1. Haberler
  2. Gündem
  3. Özel Eğitimde Yapısal Sorunlar ve Çözüm Önerileri

Özel Eğitimde Yapısal Sorunlar ve Çözüm Önerileri

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“Aslında genel eğitimde yaşanan bütün yapısal aksaklıklar, genel eğitimin ayrılmaz bir parçası olan özel eğitimi de olumsuz etkiliyor. Özel eğitim, genel eğitimin sevap toplama alanı olarak görülüyor ve girdileri, çıktıları açısından yeterince denetlenmiyor. Oysaki özel eğitim, ilke ve esasları olan profesyonel bir meslektir.”

Bu sözler, Özel Eğitim Çalışanları ve Eğitim Derneği Başkanı Feyyaz Şentürk’e ait. Kendisiyle özel eğitim hakkında kapsamlı bir sohbet gerçekleştirdik.

Feyyaz Şentürk
Feyyaz Şentürk

Özel Eğitim Hizmetleri ve Değerlendirme

Özel eğitim, yalnızca engelli bireylerin eğitimiyle sınırlı değildir; gelişimsel, davranışsal, duygusal ve öğrenme farklılıkları gösteren bireylerin ihtiyaçlarına yönelik dizayn edilen bir alandır. Otizm spektrum bozukluğundan dikkat eksikliğine, özgül öğrenme güçlüğünden işitme kaybına kadar pek çok profilde öğrenci ile çalışmaktayız. Ayrıca, üstün zeka ve yeteneğe sahip bireyler de özel eğitim uygulamalarının kapsamına girmektedir.

Türkiye’de özel eğitim hizmetleri son yıllarda bazı genişlemeler gösterse de, hâlâ merkeziyetçi ve eşitsiz bir anlayışla ilerlemektedir. Bu durum, tanı alan bireyler üzerinden yürütülen hizmetlerin, özellikle tanıya erişim sorunu yaşayan çocukları sistem dışına itmesine yol açmaktadır.

Özel eğitim hizmetleri ülkemizde ağırlıklı olarak devlet okulları ve devlet destekli özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri üzerinden yürütülmektedir. Avrupa ve Amerika örneklerinde ise yerel yönetimlerin, derneklerin ve vakıfların katkıları gözlemlenmektedir. Dolayısıyla, yalnızca merkezi bütçe ile yürütülen hizmetler, ülke ekonomisinin karşılaştığı zorluklardan da etkilenmektedir.

Kaynaştırma Uygulamaları ve Mevcut Sorunlar

Kaynaştırma uygulamaları, bütünleştirici eğitim felsefesinin güzel bir örneği olsa da, pratikte ciddi sorunlar barındırmaktadır. Sınıf öğretmenlerinin yeterli donanıma sahip olmamaları, özel eğitim desteğinin yetersizliği ve fiziksel düzenlemelerdeki eksiklikler, özel gereksinimli bireylerin ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kalmaktadır.

Özel eğitim alanında yaşanan yapısal aksaklıklar, genel eğitimi de etkiliyor. Özel eğitim, genel eğitimin bir parçası olarak görülmekte ve yeterince denetlenmemektedir. Oysaki özel eğitim, mesleki ilkeleri ve esasları olan dikkate alınması gereken bir alandır.

Özel Eğitim Öğretmenlerinin Çalışma Koşulları

Özel eğitim öğretmenleri, çoğu zaman uygun olmayan sınıf ortamlarında, yetersiz materyallerle ve yalnız çalışmak zorunda kalıyor. Birçok okulda özel eğitim sınıfları bodrum katlarda, penceresiz odalarda ya da eski depo alanlarında yer almakta, bu durum pedagojik ve insan hakları açısından sorunlu hale gelmektedir.

Materyal desteği ya hiç yok ya da çok sınırlı. Öğretmenler, kişisel çabalarıyla eğitim materyali üretmeye çalışmakta, bu da sürdürülebilir bir çözüm olmaktan uzaktır. Özellikle ağır düzey destek gereksinimi olan öğrencilerin bulunduğu sınıflarda yardımcı personel eksikliği ciddi güvenlik ve bakım sorunları yaratmaktadır.

Öğretmenler, akademik eğitim vermenin yanı sıra çocuğun davranışsal ihtiyaçları, öz bakım desteği ve kriz yönetimi gibi çok yönlü görevlerle de ilgilenmek zorunda kalıyor. Bu durum, iş yükünü artırmakta ve mesleki tükenmişliği tetiklemektedir.

