1. Haberler
  2. Gündem
  3. PKK’nın Feshi: Yeni Strateji mi, Aldatma mı?

PKK’nın Feshi: Yeni Strateji mi, Aldatma mı?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

PKK terör örgütü, 5-7 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirdiği kongrede örgütü feshettiğini duyurdu. Bu fesih kararı ile ilgili olarak Eğitim-İş Sendikası’ndan yapılan açıklamada, “Kongrede alınan kararlar barışçıl bir dönüşüm olarak sunulsa da, bildirinin satır araları incelendiğinde bunun ‘terörün tasfiyesi’ değil, bölgede yeni bir çatışma ve dizayn sürecine yönelik stratejik bir yeniden konumlanma olduğu açık bir şekilde görülmektedir.” ifadelerine yer verildi.

“TERRÖR ÖRGÜTÜNÜN TASFİYESİ DEĞİL YENİ BİR KONUMLANMA HAMLESİDİR”

Bildiride Lozan Barış Antlaşması’na yönelik yer alan ifadelere tepki gösteren Eğitim-İş Sendikası, şu şekilde açıklama yaptı:

“Bildiride, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş belgesi olan 1924 Anayasası ve Lozan Antlaşması ‘inkar ve imhanın belgesi’ olarak nitelendirilmesi kabul edilemez. Bu nitelendirme, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini hedef almaktadır.”

PKK’nın kararının yalnızca örgütü kapsadığına dair yapılan yorumda da:

“PKK Adıyla Yürütülen Faaliyetler Sonlandırıldı” ifadesi aldatıcıdır. Bu ifade, PKK adının taktiksel olarak geri çekildiğini; ancak KCK, PYD, YPG gibi yapılar üzerinden faaliyetlerin sürdürüldüğünü açıkça göstermektedir. Bu, bir son değil; organizasyonel dönüşüm ve görünürlük azaltma stratejisidir.”

Barış ve demokrasinin, Cumhuriyet’in ilkeleri doğrultusunda sağlanabileceği belirtildiği açıklamada şu ifadelerde bulunuldu:

“PKK terör örgütünün 12. Kongresi’nde alınan kararlara dayanarak silahlı mücadeleye son verdiğini açıklayan bildiri, ülkemizin geleceği, halkımızın güvenliği ve ulusal bütünlüğümüz açısından dikkatli bir şekilde izlenmesi gereken bir gelişmedir.
Bu Terör Örgütünün Tasfiyesi Değil, Yeni Bir Konumlanma Hamlesidir
Kongrede alınan kararlar barışçıl bir dönüşüm olarak sunulsa da, bildirinin satır araları incelendiğinde bunun ‘terörün tasfiyesi’ değil, bölgede yeni bir çatışma ve dizayn sürecine yönelik stratejik bir yeniden konumlanma olduğu açıkça görülmektedir.
• Bildiride, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş belgesi olan 1924 Anayasası ve Lozan Antlaşması “inkar ve imhanın belgesi” olarak nitelendirilmesi kabul edilemez. Bu nitelendirme doğrudan Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini hedef almaktadır.
• “Türk Milleti” ifadesi yerine “Türkiye halkı” ifadesinin kullanılması, anayasal vatandaşlık tanımının aşındırılmasına neden olmaktadır; milli kimlik yerine etnik temelli bir çözüm önerilmektedir.
• Lozan Antlaşması’nın statüsüzlükle suçlanması, Türkiye Cumhuriyeti’nin dış politikasına ve uluslararası kamuoyuna bir mesaj verilmek istendiğini göstermektedir.”

PKK, kendisini 40 binden fazla insanın katili olan bir silahlı terör örgütü olmaktan ziyade, “haklı ve meşru bir tarihsel aktör” olarak sunma çabasındadır. Bu, dikkat edilmesi gereken yanıltıcı ve tehlikeli bir stratejidir.”

