Ankara, Suriye Demokratik Güçleri’nin Entegrasyonuna Temkinli Yaklaşıyor
Ankara, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) ülke yönetimiyle entegrasyon kararına olumlu bir yaklaşım sergilerken, aynı zamanda dikkatli bir tutum da benimsiyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, bu konuyla ilgili önümüzdeki günlerde detaylı bir açıklamada bulunması bekleniyor.
DEM Parti, Suriye’deki Kürtlere anayasal güvence sağlayan anlaşmayı, Kürtler açısından “son 100 yılın en önemli kazanımı” olarak değerlendiriyor.
Partinin umudu, bu anlaşmanın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin silah bırakma çağrısıyla başlayan yeni sürece olumlu katkı sağlaması yönünde.
Bahçeli’nin öncülük ettiği bu sürece şimdiye dek mesafeli duran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, grup toplantısı sonrası İmralı heyetiyle görüşebileceğini açıklaması, bu olumlu gelişmelerin bir göstergesi olarak yorumlanıyor.
Kaynak, Getty Images
Fotoğraf altı yazısı, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) savaşçıları 7 Eylül 2022’de Suriye’nin kuzeydoğusundaki Haseke vilayetine bağlı El Malikiye (Kürtçe Derik) kasabası kırsalında IŞİD’e karşı ABD öncülüğündeki “Birleşik Ortak Görev Gücü” koalisyonu güçleriyle ortak bir askeri tatbikata katıldı.
Suriye geçici yönetimi lideri Ahmet eş-Şera ile SDG lideri Mazlum Abdi tarafından imzalanan anlaşma, Türkiye tarafından da yakından takip ediliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, anlaşmanın hemen ardından “Suriye’nin terörden arındırılmasına yönelik her türlü çabayı, doğru yönde atılmış bir adım olarak görüyoruz” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, sekiz maddelik mutabakatın eksiksiz uygulanması durumunda kazananın Suriye olacağını belirtti.
Bugün AKP grubunda Erdoğan’ın yapacağı konuşma büyük bir merakla bekleniyordu; ancak bu toplantıda konuya değinmedi.
Fidan: Önümüzdeki Günlerde Kapsamlı Açıklama Yapılacak
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, grup toplantısında gazetecilerin SDG ile Suriye yönetimi arasındaki anlaşma hakkında yönelttiği soruya, önümüzdeki günlerde kapsamlı bir açıklama yapılacağı bilgisini vererek yanıt verdi.
DEM Parti: Türkiye’nin Suriye’de Kalmasının Gerekçesi Kalmadı
DEM Parti yönetimi, anlaşmayı Kürtlerin son yıllardaki en büyük kazanımı olarak yorumluyor.
Parti yöneticileri, bu anlaşmanın Türkiye’nin güvenlik kaygılarını da ortadan kaldıracağını ve Türkiye’nin güvenlik tehdidi gördüğü konularda artık muhatabının Suriye yönetimi olacağını savunuyor.
Buna ek olarak, Türkiye’nin Suriye’de askeri operasyon yaptığı bölgelerde bulunma gerekçesinin kalmadığı ifade ediliyor.
‘Türkiye’nin Kendi Sürecini Çok Rahatlatacak’
Anlaşmanın Kürtlere anayasal güvence sağlaması ve devlet kurumlarındaki temsiliyet içeren maddelerinin önemini vurgulayan DEM Partililer, Kürtlerin statüsünün ne olacağının ise gelecekteki yeni anayasa ve Suriye yönetimi tarafından belirleneceğine dikkat çekiyor.
Bu anlaşmanın Türkiye’ye de olumlu yansıyacağı belirtiliyor.
DEM Parti yetkilileri, “Suriye’de varılan anlaşma, bizim de talep ettiğimiz bir süreçti. Güvenlik kaygıları taşıyan Türkiye açısından önemli bir eşik aşılmış görünüyor. Bu, Türkiye’nin de başlattığı süreci rahatlatacak ve Kürt sorununun demokratik çözümü için adım atmayı kolaylaştıracaktır” şeklinde yorumda bulunuyor.
DEM Parti’de MHP lideri Bahçeli’nin 1 Ekim’de başlattığı yeni sürecin, Suriye’deki gelişmelerden bağımsız olmadığı ifade ediliyor.
Türkiye’nin Suriye’deki bir rejim değişikliğini hedefleyerek attığı adımları ve “silah atılmadan” yönetim değişiminde aktif rol üstlendiğini ifade eden DEM Parti kurmayları, MHP liderinin bu öngörüyü dikkate alarak yeni bir sürecin başlatıldığını belirtiyorlar.
DEM Parti’de SDG ile Suriye yönetimi arasında imzalanan anlaşmanın olası sonuçlarıyla ilgili şu değerlendirmeler yapılıyor:
Suriye’de Kürtlerin haklarının anayasal güvence altına alınması son derece önemli bir gelişmedir. Irak ve Suriye’de bu sorunun çözümüne yönelik adımlar atılıyor. İran tehdidi ise zaten göz ardı ediliyor. Geri kalan tek şey, Türkiye’deki Kürt sorununun çözülmesi ve Kürt gerçekliğinin kabulüdür. Bu bakımdan, varılan anlaşma önemli bir eşik niteliğindedir.
Aslında, Suriye’de yıllardır söylediğimiz gibi Kürtlerin talebi ayrı bir devlet kurmak değildi. Anayasal güvence, eşit yurttaşlık, kültürel hakların tanınmasıydı. Suriye’de ilk kez Kürt kimliği tanınmış oldu ve siyasi bir çözüm ortaya çıktı. Bu durum, Türkiye’yi de etkileyecektir. Bir süredir “Türkiye’deki süreç, Suriye’yi de etkileyecek” deniliyordu, fakat gelinen noktada şimdi Suriye’deki gelişmeler Türkiye’deki süreci de olumlu etkiliyor gibi görünüyor.
Bu gelişmeler, Kürt hareketinin son yüzyıldaki en önemli kazanımı olarak değerlendiriliyor. PKK, Türkiye açısından bu süreci tamamlayıp kendini feshederse, bu da Kürtlerin kazanımı açısından önemli bir hamle olacaktır.
Kaynak: BBC Türkçe