1. Haberler
  2. Ekonomi
  3. Başarı Hikayesi: Beyenal Ailesinin Yolculuğu

Başarı Hikayesi: Beyenal Ailesinin Yolculuğu

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

RÜŞTÜ BOZKURT

NASIL?

Sakarya’da yaşayanların çoğu Beyenal ailesini tanır. Bu aile, Kosova Piriştine‘den Türkiye’ye göç etmiştir. Genç Türkiye Cumhuriyeti, Balkanlar’da azınlık durumda olanların sığınağı haline gelmiştir. Beyenal ailesi 1922’de Piriştine‘deki tüm varlıklarını satıp, Türkiye’ye bir teneke altınla yola çıkmıştır.

Beyenal ailesinin hikâyesi, Sakarya‘da merkeze yakın satın alınan büyük arazilerde çiftçilik yaparak başlamıştır. Sekiz kardeşten oluşan aile, Cumhuriyet yönetimiyle birlikte büyümüş ve gelişmiştir.

O dönemde ailelerin geçim kaynağı çiftçilik ve çobanlıktır. Yerleşik oldukları bölgenin merkezi bir konumda bulunmasından faydalanarak ticarete de adım atarlar. Beyenal ailesi, al-sat işlerinin yanı sıra kum ve çakıl üretimi alanına da girer.

Kadir Beyenal, kaynak sistemleri üreten bir işletmenin yöneticisidir. Makine üreticileri toplantılarına katılır ve sosyal etkinliklerde yer almayı bir sorumluluk olarak görür. Yönettiği 2K WELDING firması, küresel çapta firmalara sistem üretmekte; bu sistemler birçok ülkeye ihraç edilmektedir.

Üniversite insana ne katar?

“NASIL?”, yalnızca iş yapma yöntemlerini değil, aynı zamanda “girişimci algının” oluşumunu ve gelişimini izlemeye çalışmaktadır. Kadir Beyenal‘ın kaynak otomasyon makine ve ekipmanlarına yönelişini anlamak için kendisine şu soruyu yöneltiyoruz: “Yaşamınızı yönlendiren, bugünkü işinizi kurmanızda sizi motive eden neydi?

Kadir Beyenal, önce bir soru sorarak yanıt veriyor: “Üniversite insana ne katar?” Sonrasında, Prof. Dr. Ramazan Kaçar’ın aklında yer eden bir sözü tekrarlıyor: “Dersini geçen değil, en iyi öğrenci olmaya çabalayın!

Kadir Bey, bu sözlerin kendisinde büyük bir etki yarattığını ifade ediyor. Çocukluk anılarına değinerek, “Ben gençken karpuz satarak paranın sıcaklığını hissetmişim. Parayı öğrenmekle kalmadım, müşteri ilişkilerini de geliştirdim. Ticaretle iç içe büyüdüm. Babamın nakliye işine duyduğum hayranlık, akademik çalışmalarıma dar geleceğini düşünmeme sebep oldu; dolayısıyla sevdiğim hocalarıma olumsuz yanıt verdim.” diyor.

Üniversite sonrası Kadir Beyenal, kariyer geliştirme arayışı içerisine giriyor ve uluslararası geçerliliği olan “Uluslararası Kaynak Mühendisi” eğitimine yöneliyor. Bu alandaki eksikliğin farkında olan Kadir, “Kaynak mühendisliği, ülkemizde çok azdı ve imalat sektörü bu alanda büyüyordu.” şeklinde belirtiyor.

Yükseköğrenimini tamamlayan Kadir Bey, ne iş yapacağını henüz kesin olarak karar verememiştir. Babası Hamit Beyenal, ona “Ne yapmayı düşünüyorsun?” diye sorduğunda, Kadir net bir cevap veremiyor.

Hamit Bey, aldığı yanıttan hoşnutsuz görünüyor ve “Gel, seninle Taylan Önuçak’a gideceğiz” diyerek Kadir’in geleceğine yön vermeye çalışıyor.

Hayat okulu öğretmeni

Kadir Beyenal, çalıştığı Önuçak’ı anlatırken duyduğu saygı gözlerinden okunuyor. Önuçak, Sakarya’daki “mühendislik çözüm üretmek için vardır” sözünün canlı bir örneğini sunuyor.