Ders süreleri ve haftalık ders saatleri, özel gereksinimli bireylerin performans düzeylerine göre düzenlenmelidir. Öz bakım zorlukları yaşayan öğrencilerin okul ortamında normal akranları gibi aynı sürelere tabi tutulmaları, bu noktada güçlük yaratmaktadır.

Mesleki Zorluklar ve Motivasyon Sorunları

Özel eğitim öğretmenlerinin karşılaştığı en önemli zorluklardan biri görünmezliktir. Öğretmenler çok emek harcıyor, ancak bu emek ne idari kadrolar ne de kamuoyu tarafından yeterince fark edilmiyor. Öğrencinin gelişiminin uzun vadeli ve küçük adımlarla ölçülmesi, öğretmenlerin yaptıkları işin karşılığını anlık olarak görememelerine yol açarak motivasyonu olumsuz etkiliyor.

Sürekli değişen mevzuatlar, yetersiz hizmet içi eğitimler ve özlük haklarındaki adaletsizlikler, mesleki doyumu daha da zorlaştırıyor. Öğretmenler zamanla yalnızlaştıklarını hissetmekte, bu da tükenmişliğe sebep olmaktadır.

Meslektaşlardan bazıları alandan tamamen uzaklaşmakta; bu durum yalnızca bireysel bir kayıp değil, aynı zamanda sistemsel bir kayıptır. Alanın bilgi birikimini korumak adına öğretmenlerin maddi ve manevi olarak desteklenmesi gerekmektedir.

Toplumun Özel Eğitime Bakışı

Toplumda özel eğitime dair bilinç düzeyinde bir artış gözlemlense de hâlâ ciddi önyargılar ve yanlış kabuller bulunuyor. Özel eğitim, genellikle yalnızca “engelli bireylerin eğitimi” olarak algılanıyor. Oysa özel eğitim, tüm bireylerin ihtiyaçlarına göre düzenlenen farklılaştırılmış bir süreçtir.

Aileler öğretmenle iş birliği yapmaya çalışsalar da, çoğu zaman sorumluluğu yalnızca öğretmenlere yükleme eğilimindedirler. Okul idarecileri de özel eğitim birimini genellikle ikinci planda tutmakta, bütçe ve planlamada yeterince önem vermemektedirler.

Toplumun ve karar vericilerin, özel eğitim öğretmeninin yaptığı çok yönlü işi fark etmesi oldukça önemlidir. Bu alan, sadece akademik bir uzmanlık değil; aynı zamanda güçlü bir etik, sabır ve duyarlılık gerektirmektedir. Bu emeğin görünür kılınması elzemdir.

Eğitim Politikaları ve Yapısal Değişiklik Önerileri

Özel eğitimin planlama düzeyinde merkeze alınması, atılacak ilk adımdır. Tüm eğitim kurumlarında erişilebilirlik ilkesi esas alınmalı ve özel gereksinimli bireyler için fiziksel, dijital ve pedagojik düzenlemeler yapılmalıdır.

Ayrıca, özel gereksinimli bireylerin öz bakım ihtiyaçları nedeniyle her sınıf ve okulda yardımcı personel desteği zorunlu hale getirilmelidir. Özel eğitim öğretmenlerine yönelik kapsamlı ve sürekli hizmet içi eğitim programları uygulanmalı, güncel bilgiye ulaşmaları sağlanmalıdır.

Özel gereksinimli bireylerin eğitim fırsatlarının artırılması amacıyla imam hatip ortaokul ve liselerinde özel eğitim sınıfı açılması önündeki engellerin kaldırılması gerekmektedir.

Özlük hakları da gözden geçirilmelidir. Öğretmenlerin yaptığı iş, yoğun bir duygusal, zihinsel ve fiziksel çaba gerektirmektedir. Yıpranma payı, hizmet süresi düzenlemeleri ve mesleki danışmanlık desteği gibi önlemler acilen hayata geçirilmelidir.

Özel eğitim öğretmenlerinin mesleki ve özlük hakları ile yaşadığı sorunlara dikkat çekmek ve çözüm bulmak amacıyla Eğitimi ve Bilim Gücü Dayanışma Sendikası’nın çalışmaları, ilgili bakanlıklar tarafından dikkate alınmalıdır.

Özel eğitim alanının “yardım” değil, “hak” temelli bir hizmet olarak görülmesi gerektiği de unutulmamalıdır. Bu anlayış değişmeden yapılan düzenlemeler yüzeyde kalmaya devam edecektir.

Değerli bilgileriniz için Feyyaz Şentürk’e teşekkür ederiz.

Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…

Kaynak: Halk TV

Özel Eğitimde Yapısal Sorunlar ve Çözüm Önerileri
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

45ekonomi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin