Bu hafta ‘Şans Sohbetleri’ programında ekonomist Ali Ağaoğlu ve gazeteci Hakan Güldağ, Merkez Bankası’nın 24 Temmuz’daki olası adımlarını değerlendirdi.
Güldağ: Enflasyonun düşme eğilimi sürdüğü görülüyor. Geçtiğimiz yılın temmuz ayında Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) %3,23, ağustos ayında ise %2,88 seviyesinde gerçekleşmişti. Bu iki aylık olumlu baz etkisi, Merkez Bankası’nın alacağı kararlarda etki sahibi olabilir. Merkez Bankası, 24 Temmuz’da nasıl bir strateji izleyecek?
Ağaoğlu: Benim öngörüm, 350 baz puanlık bir indirim yapılması yönünde. Eğer yeniden %42,5 seviyesine dönüş sağlanırsa, ‘zorunluluktan bir patikaya girdik, şimdi ana yola geri dönüyoruz’ şeklinde bir açıklama yapılabilir. Bu da raporlar açısından hoş bir anlatı oluşturur.
Güldağ: Bankacılık sektöründen gelen beklentiler, 250 baz puanlık bir indirimin üzerinde. Ancak reel sektör tarafında 400-500 puanlık bir indirim talep ediliyor. Merkez Bankası’nın döviz kurunu olumsuz yönde etkileyecek bir adım atmaktan kaçınacağını düşünüyorum.
Ağaoğlu: Bazı televizyon programlarında 750 baz puanlık indirim taleplerine tanık oldum. Ancak daha makul bir seviyeden konuşmak gerekirse, ne kurda ne de faiz tarafında piyasada bozulma yaratacak büyük bir etken görünmüyor. Ayrıca, turizm mevsimi ve artan döviz rezervleri de göz önünde bulundurulmalı.
Güldağ: Faiz indirimlerinin yanı sıra, kredi artışlarında uygulanan kısıtlamaların da gevşetilmesi talep ediliyor.
Ağaoğlu: İfade etmekte zorluk çektiğim makro ihtiyati tedbirlerde hafifletme kesinlikle gerekli. Kredilere getirilen kısıtlamalar, iş dünyası için büyük sorunlar yaratıyor. Hangi seviyeye inerse insin, faizlerin bu kadar sıkılaştırıldığı bir ortamda, ilan edilen faiz oranı sadece tabelada kalıyor ve piyasada etkisi olmuyor.
Güldağ: ‘Makroihtiyati’ terimi bu tedbirler için doğru değil. Geçenlerde Emre Alphan İnan bu konuyu yazmıştı. Belki ‘bankacılık politikası’ denilmeli. Çünkü Merkez Bankası’nın amaçları, TL talebini güçlendirmeye yönelik. Kamu ekonomisine destek sağlamak için yapılmış uygulamalar değil. Faiz indirimlerinin bir dizi indirimle devam edeceği öngörülüyor. Yani, 24 Temmuz’dan sonra 11 Eylül, 23 Ekim ve 11 Aralık tarihleri için de indirimler beklentisi var. Bu noktada TL’nin çekiciliği büyük önem taşıyor.
Ağaoğlu: Para politikalarının etkinliğini artırma yolunda en etkili adım, mevduat üzerindeki stopajın sıfırlanmasıdır. Düşürülmesinden ziyade, stopajın tamamen kaldırılması gerekiyor. TL faizlerinde stopajı enflasyon düşene kadar sıfırlamak, para politikası açısından verimliliği artırır ve talep oluşturacak bir cazibe yaratır. Hane halkı enflasyon beklentisi ilk kez %60’ın altına inmişken, bunun olumlu etkileri olacaktır.
Güldağ: Peki, bunu borsa ne şekilde etkiler?
Ağaoğlu: Borsada kısa süreli bir hareket gözlemleniyor. Yukarı yönlü hareket devam etse bile, önce bir düzeltme yaşanması muhtemel. Yavaş yavaş borsa takip edilebilir, ama yine de ihtiyatlı olmakta fayda var. Piyasayı etkileyebilecek yeni düzenlemelerin gelmesi olası.
Piyasalar Siyasete Rağmen İstikrarını Koruyor
Güldağ: Gümrük oranları hala belirsiz, ancak ABD tarım dışı istihdam verileri beklenenden daha güçlü sonuçlandı. Fed’in kararları ne yönde ilerleyecek?
Ağaoğlu: Faiz indirimi, Temmuz’dan sonra daha da ertelendi. Bu nedenle Amerikan tahvillerinin getirileri yükseliyor. 10 ve 2 yıllık tahviller arasındaki fark daralıyor. Kısa vadeli tahvillerin düşük, uzun vadeli olanların yüksek olmasının beklenmesi gerekirken, faizlerin düşmeyecek olması sebebiyle, bu fark kapanıyor. Bu durum, doğal olarak altın fiyatlarını olumsuz etkiliyor.
Güldağ: Amerikan borsaları ise yükseliş gösteriyor.
Ağaoğlu: Amerikan borsalarında da düzeltme için Fed’in kararları kritik. Ancak yapılacak düzeltmeler birkaç yüz puanla sınırlı kalacak. Tahvil piyasasındaki hareketlenme, akım oluşturan bir hareket değil. Piyasa, gümrük oranlarını bekleyecek.
Güldağ: Trump, ‘anlaşma sağlanamayan ülkelere 1 Ağustos itibarıyla tarifelerin mektupla bildirileceğini’ açıkladı. Bu durum Euro’yu etkiliyor gibi görünüyor.
Ağaoğlu: ABD ve Avrupa arasındaki faiz farkının Euro lehine genişleyeceği varsayımı vardı; ancak bu genişleme gerçekleşmeyince Euro, değer kaybetti.
Güldağ: Dolar endeksi için tahminlerin nedir?
Ağaoğlu: Doların 95 seviyesine doğru geri gideceğini ve Euro’nun 1,20 civarında dengeleneceğini düşünüyorum. Ancak yaz dönemi rehaveti nedeniyle piyasalarda temkinli bir duruş sergilenecek. Eylül’deki Fed kararına kadar büyük bir değişim olacağını düşünmüyorum.
Güldağ: Ancak biz, ülke olarak farklı bir durumdayız. Siyasi tansiyon yüksek ve artma riski söz konusu. Buna karşın, enflasyon düşüyor ve faizlerin ineceği beklentisi etkili. Geçtiğimiz hafta banka hisseleri %11 yükseldi, CDS’ler 280’lere geriledi. 10 yıllık tahvil getirisi %31’in altına düştü. Piyasa bütün bu olumsuzluklara rağmen yoluna devam ediyor. Son dönemlerde yabancı yatırımcıların Türkiye varlıklarına olan ilgisi de yeniden artış gösterdi.
Kaynak: Ekonomim