Kaynak, Reuters
Fotoğraf altı yazısı, Suriye geçiş hükümeti Devlet Başkanı Ahmet eş-Şera ve SDG komutanı Mazlum Abdi 10 Mart’ta anlaşma imzaladı.
Suriye’de Tarihi Anlaşma
Suriye’de, Şam yönetimi ile ülkenin kuzeydoğu bölgelerini kontrol eden Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında önemli bir anlaşma sağlandı.
Anlaşma, Suriye geçici yönetiminin lideri Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve SDG komutanı Mazlum Abdi tarafından 10 Mart’ta imzalandı. İki lider, sekiz maddeden oluşan bu anlaşmanın hayata geçirilmesi için gerekli adımları atacaklarını belirttiler.
Anlaşmanın içeriğinde, Suriye’deki tüm etnik ve dini azınlıkların haklarının güvence altına alınması, SDG kontrolündeki bölge ve altyapıların Şam’a bağlanması ve SDG’nin Suriye Ordusu’na entegre edilmesi gibi maddeler yer almaktadır.
Her bir maddenin uygulanması için ayrı komiteler oluşturulması ve bunların yıl sonuna kadar faaliyete geçmesi planlanmaktadır.
Uzmanlar, anlaşmanın genel hatlarıyla bir çerçeve sunduğunu belirtiyor. Özellikle SDG’nin Suriye Ordusu’na entegrasyonu gibi tartışmalı konuların yıl sonuna kadar sürecek müzakerelerde ele alınması bekleniyor.
Siyaset ve Yönetim Modelleri Üzerine Tartışmalar
Kuzeydoğu Suriye’nin önemli bir kısmını kontrol eden SDG, 2018 yılında bölgede fiili özerk yönetim ilan etmişti. Ancak, bu yapı hiçbir ülke tarafından resmi olarak tanınmamaktadır. SDG, özellikle IŞİD’e karşı mücadelede ABD’nin önemli desteğini almıştır. Türkiye ise, SDG’nin ana bileşenini oluşturan Halk Koruma Birlikleri’ni (YPG) terör örgütü PKK’nın bir uzantısı olarak değerlendirmektedir.
Kadir Has Üniversitesi’nden Profesör Dr. Mustafa Aydın, anlaşmanın bir “niyet beyanı” niteliği taşıdığını ve özellikle Kürtlere sağlanacak anayasal ve toplumsal hakların daha net bir şekilde tanımlanması gerektiğini ifade ediyor.
Aydın, anlaşmada bütünleşme ile ilgili bahsedilse de bu sürecin şartlarının henüz belirsiz olduğunu kaydediyor. Ayrıca, geçici yönetimin özellikle Suriye’nin batısındaki gerginlik nedeniyle uluslararası arenada sıkışmış durumda olduğunu belirtmektedir.
Ümran Stratejik Araştırmalar Merkezi’nden Ömer Özkızılcık da, bu anlaşmanın Suriye’nin kuzeydoğusundaki özerklik hedeflerine son verdiğini öne sürüyor. Özkızılcık, SDG’nin devralacağı hapishaneler ve kamplarda tuttuğu IŞİD’li mahkumların önemli bir konu olduğunu vurgulayarak, YPG’nin işlevselliğini kaybedeceğini savunuyor.
Ankara’nın Yaklaşımı
Türkiye, SDG ile yürütülen müzakereleri dikkatle izlemeye devam ediyor. 8 Aralık’tan bu yana Ankara ve Türkiye destekli gruplar ile SDG arasında bazı çatışmalar yaşanmaktadır. Türkiye, SDG güçlerinin sınır bölgelerinden çekilmesi yönünde ısrarcıdır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 11 Mart’ta yaptığı açıklamada, Suriye’nin terörden arındırılması amaçlı çabaların doğru bir adım olduğunu vurguladı ve bu mutabakatın tamamen uygulanmasının kazananının Suriye halkı olacağına inandığını ifade etti.
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Dış Politika Program Direktörü Gülru Gezer, Türkiye’nin üniter devlet yapısını koruma tutumunu net bir şekilde sürdürdüğünü belirtti. Gezer, Türkiye’nin gerekli görmesi halinde Suriye’deki SDG’ye yönelik askeri operasyonlarını devam ettirebileceğini söyledi.
Ömer Özkızılcık ise Türkiye’nin sürece temkinli bir iyimserlikle yaklaştığını, ancak SDG üzerindeki baskıyı azaltmamasının önemli olduğunu vurguluyor.
Prof. Dr. Mustafa Aydın, bu anlaşma ile Türkiye’nin elinin zayıfladığını, yapılacak olası bir operasyonun ise uluslararası destek bulamayabileceğini savunuyor.
Cuma Çiçek, Şam ve SDG arasındaki anlaşmanın Türkiye’nin dışında bir süreçte yapıldığını ifade etti. Çiçek, yapılan görüşmelerde Türkiye’nin hassasiyetlerine dikkat edildiğini belirterek, özerklik ve federalizme dair konuların açık bırakılmasının Türkiye’yi gözetme kaygısı taşıdığını kaydetti.
Öcalan’ın Etkisi
PKK lideri Abdullah Öcalan, 27 Şubat’ta yaptığı açıklamada, örgütün “ömrünü tamamladığını” belirterek, silah bırakma ve feshetme çağrısı yapmıştı.
SDG komutanı Mazlum Abdi, Öcalan’ın çağrısının kendileri için geçerli olmadığını ifade etti. Gülru Gezer, SDG ve Şam arasındaki anlaşmanın Türkiye’deki sürecin bir yansıması olduğuna dikkat çekerek, Abdi’nin Öcalan ile ilişkilerinin önemine vurgu yaptı.
Ömer Özkızılcık, Öcalan’ın çağrısının ardından Abdi’nin anlaşmayı imzalamak için daha fazla rahatlığa sahip olduğunu düşünmektedir. Diğer uzmanlar, anlaşma metninde Öcalan’ın çağrısının dikkate alındığını ve bunun Türkiye’nin hassasiyetleriyle örtüştüğünü ortaya koymaktadır.
ABD’nin Rolü
ABD Merkez Kuvvetleri Komutanlığı’nın (CENTCOM) Komutanı Orgeneral Michael Erik Kurilla’nın, anlaşmanın imzalanmasından günler önce Suriye’yi ziyaret etmiş olması, uzmanlar tarafından dikkatle değerlendirilmektedir. Gülru Gezer, bu görüşmenin anlamlı olduğunu belirtirken, ABD’nin Orta Doğu politikasında farklı unsurların önemli bir rol oynadığını ifade ediyor.
TEPAV direktörü, ABD’nin bölgedeki askeri varlığının henüz bir çekilme gerekliliği oluşturmadığını vurguluyor. Pentagon’a göre, ülkedeki askeri varlıkları 2 bin kişiyi bulmaktadır. Özakızılcık, Kurilla’nın SDG lideri Abdi’ye Şam ile anlaşma yapılması gerektiğini açıkça ifade ettiğini ve bunun önemli bir dönüm noktası olduğunu belirtti.
Ankara ve Washington arasında süregelen bir diplomasinin olduğu da dile getirilmektedir. Özkızılcık, ABD’nin Suriye’den ayrılması durumunda Türkiye’nin imkanlarının artacağını belirtiyor.
Kaynak: BBC Türkçe