İsrail’in İleri Adımı: İran’ın Nükleer Programına Yönelik Saldırılar
Kaynak, Reuters
Fotoğraf altı yazısı, Mordechai Vanunu, 19 Nisan 2005’te Kudüs’teki bir basın toplantısında.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz hafta İran üzerinde gerçekleştirdikleri önleyici saldırıların ardından, “İran’ın silahlanma programının kalbini vurduk” açıklamasında bulundu. Bu durum, İsrail’in stratejik hedeflerini net bir şekilde ortaya koyuyor.
İran, nükleer programının tamamen barışçıl olduğunu savunsa da, İsrail uzun zamandır İran’ın gizlice silah üretmeye çalıştığını iddia ediyor. Öte yandan, İsrail kendi nükleer kapasitesini ne doğruluyor ne de yalanlıyor, ancak dünya genelinde İsrail’in nükleer silahlara sahip olduğu düşüncesi yaygınlık kazanmış durumda.
Bu algının oluşmasında önemli bir rol oynayan kişi ise, İsrail’in gizli nükleer programını gün yüzüne çıkaran Mordechai Vanunu’dur. Vanunu’nun ifşaatları, onun onca yıl boyunca hapiste kalmasına neden oldu.
Kaynak, AFP
Fotoğraf altı yazısı, Necef Çölü’ndeki nükleer tesiste tekniker olarak çalışan Mordechai Vanunu’nun cezaevinde çekilmiş bir fotoğrafı.
Ekim 1986’da yayınlanan Sunday Times makalesi, “Ortaya çıktı: İsrail’in nükleer cephaneliğinin sırları” başlığıyla, nükleer teknisyen Mordechai Vanunu’nun ifşaatlarını içermekteydi. Bu yazı, İsrail’in nükleer kapasitesinin boyutlarını ve gelişmişliğini ortaya koyarak büyük bir yankı uyandırdı.
Vanunu, Kudüs’ten yaklaşık 150 km güneydeki Necef Çölü’ndeki gizli Dimona nükleer araştırma merkezinde çalışıyordu. Gazete, İsrail’in nükleer gücünün dünya sıralamasında altıncı sırada yer aldığını ve yaklaşık 200 nükleer savaş başlığına sahip olduğunu ileri sürdü.
Sunday Times’da haberin yayınlandığı gün, Vanunu ortadan kayboldu. Gazeteci Peter Hounam, Vanunu ile Sidney’de tanıştığında, görünüşünden etkilenmişti ve onun bir nükleer bilim insanı gibi görünmediğini belirtmişti.
Vatan Haini mi, Muhbir mi?
Kaynak, Getty Images
Fotoğraf altı yazısı, Necef Çölü’ndeki Dimona yakınlarındaki nükleer reaktör.
Hounam, Vanunu ile ilk tanıştığında şaşırdığını, kendisinin bir nükleer bilim insanına benzemediğini ifade etti. Vanunu, Dimona’da gördüklerini dünyaya anlatmak için harekete geçmeye karar vermişti.
1985 sonlarında, İsrail’in Filistinlilere yönelik muamelesi ve nükleer silah geliştirmesiyle ilgili hayal kırıklığı yaşayan Vanunu, işinden ayrılıp seyahate çıkmayı planlamıştı. Aksiyonunu tamamladıktan sonra Londra’da Sunday Times ile görüşmek için gitti.
Vanunu, nükleer tesisle ilgili fotoğraflar çekmek için imece usulü bir çözüm bulmak zorunda kalmıştı. Gazete, Vanunu’nun Londra’da bir otelde gizli tutulduğunu bildirmişti. Ancak huzursuz olan Vanunu, Londra’da bir kadına aşık oldu. Hounam, Vanunu’nun güvenliği için endişeler taşımaya başlamıştı.
Bir ay sonra, Vanunu’nun gözaltına alındığı duyuruldu ve bir ‘bal tuzağı’ operasyonuyla İsrail’e kaçırıldığı belli oldu.
Kaynak, Reuters
Fotoğraf altı yazısı, Vanunu vatan hainliği ve casusluk suçundan 18 yıl hapis yattığı cezaevinden salıverildikten sonra zafer işareti yapıyor (21 Nisan 2004).
Vanunu, gözaltına alınırken kaçırılmasıyla ilgili bilgileri gizli bir mesajla gazetecilere iletmeye çalışmıştı. 1987’de vatana ihanet ve casusluk suçlamalarıyla 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı ve bu sürenin büyük bir bölümünü hücre hapsinde geçirdi.
21 Nisan 2004’te serbest bırakılan Vanunu, o tarihten sonra İsrail’den ayrılmasına izin verilmedi ve çeşitli ihlaller nedeniyle birkaç kez tekrar hapse girdi.
Gizli Anlaşma ve Nükleer Programın Tarihçesi
Kaynak, Getty Images
Fotoğraf altı yazısı, İsrail’in ilk başbakanı David Ben-Gurion’un (solda) müttefiklerini uyarmadan nükleer caydırıcılık politikası benimsediği düşünülüyor.
Vanunu’nun ifşaatlarına kadar, İsrail’in nükleer kapasitesi hakkında pek bilgi yoktu. İsrail, nükleer programına 1948’de devletini kurmasından kısa bir süre sonra başladı. 1960’larda ise nükleer silah malzemelerini üretmek için Dimona tesisini inşa etmek üzere Fransa ile gizli bir anlaşma yaptığına inanılıyor.
İsrail, yıllarca bu tesisin bir tekstil fabrikası olduğunu iddia etti. 1960’larda Amerikalı müfettişler burayı ziyaret etti, ancak yer altındaki gerçek yapının farkında olamadı.
Washington merkezli Silah Kontrolü ve Silahların Yayılmasını Önleme Merkezi, İsrail’in günümüzde yaklaşık 90 nükleer savaş başlığına sahip olduğunu tahmin etmektedir. Buna rağmen, İsrail resmi olarak nükleer kapasitesi konusunda açıklama yapmamaktadır.
1970 yılı itibarıyla, 191 devlet nükleer silahların yayılmasını önlemeye yönelik NPT’ye katıldı, ancak İsrail bu anlaşmayı imzalamadı. Vanunu, İsrail’de çoğunlukla bir vatan haini olarak görülse de, destekçileri onu “barış kahramanı” olarak nitelendirmektedir.
Serbest kaldıktan sonra yaptığı açıklamada pişmanlık duymadığını belirten Vanunu, “Benim yaptığım şey gizli kapaklı neler olup bittiğini dünyaya duyurmaktı” dedi. Bu açıklamalar, uluslararası camiada önemli tartışmalara yol açtı.
Kaynak: BBC Türkçe