MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dün akşam saatlerinde sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım ile siyasi gündemi sarsarak dikkatleri üzerine çekti.
Açıklamasında CHP’ye yönelik sert eleştirilerde bulunan Bahçeli’nin, özellikle Ekrem İmamoğlu’na yönelik operasyon ve dava süreci ile ilgili ifadeleri dikkat çekti. Bahçeli, bu doğrultuda şunları belirtti:
“İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni etkileyen hırsızlık, rüşvet ve yolsuzluk iddiaları nedeniyle Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu ile ilgili mahkeme süreçlerinin ivedilikle ele alınarak sonuçlandırılması kaçınılmazdır.
Tanık ifadeleri, açık ve gerçek delillerle birlikte diğer belgelerin dava dosyasına eksiksiz bir şekilde eklenmesiyle söz konusu soruşturmanın aşamaları tamamlanmalıdır. Eğer zanlı İmamoğlu suçsuzsa beraatı, aksi durumda mahkûmiyeti toplum vicdanına uygun bir şekilde bir an evvel sağlanmalıdır.”
İMRALI SÜRECİNE VURGU
Bahçeli, açıklamasının sonunda İmralı sürecine yaptığı atıfla dikkat çekti.
“Terörsüz bir Türkiye’nin bahar ve barış ortamını adım adım kurarken, dünya diplomasi merkezinin Antalya’da atıldığı bir dönemde, bölgesel ve küresel siyasette sözü geçen bir iradeye sahipken CHP’nin bölücü siyaseti, sadece bir husumettir.”
Bahçeli’nin bu açıklamasının arka planı, kime mesaj vermek istediği geniş bir şekilde tartışılmaya başlandı. Bu bağlamda, ülkücü camiaya yakın hukukçu Afşin Hatipoğlu konuya dair değerlendirmelerini paylaştı.
DOSYANIN BOŞLUĞU VE EKONOMİK DURUM
Afşin Hatipoğlu, Bahçeli’nin bu aniden yaptığı çıkışı şu şekilde analiz etti:
1-) İmamoğlu’nun tutuklu bulunması, Apo/PKK sürecinin geri planda kalmasına neden oluyor.
2-) İmamoğlu’nun cezaevinde olması, Bahçeli’nin hedeflerine ulaşmasına yardımcı olmuyor. Operasyonun tamamen Ak Parti tarafından yürütüldüğünü biliyor.
3-) AKP’nin ekonomi konusunda başarısız olduğunun farkında; ekonomiyi yönetmeden ülkeyi de yönetemeyeceklerini biliyor.
4-) Halkın her türlü durumu protesto etme eğiliminde olduğunu ve bu hareketliliğin sokakta karşılık bulduğunu gözlemliyor.
5-) Bahçeli, genel af talep eden büyük bir kitle olduğunu biliyor ve zaman kaybının zararlı olduğunu düşünüyor.
6-) Bahçeli, yargı alanında Erdoğan kadar güçlü; dosyanın boş olduğuna dair bilgilerin kendisine de ulaştığı muhtemel.
7-) 2028’de seçim yapılacak denilse de, ülkenin seçim sürecine girmesi için İmamoğlu’nun hapiste olmaması gerektiğini biliyor.
8-) Mansur Yavaş’ın bu süreçte dışarıda kalmış olmasını istemiyor; zira muhalefetin daha güçlü olmasını sağlayacak bir durumda, Yavaş’ın bağımsız bir aday olarak seçime katılması, Erdoğan’a yarar sağlamayacak.
Gazeteci Murat Yetkin, Bahçeli’nin bu açıklamasını şu sözlerle değerlendirdi:
HEYBEDE TURP KALMADI MI?
“Bahçeli, ‘sarih ve sahici’ delillerin varlığını öne sürerek, bu delillerin olmadığı durumlarda İmamoğlu’nun bir an evvel serbest bırakılmasının, Cumhur İttifakı için faydalı olabileceğinin altını çiziyor. İmamoğlu hapisteyken daha da güçleniyor. Bahçeli’nin bu çıkışının, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilgili dosyalar hakkında sorduğu sorulardan sonra gelmesi de dikkat çekici. Soru hâlâ geçerliliğini koruyor: İmamoğlu’nun tutukluluğuna rağmen ‘sarih ve sahici’ deliller neden hala bulunamadı?”
“DEMOKLES’İN KILICI”
Gazeteci Ali Duran Topuz ise Bahçeli’nin bu çağrısını şöyle yorumladı:
“Bahçeli, İmamoğlu dosyasının sürekli siyasette gündemde tutulmasını istemiyor; zayıf bir dosyada çıkacak kararı savunmaya çekinmeyeceği izlenimini veriyor. Uzun süredir devam eden bir süreçte, açılan dosyanın sonuçlanmasını istiyor ve bu yüzden ‘sarih ve sahici’ delillerin dosyaya eklenmesini talep ediyor.”
Kaynak: Halk TV