“PKK ADIYLA YÜRÜTÜLEN FAALİYETLER SONLANDIRILDI” İFADESİ ALDATICIDIR

“Bildirideki bu ifade, PKK adının taktiksel olarak geri çekildiğini; ancak KCK, PYD, YPG gibi yapıların faaliyetlerinin sürdüğünü açıkça gösterir. Bu bir son değil; organizasyonel dönüşüm ve görünürlük azaltma stratejisidir.”

“CUMHURİYET’İN TEMELLERİNE YÖNELİK SİSTEMATİK SALDIRILARA KARŞI UYANIK OLUNMALIDIR”

“Bildirideki anayasa, millet ve tarih vurguları, yalnızca bir barış talebi değil; rejim değişikliği çağrısı niteliğindedir. Eğitim-İş olarak, Cumhuriyet’in kurucu değerlerine ve üniter yapıya karşı yönelen her türlü söylem ile güçlü bir şekilde karşı durduğumuzu belirtmek isteriz.”

“TÜRKİYE’NİN ULUSAL EGEMENLİĞİNE GÖLGE DÜŞÜRÜLEMEZ”

“PKK’nın geçmişte gerçekleştirdiği eylemler, 40 binden fazla vatandaşımızın hayatını kaybetmesine, yüzlerce öğretmenin şehit olmasına yol açmıştır. Bu suçların ‘fesih ilanı’ ile yok sayılması ne hukuken ne de vicdanen mümkün değildir. Hiçbir yapı, adalet önünde hesap vermekten muaf tutulamaz.”

“EĞİTİMDE LAİKLİK VE ULUSAL BİRLİK İLKESİ HAYATİ ÖNEM TAŞIMAKTADIR”

Sendikanın yayımında, PKK’nın eğitimde yarattığı olumsuz etkiler şu şekilde özetlendi:

  • PKK’nın yıllar süren terör eylemleri, genç nesillerin ayrıştırılmasına ve bazı bölgelerde eğitimden uzaklaşmalarına neden olmuştur. Bugün yapılması gereken, eğitimi her türlü ayrılıkçı ve ideolojik propagandanın dışında tutarak laik, bilimsel ve ulusal ilkelere göre yapılandırmaktır.
  • Gerçek ve kalıcı barış, şiddetin, silahın ve ideolojik aygıtların dışlanmasıyla; herkesin anayasa karşısında eşit bir biçimde yer almasıyla, laik, sosyal ve hukuksal devlet ilkeleri ile desteklenecek bir toplumsal uzlaşı ile mümkün olacaktır. Bu yolun Cumhuriyet’in kazanımlarına sahip çıkarak açılabileceğine inanıyoruz.
  • Eğitim-İş olarak, tüzüğümüzde açıkça belirttiğimiz gibi tam bağımsızlık, anti-emperyalizm, ırkçılığa, gericiliğe ve bölücülüğe karşı bir duruş sergilemekteyiz. Özgürlük, eşitlik, dayanışma, kardeşlik ve adalet ilkelerine olan bağlılığımızdan asla taviz vermeyeceğiz. Benzer süreçlerin toplumu daha da kutuplaştırdığı ve ağır sonuçlar doğurduğu gerçeği asla göz ardı edilmemelidir.
  • Her adım, Cumhuriyet’in temel ilkeleri çerçevesinde, laik ve demokratik bir sistem içerisinde atılmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerine ve Atatürk ilke ve devrimlerine sadakat, ülkemizin birliği, beraberliği ve toplumsal barışın güvence altına alınması açısından kritik önemdedir. Demokrasi, özgürlük ve barış, ancak laik, çağdaş ve demokratik bir Türkiye Cumhuriyeti çerçevesinde sürdürülebilir.

60af85e0424ed.jpg

Kaynak: Halk TV

PKK’nın Feshi: Yeni Strateji mi, Aldatma mı?
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

45ekonomi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin