Bankalar, esnaf ve vatandaş arasında sık sık sorunlara neden olan POS komisyonları, artık taksi sektöründe de gündem yaratıyor. Daha önce marketlerden çiçekçilere kadar birçok alanda tartışmalı hale gelen bu komisyonlar, taksilerde de ciddi bir sorun olarak öne çıkıyor.
Taksilerdeki POS cihazları, perakende sektöründe gözlemlenen yüzde 4-5’lik komisyon oranlarının çok üstünde, yüzde 10’un üzerinde kesinti yapıyor. Özel olarak tasarlanmış bu POS cihazları, ödeme işlemlerini otomatik bir şekilde hesaplıyor.
Vergiler de devrede
Komisyonların yüzde 10’u aşmasının ardında, sadece bankalar değil, aynı zamanda aracılık eden fintech şirketleri ve bu süreçte oluşan vergiler de yer almakta. Taksilerin gelir vergisi, dolaylı yoldan vatandaşlar tarafından karşılanıyor. Uzmanlar, bu durumun hem yasal olmadığını hem de büyük bir vergi kaybına sebep olduğunu aktarıyor. Aracı kurumlar üzerinden çalışan POS cihazları, kredi kartı ile ödeme yapan kullanıcılar için ek maliyetler doğuruyor.
Sabah gazetesi muhabiri Metin Can’ın haberinde, taksilerdeki özel POS cihazlarındaki yüksek komisyon oranlarının, araya giren fintech firmalarının ek kesintilerinden kaynaklandığı iddia ediliyor. Bu firmaların sağladığı POS donanımı, yazılımı ve altyapısı için talep ettikleri bedellerin yanı sıra, KDV ve BSMV gibi vergiler de ekleniyor. Nihai sonuçta, oluşan kesintiler doğrudan halkın cebinden çıkıyor.
Fintech sistemleriyle çalışan bu POS cihazları, ödemeleri doğrudan taksi şoförüne iletmek yerine, aracı kurumun hesabına yönlendiriyor. Gelir vergisi, işlem ücretleri ve komisyonlar düşüldükten sonra bakiye şoföre aktarılıyor. Ancak, bu sistemin getirdiği yükümlülükler vatandaşlara dolaylı olarak yansıtılıyor ve vergi ödemeleri ile ilgili yükümlülüklerin hizmet sağlayıcısına ait olması gerektiği göz önüne alındığında, bu durum yasal bir tehdit oluşturuyor ve kayıt dışılığı artırıyor.
900 bin kartlı ödeme
Türkiye genelindeki her gün ortalama üç milyon taksi yolculuğu yapıldığı tahmin ediliyor. Bu yolculukların yaklaşık üçte biri, kartla gerçekleştiriliyor ve bu da günlük yaklaşık 900 bin kartlı ödeme anlamına geliyor. Eğer her bir işlemden yüzde 10 kesinti yapılırsa, günlük zarar 2.5 ila 3 milyon lira arasında değişiyor. Aylık toplam kayıp ise 75 ila 90 milyon lirayı, yıllık bazda ise bir milyar lirayı aşabiliyor. Bunun yanı sıra, bu işlem hacminin çoğu fintek firmalarının kontrolünde olup denetim dışı kalıyor.
Vatandaş mağdur durumda
Bir uzman, konu hakkında, “Burada bir vergi ve denetim sorunu var. Hem devlet kaybı söz konusu hem de vatandaş yanıltılıyor” ifadelerini kullanıyor. Kartla ödeme yapan bir birey, “Geçen hafta bir taksi yolculuğunda 800 TL ödedim; POS cihazında 800 TL gösterildi ama cihaz otomatik olarak 890 TL’yi yazdı. Farkı sorduğumda ‘komisyon farkı’ dediler” diyor.
Denetim ve şeffaflık ihtiyacı
Kredi kartıyla ödeme alınırken ek ücretler, fiş verilmemesi ya da hizmet bedellerinin gizli tutulması gibi uygulamalar, tüketici haklarını ihlal ediyor. Bu sistemlerin denetim altına alınması, aracı kurumların komisyonlarının sınırlandırılması ve vergilendirmenin daha şeffaf bir şekilde yapılması büyük önem taşıyor.
Taksiciler de şikayetçi
Taksi şoförleri de mevcut durumdan rahatsızlık duyuyor. Bir taksi sürücüsü, “Müşteriler tepki gösteriyor ama biz de aracı kurumlarla çalışmak zorundayız. Komisyon çok yüksek. Nakit ödeme almak daha kazançlı, ancak kart isteyen yolcuya hayır diyemiyoruz” diyor. Uzmanlar, devletin şeffaflık ve denetim sağlama yükümlülüğünün altını çiziyor.
Kaynak: Ekonomim