Osman Koç ile Eğitimde Yeni Bir Proje
Bugün gerçekleştirdiğimiz söyleşide Eğitimci-Yazar Osman Koç, eğitim sisteminin temel taşlarından biri olan öğretmenlerin çalışma koşullarına dair daha önce gündeme gelmemiş, somut ve uygulanabilir bir projeyi ele alacak.
“Geleceğimizi emanet ettiğimiz genç nesilleri yetiştirdiğimiz alan eğitimdir; bu alan aynı zamanda ülkemizi küresel rekabete, çağın ihtiyaçlarına ve insani gelişmişliğe hazırlayan kritik zemindir.”
“Ne yazık ki eğitim sistemimiz, geçmişten bugüne çözülmesi gereken yapısal sorunları hâlâ aşabilmiş değil. Bugün, eğitim fakültelerinin etkili öğretmenler yetiştirmediğini, öğretmenlik mesleğinin yeterince değer görmediğini, bazı vakıf ve yapıların eğitime doğrudan müdahale ettiğini, müfredatın bilinçli bir şekilde çağın gerisinde kaldığını, okul ortamlarının hijyen ve pedagojik açıdan yetersiz olduğunu ve tüm bunların ardında çeşitli hesapların bulunduğunu tartışmaya devam ediyoruz.”
Eğitimde Elde Edilen Başarı Neden Yetersiz?
Sorun, eğitim sisteminin merkezinde yer alması gereken öğretmenin, yıllardır göz ardı edilen bir konumda tutulmasıdır. Öğretmenin mutluluğu, huzuru ve verimliliği, eğitimin tüm paydaşları için hayati bir gerekliliktir; fakat öğretmenler genellikle yalnız, yorgun ve değersiz hissediyor.
Bu durum, yalnızca öğretmenleri değil, öğrencileri de etkilemektedir. Eğitim, bir bütün olarak ele alınmalıdır. Mutlu öğretmen, mutlu öğrenci demektir. Kendini güvende hissetmeyen, gelişime imkân bulamayan ve değer görmeyen bir öğretmenin bulunduğu ortamda, öğrencinin kendini geliştirmesi, merak etmesi ve potansiyelini keşfetmesi beklenemez.
Çözüm Nerede, Neyi Farklı Yapmalıyız?
Günümüz itibarıyla, bir öğretmenin temel ihtiyaçlarını karşılamakta ciddi sorunlar yaşamasıyla ortaya çıkmakta olan “Öğretmen Dostu Okul Projesi”, öğretmenlerimizi mesleki ve sosyal açıdan desteklemeyi hedefliyor. Türkiye’de birçok eğitim fakültesinin kalitesi düşmekte ve mezun sayılarıyla birlikte öğretmenlik alanında ciddi bir sorun yaşanmaktadır. Atanamayan yüzbinlerce öğretmen umutsuz bir şekilde geleceklerini düşünmekte.
Oysaki talepleri yalnızca “İnsanca Yaşamak Arzusu”dur!
Eğitim hayatını zorluklarla sürdüren, üniversiteyi bitiren yüzbinlerce genç, “Öğretmen” unvanıyla başvurularına rağmen öğretmenlik yapamamaktadır.
KPSS, Mülakat ve Yeni Uygulamalar
Öğretmen olabilmek için KPSS ve mülakattan geçen adaylara şimdi de “Öğretmen Akademisi” sunuluyor. Ancak 4 yıllık lisans eğitimi, öğretmenlik için yeterli değil midir? Verilen eğitim ne yönden yetersiz ki eklemelerle tamamlanması düşünülmektedir? Aslında 4 yıl, bir öğretmen adayını olgunlaştırmak için yeterlidir. Gerisi ise plansızlıktan kaynaklanmaktadır.
Meslek İçi Sürekli Gelişim Nasıl Sağlanmalı?
Öğretmenler için meslek içi sürekli gelişim planlamak istiyorsanız, çalışmaya başladıkları anda lisans üstü eğitim programlarına yönlendirilmelidir. Öncelikle çalışmaya başlasınlar, aldıkları maaşla kendi ayakları üzerinde dursunlar ve umudu tazesinler.
“Öğretmen Dostu Okul Projesi” Nedir?
Öğretmeni yalnızca bir ders anlatıcısı değil, öğrenme ortamının mimarı ve okul ikliminin taşıyıcı unsuru olarak görmek önemlidir. “Öğretmen Dostu Okul Projesi”; öğretmenlerin insani ve mesleki gelişimini destekleyecek, onları merkeze alacak bir projedir.
Bu proje, öğretmenlerin mutluluğu için tüm okul paydaşlarına kalite sunmayı hedefliyor ve eğitim sistemini kendi kendine onarabilmesi için gerekli ortamı yaratmayı amaçlıyor.
