EVRİM KÜÇÜK
İsrail’in İran’daki nükleer, askeri ve enerji tesislerine yönelik gerçekleştirdiği saldırılar, petrol fiyatlarında köklü dalgalanmalara neden oldu. Brent petrolü, bu saldırıların hemen ardından yüzde 10’dan fazla artışla 78 dolar/varil seviyesinin üzerine yükseldi. Fiyatlar, bir ay öncesiyle karşılaştırıldığında yüzde 12.3 oranında bir artış göstermiştir.
İran’ın karşı saldırı tehdidi ve Hürmüz Boğazı çevresindeki askeri hareketlilik, küresel arz güvenliği açısından endişe verici bir durum olarak değerlendiriliyor. Hürmüz Boğazı’ndan her gün 20 milyon varilden fazla petrol geçiyor. İran henüz boğazı kapatma sinyali vermese de, bölgede tansiyon oldukça yüksek.
Altyapı Hedef Olursa Fiyat 100 Doları Bulabilir
Saxo Bank’ın bir analizine göre, kısa süreli bir kesinti bile fiyat artışına yol açabilir. Bazı analistler, en kötü senaryoda petrol fiyatlarının varil başına 100 dolara kadar yükselebileceğini öne sürüyor. Goldman Sachs, İran’ın petrol ihracat altyapısında oluşacak hasar durumunda, İran’ın arzının altı ay boyunca günlük 1.75 milyon varil azalabileceğini tahmin ediyor. Böyle bir durumda fiyatların 90 dolara kadar çıkması mümkün görünür. Bununla birlikte, bankanın öngörüsü, Brent arzı toparlandıkça fiyatların 2026 yılında 60 dolara gerileyeceği yönündedir. Banka, Ortadoğu’da petrol arzında bir kesinti olmadığı varsayımıyla, Brent/WTI petrol fiyatlarının 2025’in dördüncü çeyreğinde sırasıyla 59/55 dolar/varil seviyesine, 2026’da ise 56/52 dolar/varil seviyesine düşeceğini belirtiyor.
ING Research, İran’ın günde yaklaşık 3.3 milyon varil petrol ürettiği ve 1.7 milyon varil ihraç ettiği göz önünde bulundurulduğunda, bu ihracat kaybının fiyatları 80 dolar/varil seviyesine çıkarabileceğini ifade ediyor. Ancak fiyatların, sonunda 75-80 dolar/varil aralığında dengeleneceği öngörülüyor. Yine de Hürmüz Boğazı’ndaki akışta önemli bir aksaklık yaşanırsa, fiyatların varil başına 120 dolara kadar yükselebileceği belirtiliyor.
S&P Global ise geçmişte yaşanan benzer durumların, fiyatların önce yükselip sonra geri çekildiğini gösterdiğini hatırlatıyor.
OPEC+ Kararları Yakından İzlenecek
OPEC+ üyelerinin sonbaharda üretimi artırması ve yaz talebinin azalması ile birlikte piyasalarda arz fazlası konuşulmaya başlanacak. Bu durum, orta vadeli fiyat düşüşü beklentisini destekleyecektir. İsrail’in geçici olarak kapattığı Leviathan gaz sahası ve İran’daki rafinerilerde şimdilik herhangi bir hasar bildirilmedi. Ancak bölgede süregelen gerilim, navlun ve sigorta maliyetlerini artırabilir.
Ons Altın Nisan Rekoruna İlerliyor
Altın fiyatları Cuma günü yüzde 1’in üzerinde bir artışla 3.420 doların üzerini gördü. Artan jeopolitik gerginlikler ve ekonomik belirsizlikler nedeniyle yatırımcılar güvenli liman arayışına yöneliyor. Bu bağlamda ons altın, 3.500,05 dolarlık nisan rekoruna doğru ilerliyor. Geçtiğimiz hafta, Ortadoğu’da daha geniş çaplı bir çatışma korkusu nedeniyle fiyatlar yaklaşık yüzde 4 artışla 3.4230 dolara yükseldi. Kıymetli metalin yılbaşından bu yana kazancı ise yüzde 30’u aşmış durumda. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) piyasalara destek sağlaması amacıyla ek faiz indirimleri yapacağına dair beklentiler, altına olan talebi artırıyor. Piyasalardaki savaş korkusu, altın fiyatlarının tırmanışını sürdürmesine neden olabilecek bir etken olarak görülüyor.
Endüstriyel Metallerde Satış Baskısı Artıyor
Artan jeopolitik gerginlikler ve ekonomik belirsizlik, küresel piyasalarda geniş bir riskten kaçınma eğilimini tetikliyor. Emtia piyasalarında ciddi bir satış baskısı gözlemleniyor. ABD’de bakır vadeli işlemleri geçtiğimiz hafta yüzde 1.5 düşüşle pound başına 4.80 doların altına geriledi. Londra’da 3 aylık bakırın tonu, iki gün içinde 200 dolardan fazla kayıpla 7.654 dolara düştü. Alüminyum, nikel ve çinko fiyatlarında da benzer şekilde düşüş yaşanıyor. Ortadoğu’daki uzun süreli çatışma korkusu, metal fiyatlarını baskı altında tutuyor. Ayrıca, ABD Başkanı Trump’ın tarife tehditleri, global talep görünümünü belirsiz hale getiriyor. En büyük tüketici olan Çin’den gelen zayıf talep konusunda endişeler de artmış durumda.
Hürmüz Kozunu Oynarsa ABD Devreye Girer
Uzmanlara göre, Hürmüz Boğazı’nın kapanması, ABD’yi doğrudan bir çatışmanın içerisine çekebilir. Ancak her iki taraf da bu eşiği geçmeye niyetli görünmüyor. ABD Başkanı Trump’ın “daha sert karşılıklar” uyarısı, İran’ın stratejik Hürmüz Boğazı’nı kapatabileceği korkularını artırmış durumda. Bu boğazdan, Katar ve BAE dahil olmak üzere küresel petrolün yaklaşık dörtte biri geçmektedir. Ancak uzmanlar, İran’ın böyle bir adım atmasının büyük çaplı bir savaşı tetikleyebileceğini ve her iki tarafın da bu senaryoyu istemediğini vurguluyor. Ortadoğu Enstitüsü’nden Ken Pollack, İran’ın boğazı kapatması durumunda ABD’nin askeri müdahalesinin kaçınılmaz olacağı görüşünde. Bu durum, mevcut gerginliğin ekonomik bir krizden, stratejik bir hesaplaşmaya dönüşmesi riskini taşımaktadır.
Kaynak: Ekonomim