İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği tarafından düzenlenen “Türk Hazır Giyim Endüstrisinin Dönüşüm Yolculuğu” konulu toplantı, ihracatçılarla uluslararası markaları, sektör profesyonellerini ve uzmanları buluşturdu.
Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Mustafa Gültepe, hazır giyim sektörünün Türkiye ekonomisindeki önemi üzerinde durarak, katma değerli üretimleri, istihdam olanakları ve ihracat rakamları ile bu alanda kritik bir konumda bulunduğunu vurguladı. AB’nin Türk hazır giyim sektörü için stratejik bir pazar olduğunu da belirten Gültepe, şu ifadeleri kullandı:
“AB’nin üçüncü ülkelerle imzaladığı STA’lara Türkiye de dahil edilmeli”
“Hazır giyim ihracatımızın yaklaşık %70’ini Avrupa’ya gerçekleştiriyoruz. Almanya, İspanya ve Hollanda başta olmak üzere Avrupa’da pek çok pazarda güçlü bir varlığımız söz konusu. Yakın tedarik gibi stratejik avantajlarımız mevcut, ancak bu durumun uzun vadede yeterli olmayacağını biliyoruz. Dijital ve yeşil dönüşümü, yani ikiz dönüşümü hızla tamamlamak istiyoruz. Dönüşüm için AB fonlarını etkili bir şekilde kullanıyoruz. Şu ana kadar tamamlanan ve devam eden projelerimiz için AB’den toplam 37 milyon euro hibe desteği elde ettik. Bugün geri dönüşüm, karbon ayak izinin azaltılması, dijitalleşme ve sosyal uygunluk konularında Avrupa standartlarını yakalamış durumda, hatta bazı alanlarda ilerideyiz. Gümrük Birliği’nin mevcut haliyle işbirliğimizi sınırlayıcı etkiler yarattığını düşünüyorum ve bu konuda teknik temasların hızlı bir şekilde sonuçlandırılmasını bekliyoruz. Gümrük Birliği’nin tam modernizasyonu sağlanmadığı takdirde AB pazarında kalıcı bir rekabet üstünlüğü kazanmanın mümkün olmadığını biliyoruz. Ekonomik paradigmalardaki değişikliklere paralel olarak Gümrük Birliği’nin güncellenmesi gerekmektedir. Ayrıca, AB’nin üçüncü ülkelerle imzaladığı serbest ticaret anlaşmalarında (STA) Türkiye’nin de yer alarak üçlü kümülasyon sağlaması gerektiğini öneriyoruz.”
“Yakından tedarik modelinin en güvenilir temsilcisiyiz”
Küresel ticarette belirsizliklerin arttığına dikkat çeken Gültepe, İsrail ve İran arasındaki gerginliğin çatışmaya dönüşmesiyle birlikte tansiyonun yükseldiğini belirtti. Korumacı ticaret politikalarının küresel değer zincirlerinde kırılmalara neden olduğunu söyleyen Gültepe, şu ifadeleri kullandı:
“Korumacı önlemler, yalnızca hedef ülkeleri etkilemekle kalmıyor; maliyet baskısı ve stratejik belirsizlik biçiminde tüm tedarikçileri de olumsuz yönde etkiliyor. Öngörülemeyen politika değişiklikleri, hazır giyim üreticilerinin finansal sürdürülebilirliğini tehdit ediyor. Belirsizliklerin arttığı bu dönemde, hızlı, esnek ve verimli üretimin önemi daha da artmış durumda. Türk hazır giyim endüstrisi, Avrupa’ya komşu konumu, güçlü lojistik altyapısı, kaliteli üretim kapasiteleri ve çevreyle ilgili düzenlemelere hızlı adaptasyonuyla yakından tedarik modelinin en güvenilir temsilcisi konumundadır. Kumaştan aksesuara, boyamadan dikime her aşamada güçlü bir altyapımız var. Bu kapasite, daha kısa teslim süreleri, esnek üretim ve daha az karbon salımıyla tüketiciye daha hızlı ulaşım anlamına geliyor. İHKİB olarak bu süreci desteklemek için Dijital Dönüşüm Merkezimiz, Ekoteks Laboratuvarımız, İstanbul Moda Akademimiz ve İHKİB Eğitim Akademimiz ile çalışmalara devam ediyoruz. Geçtiğimiz ay başlattığımız Midas Projemizi, Avrupa Dijital İnovasyon Merkezleri (ADİM) Ağı kapsamında AB fonlarıyla gerçekleştireceğiz. Bu projeyle KOBİ ölçeğindeki üreticilerimize ikiz dönüşüm için gereken altyapıyı sağlamayı hedefliyoruz.”
