Türkiye’deki tek adamlık ve masa başı siyasetçilerin devri kapanacak. 23 Mart’ta, tek adam rejimine karşı kararlılığımızı göstereceğiz. Ön seçimde göstereceğiniz irade, seçim kazanma arzusunun bir yansıması olacaktır. Kararlıyız ve iktidar olacağız. Biz ülkeyi tek başımıza yönetmeyi arzulamıyoruz. Bizim hayalimiz, asla tek adamlığın ve tek partinin, ülkenin kurumsal yapısını esir almasını önlemek.

Parlamenter demokrasiye inanan bizler, bu inancı paylaştığımız bütün siyasi partilerle ve toplumun muhalif kesimleriyle demokrasi adına birlikte yürümeye kararlıyız. Ancak geçmişteki bazı hatalardan da kaçınacağız. Bu fırsatı heba etmeyeceğiz.

“Sarayın keyif alanları gidecek, bizler geleceğiz”

Yenileşme, gençleşme ve değişim zamanı. Sarayın salonlarında yalnızca keyif sürenler gidecek. Sokaklarda, pazarlarda sesini duyuramayanlar kaybolacak. Bizler geleceğiz. Cesur, coşkulu insanlar, gençler sizler geliyorsunuz. 23 Mart’tan korkuyorlar. Üzerlerine titriyorlar. Her gece uykularında, milleti unuttuğunun korkusuyla uyanıyorlar. Ama korkmalılar, çünkü o sandık sizlerin değil, milletin. O koltuğu almaya geliyoruz.

Onların partisinin üyeleri hesap sormaktan çekiniyor. Kongre yapılmadan il ve ilçe başkanları atandığını görüyorsunuz. Üyeliğin hiçbir anlamı kalmıyor. Tek bir kişinin sözünün geçtiği bir ortamda demokratik bir yönetim olabilir mi? Asla! Bu anlayışın sonucu olarak korkuyorlar, çünkü üyelerin CHP’deki demokrasiyi görüp ‘biz de isteriz’ demesinden endişe ediyorlar. Biz demokrasi aşığıyız ve bu anlayıştan korkuyorlar.

“Verdiği talimatlarla tuzak kurmaya çalışıyor”

İmamoğlu ismini duyduğu anda tedirgin oluyor. Korkusuyla her zaman tetikte. Cesaret bulup çıkıp benimle yarışamayacak kadar korkuyor. Bu yüzden, verdiği talimatlarla tuzaklar kurmaya çalışıyor. Savcılık, İstanbul Üniversitesi’ne yazı göndererek sıkıntı yaratma çabalarını sürdürüyor. Buraya gelirken öğrendim ki; aceleleri var.

“Savcılık devreye hukuksuz bir şekilde giriyor”

Bazen özel kalemimdeki arkadaşlara ‘şunu arayın’ dediğimde bile, kaygı taşıyorlar. Savcının kendisine talimat verme yetkisi olmamasına rağmen, ‘bunu hemen yapın’ diyen bir ortamda, baskı yaratıyorlar. Zaten bu sürecin özeti, 2020 yılında diplomamı sorgulayan Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi‘ne fakültemiz ‘İmamoğlu’nun yatay geçişi her yönüyle uygundur’ diyerek yanıt vermiştir. Biz bile bunu yeni öğrendik. O dönemde dekan olan bilim insanına o kadar baskı yapılmış ki, istifa etmek zorunda kaldı.

“İmamoğlu’nun aleyhine karar vermeyen herkes yok etme sürecinde”

İmamoğlu’na karşı kararlar vermeyen herkes bir yok etme sürecinin parçası. Bu durumu gün yüzüne çıkaracağımızı biliyoruz. Şimdi İÜ Rektörü’ne soruyorum; bu raporu kim hazırlamayı istedi? 572 yıllık bir üniversitenin rektörü olarak bu talimatın kimden geldiğini açıklamalısınız. Ortaya koyduğunuz rapor von yazarak nasıl bir zulüm gerçekleştirdiğinizi hep takip edeceğim.

“Konuşmayarak bu sorumluluktan kaçamazsın”

572 yıllık İstanbul Üniversitesi Rektörü, şu an sesimi duymak zorundasınız. Elinizi vicdanınıza koyun. Erdoğan, İBB Başkanıyken siz onun takımındaydınız. Göreve geldiğinizde YÖK üyeliği ve şimdi rektörlük yaptınız. Ama insanlara ve onların haklarına saygılı olmalısınız. Raporunuza baktığımızda, Ekrem İmamoğlu’nun haklı olduğu ortada. Ama buna sessiz kalamazsınız. Yılların bilim insanlarına bile bu tür bir baskı yapıldığı bir ortamda, sorumluluğunuzu yerine getirmelisiniz. Ben Ekrem İmamoğlu, bu savaşın galibi olacağım.

Kaynak: Ekonomim