Antalya’da, tiyatro eğitmeninin cinsel istismarına uğradığını belirten Y.E.’nin açtığı davanın ilk duruşması Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleştirildi. Hazırlanan iddianamede, sanık Ümit Ziya Altı’nın 2011-2012 yılları arasında 13 yaşındaki Y.E.’ye yönelik sistematik cinsel istismar suçlamaları yer aldı. Suçlamalar arasında “çocuğun nitelikli cinsel istismarı” ve “cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” da bulunuyor. Delil olarak mağdurun beyanları, tanık ifadeleri, psikiyatri raporları, yazışmalar ve dijital kanıtlar dosyaya sunuldu.
ROMANDAN ALINTILAR SUNULDU
Y.E., savcılığa verdiği ifadede, tiyatro eğitimi aldığı süre boyunca sanığın açtığı bir e-posta hesabının taslak bölümünden mektuplar yazdığını belirtti. İstismar sürecinin zamanla daha da şiddetlendiğini, Altı’nın kendisine “sadece bana aşık olduğunu, benim de ona duygularım olduğunu” söyleyerek duygusal manipülasyon yaptığını ifade etti.
Y.E., fiziksel istismarın yanı sıra psikolojik baskının da devam ettiğini vurgularken, dosyaya Altı’nın olaydan üç yıl sonra kaleme aldığı “Sende Mahsur Kaldım” adlı kitabındaki alıntıları dahil etti. “En illegal şeyleri dahi, yasal sevdalarının o gözü kara aşkları sayesinde yaparak”, “Yasak ve özel aşkım”, “Kimseler bilemedi benim sende ne bulduğumu”, “Bizce legal ama başkalarınca illegal olan o ikimizin sevdası”, “Mühür vurulmuştu aile büyükleri tarafından bir daha açılmamak üzere bu yasak aşkın tam kalbinin üzerine” gibi ifadeler iddianamede yer aldı.
KENDİNİ “ÜNLÜ BİR YAZARIM” DİYEREK SAVUNDU!
Sanık savunmasında tüm suçlamaları reddederek, “Kendisine sadece prova bilgisi içeren mailler atmış olabilirim” dedi. Altı, “Ben tanınan bir yazarım, bu yüzden hedef alınıyor olabilirim” şeklinde konuştu.
Davada, tanık ifadeleri ve aile bireylerinin de beyanları, psikiyatrik değerlendirmeler ve Adli Tıp raporları ile tutarlılık gösterdi. Adli Tıp, Y.E.’de “Travma sonrası stres bozukluğu” bulunduğunu ve bu bozukluğun istismar süreci ile uyumlu olduğunu belirtti. Y.E., pedagojik destek ile duruşmaya katılırken, ifadesinde “Bu süreç benim için oldukça ağır geçti. İfade verirken burnum kanadı, o kadar stresli bir süreçti. Biz bu davayı, böyle çocuklar yıllar sonra da konuşabilsin diye açtık. Yıllardır tanıdığım insanlar itiraf ediyorlar davayı okuyunca. Düşündüğümüzden çok fazla yaşanıyor bu” şeklinde konuştu.
Y.E., sanığın kendisini yıllar boyunca dijital yollarla takip ettiğini dile getirirken, 2014’te eski bir e-postasını kontrol ettiğinde, hesabın arka planında o sırada birlikte olduğu erkek arkadaşıyla olan fotoğraflarını gördüğünü aktardı. Ayrıca, 2018’de tatildeyken mail hesabına Antalya’dan giriş yapıldığına dair bir bildirim aldığını ve bu bilgiyi mahkemeye sunduğunu belirtti. “Sosyal medyama koyduğum fotoğrafı arka planda gördüm.” dedi. Sanığın geçmişte imam hatip ortaokullarında imza günlerine katıldığını öğrendiğinde yaşadığı korkuyu da paylaştı.
DAVA ERTELENDİ
Sanığın savunmasında sunduğu deliller arasında Y.E.’nin yıllar içindeki erkek arkadaşlarıyla fotoğrafları ve 2011 tarihli bir mektup da yer aldı. Y.E., “Benden utanmamı bekliyor. Alkol olan fotoğraflar… Duruşmada ekran görüntüleri için ‘Eşim almış’ dedi. Ahlakçılıkla itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Bu deliller utanılacak bir şey olmaktan öte onun beni 13 yıldır takip ettiğini kanıtladı.” ifadelerini kullandı.
Y.E.’nin avukatı Yağmur Burçin Sayın, sanığın 13 yıl boyunca sistematik bir şekilde Y.E.’yi takip ettiğini belirterek, “Aslında bu, sadece cinsel istismar değil, dijital şiddet, takip ve psikolojik baskı davası. Y.E. yıllar sonra konuşabilme cesaretini gösterdi. Destekleyici delillerimiz çok güçlü. Bir sonraki duruşma 10 Haziran’da görülecek.” şeklinde konuştu. Sayın, ailelerin çocuklarını güvenle teslim ettikleri kişilerin kim olduğunu sorgulamaları gerektiği uyarısında bulundu.
Kaynak: Halk TV