“Alıcılar kısa vadeli fiyat rekabeti yerine uzun vadeli ve değer odaklı iş birliklerine yönelmeli”
Gültepe, dönüşüm yolculuğunun yalnızca bir vizyon değil, aynı zamanda ortak sorumluluk ve yatırım gerektirdiğinin altını çizdi. Tüm paydaşların bu süreçte önemli roller üstlendiğini vurgulayan Gültepe, “Kamunun modernizasyonu hızlandırmak için dönüşüm yatırımlarını teşvik etmesi, uluslararası alıcıların kısa vadeli fiyat rekabeti yerine uzun vadeli ve değer odaklı iş birliklerine yönelmesi, finans kuruluşlarının ise sürdürülebilirlik temelli kredileri sektöre öncelik vermesi büyük önem taşıyor.” dedi.
IAF Başkanı Altan: Türk hazır giyim sektörü kapsamlı bir dönüşüm sürecine girdi
Uluslararası Hazır Giyim Federasyonu (IAF) Başkanı Cem Altan, yaptığı konuşmada, Türk hazır giyim sektörünün küresel sürdürülebilirlik standartları ve Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın stratejik vizyonu çerçevesinde kapsamlı bir dönüşüm sürecine girdiğini hatırlattı. “Türk Hazır Giyim Sektörünün Dönüşüm Yolculuğu” temasının dönüşüm sürecinin bir parçası olduğunu belirten Altan, “Politika yapıcıları, uluslararası markaları, sektör profesyonellerini ve uzmanları bir araya getiren bu etkinlik, Türkiye’nin hazır giyim ekosisteminin AB’nin yeşil ve dijital dönüşüm hedefleriyle uyumunu hızlandırmayı amaçlıyor. Etkinlik, aynı zamanda sektörde sürdürülebilir büyüme odaklı yeni bir dönemin habercisi olacaktır.” dedi.
EURATEX Başkanı Machado: Gümrük Birliği’nin modernizasyon süreci başlatılmalı
Avrupa Tekstil ve Giyim Konfederasyonu (EURATEX) Başkanı Mario Jorge Machado, küresel ticaretin parçalanma ve belirsizlik ile karşı karşıya olduğuna dikkat çekti. Machado, “Bu belirsizlik ortamında AB ve Türkiye, dünyaya stratejik dayanıklılık, sürdürülebilir yenilikçilik ve ortak refah temelinde farklı bir model sunabilir. Gelin, bu fırsatı daha güçlü bir gelecek inşa etmek üzere değerlendirelim. EURATEX olarak, AB ile Türkiye arasında sektörümüzdeki iş birliğinin tüm potansiyelini açığa çıkaracak Gümrük Birliği’nin modernizasyon sürecinin bir an önce başlatılması için çağrıda bulunuyoruz.” şeklinde konuştu.
AAFA Başkanı Lamar: Türkiye Amerikan markalarıyla güçlü ortaklıklara sahip
Toplantıya uzaktan bağlantıyla katılan Amerikan Hazır Giyim ve Ayakkabı Federasyonu (AAFA) Başkanı Steve Lamar, Türkiye’nin güçlü sanayi altyapısı, imalat kabiliyeti ve kaliteli üretimiyle Avrupa pazarlarına yakınlığını vurguladı. Türkiye’nin Amerikan markaları ile sağlam ortaklıklara sahip olduğunu hatırlatan Lamar, “Önümüzdeki aylarda ve yıllarda belirsizliklerin yerini öngörülebilirlik alırken, Türkiye’nin bu özelliklerini başarıyla değerlendirebileceğine inanıyorum. Markalar ve perakendeciler, benzer değerlere sahip güvenilir ortaklar arıyor ve Türk sanayisinin bu dönüşüm yolculuğunun bir parçası olmasını sağlamak için birçok nedene sahibiz.” dedi.
Kaynak: Ekonomim