Projenin ana teması, eğitimin temel taşı olan öğretmenlerdir. “Öğretmen mutlu ise eğitimin iç ve dış paydaşları da mutludur!” ifadesi çalışmanın özünü oluşturmaktadır.
Projenin Detayları
Henüz teorik aşamada bulunan proje, uygulamaya geçildiğinde öğretmenler ve tüm paydaşlar olumlu çıktılardan faydalanacaktır. Eğitimle ilgili meslek örgütlerine işbirliği çağrısı yapılmaktadır.
“Öğretmen Dostu Okul Projesi”, öğretmenlerin ihtiyaç duyduğu bir yaşam alanında karşılanma oranına göre okullara puan vermek üzerine kurgulamaktadır. Verilecek puanlar, öğretmenler, veliler ve eğitim gönüllüleri tarafından sağlanacak.
Kriterlerin Belirlenmesi
Kriterler dünya genelinde çalışan memnuniyeti araştırmaları gibi belirli aralıklarla uygulanacak. Burada temel argüman, kurum çalışanlarının sağlanan ya da sağlanmayan olanaklardan ne ölçüde memnun olup olmadıklarıdır.
Fiziksel Ortamın Yetersizliği
Birçok öğretmen, kalabalık sınıflarda ve havasız ortamlarda çalışmak zorunda kalıyor. Okullarda, öğretmenlerin kişisel eşyalarını koyabilecekleri dolaplar dahi bulunmamaktadır.
Kişisel ve Mesleki Gelişime Alan Tanınması
Öğretmenler, yenilikleri takip etmek ve kişisel gelişimlerine katkıda bulunan imkanlar arzu ediyor. Ancak birçok öğretmen, sunulan hizmet içi eğitimlerin kalitesizliğinden şikayetçi. Ayrıca, birçok öğretmenin hizmet içi eğitimlere zorunlu katılımı motivasyon kaybına neden olmaktadır.
Özlük Haklarının Zedelenmesi durumunda ekonomik ve psikolojik olarak yıpranan öğretmen, mesleğin saygınlığında da bir azalma yaşanmasına neden olmaktadır.
Sosyal Destek Olmaması
Okullar yalnızca bilgi aktarım yerleri değildir. Öğretmenlerin çoğu, okulda sosyal destekten yoksun, yalnız ve izole hissetmektedir.
Öğretmen Dostu Okul Modelinin Yol Haritası
Eğitimde gerçek ve kalıcı bir dönüşüm istiyorsak, bu dönüşüm öğretmenin mutluluğundan geçiyor. “Öğretmen Dostu Okul” Projesi tam da bu anlayışla şekillendirilmelidir.
Unutulmamalıdır ki eğitimin kalitesi, sınıfa giren öğretmenin iç dünyasıyla başlar. Umutsuz bir öğretmenin umudu aşılaması, yorgun bir öğretmenin ilham vermesi beklenemez. Eğitim anlayışımızı öğretmeni özne yapacak şekilde tasarlamalıyız.
“Öğretmen Dostu Okul” Projesi; öğretmenin mutlu, üretken ve değerli olduğu bir eğitim ekosisteminin mümkün olduğunu göstermektedir. Bu yaklaşım, sadece öğretmenleri değil, tüm okulu dönüştürecektir.
Çünkü biliyoruz ki: Mutlu öğretmen, mutlu öğrenci demektir.
Uzmanlar, öğretmenler ve eğitim gönüllülerinin bu kriterler üzerinden okulları puanlaması, eğitim yöneticilerine yönelik baskı yaratacaktır. Oluşturulacak dijital bir portal aracılığıyla, öğrenciler ve veliler kolaylıkla okul tercihi yapabilecektir.
Sistemin pedagojik çıktıları henüz değerlendirilememiş olsa da elde edilen teorik fayda önemli bir potansiyele işaret etmektedir.
Umarız ki eğitim sistemimiz 21. Yüzyılda hak ettiği ivmeyi kazanır ve sistemin temel unsuru olan öğretmenler her gün oradan buraya savrulmazlar.
Her şey, çocuklarımızın mutluluğu ve dolayısıyla geleceğimizin daha güvenilir ve müreffeh olması içindir.
Unutmayalım ki bir ülkenin eğitim sistemini bozmak, o ülkeyi yıkmaya yeterlidir. Bugün, eğitim sistemimiz zarar görmüş ve yankılanmaktadır.
Eğitim sisteminin tekrar ayağa kaldırılacağı günler yakındır. Umudumuzu ve mücadelemizi sürdürerek o günlere odaklanmak büyük önem taşımaktadır.
Söyleşimizin kapanışında Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Geleceğin güvencesi sağlam temellere dayalı bir eğitime, eğitim ise öğretmene dayalıdır” ifadesini hatırlatmak isterim. Sevgili hocam, değerli paylaşımlarınız için teşekkür ederiz. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…
Kaynak: Halk TV