İşbaşı yaparak verilen görevleri eksiksiz yerine getirmeye çalışan Kadir, bir ay sonra ilk maaşını beklemektedir. Aloy ve asgari ücretle birlikte toplamda bin lira aldığını öğrenince büyük bir şaşkınlık yaşıyor. Babasıyla durumu paylaştığında, “Oğlum paraya ihtiyacın mı, yoksa işini öğrenmek mi istiyorsun?” cevabını alıyor. Gülümseyerek, “Babam haklı çıktı. Çalışmaya devam ettikçe maaşım artıyordu ve iş yapma bilgim genişliyordu. Tıkanık olduğumuz her durumda önümüzü açan bir patronum vardı. Rapor hazırlamayı, maliyetleri yönetimi ve çalışanları motive etmeyi öğrenmekte büyük katkısı oldu. O benim hayat okulumun başöğretmeniydi!” ifadelerini kullanıyor.

Kadir Beyenal, işinden ve aldığı maaştan memnundur, ancak içindeki girişimci ruh kendi işini kurma isteği ile onu rahatsız etmektedir. Bu isteğini babasıyla paylaştığında, “Tamam oğlum, artık kendi işini kurabilirsin” yanıtını alır. Ama Taylan Bey’e bu isteğini nasıl ileteceğini düşünüyordur.

Cesaretini topladığı Kadir, Taylan Önuçak’a gider ve “Kendi işimi kurmak istiyorum ama size olan sözüm nedeniyle değil, sizin uygun göreceğiniz bir zamanda ayrılmak isterim.” der. Deneyimli mühendis Önuçak, “Öyle bir dönem gelecek ki, sen de benim şu an yaşadığımı yaşayacaksın!” diye cevap verir.

Kadir Bey, ilk yöneticisinin haklı olduğunu sıkça hatırlamakta ve “Git kendi işini kur. Bir şeye ihtiyacın olursa bu iş yeri senin” sözlerini unutmamaktadır.

Kadir ve arkadaşı Kaan, 2K şirketini kurarlar; ancak birkaç ay sonra Kaan ayrılır. Kadir Bey, Talha ve Mehmet arkadaşlarıyla birlikte babasının satın aldığı 385 metrekarelik dükkâhta çalışmalarına başlar. Zamanla arkadaşlarıyla yolları ayrılır.

Yıl 2014’tür ve Kadir, kaynak otomasyon sistemleri üzerine yoğunlaşmıştır. Karasu’da bir liman inşaatı projesi vardır. Baba Hamit Bey, 30 metrelik boruların sahaya taşınması ve kaynak işlemlerini büyük bir heyecanla anlatırken “Bu iş bizi biz yapan bir adım oldu!” der.

Küresel rol modeli

Kadir Beyenal, iş kurma hikâyesinin bu aşamasında yönümüzü değiştiriyoruz: “Yaptığınız işle ilgili küresel ölçekteki rol modeli olarak gördüğünüz firma hangisi?” diye soruyoruz.

Kadir Beyenal, “PEMAMEK” yanıtını veriyor ve gerekçelerini şöyle açıklıyor: “Herkes bu firmayı çözüm üreten bir partner olarak görüyor. Bu algıyı yarıp büyütmek çok önemli. İşlerin taahhüt edilen zamanda yapılması, maliyetlerin sürekli kontrol edilmesi ve erişilebilirliğin sağlanması açısından büyük bir özen var. Ayrıca, kimsenin girmediği niş alanlara yöneliyorlar ve metal birleştirme konusunda kendilerini sürekli geliştirme çabası içerisindeler. Yöneticiler ve çalışanlar, tüm paydaşlarla lider olmayı sürdürebilme kararlılığını içlerinde barındırıyorlar.

Söz PEMAMEK’ten açıldığında, 2K’nın “ihracat” alanında ilerlemesini merak ediyoruz: “Biz ilk ihracatımızı 2016-2017 yıllarında gerçekleştirdik. Şu anda Almanya, Fransa, Hollanda ve Polonya’ya ihracat yapıyoruz. Toplamda 30 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. 2027’de 60 ülkeye ulaşmayı hedefliyoruz.

Çözüm üretmeye odaklanmalıyız

“NASIL?”, başarı öykülerinin arka planlarına dikkat çekmek kadar, iş insanlarımızın deneyim ve birikimlerinden beslenen çözüm önerilerini de izlemeye özen göstermektedir. Bu sayfayı takip edenler bilir ki, sorunları tanımlamayı bir “ağlama duvarı” hâline getirmekten kaçınıyoruz. Ayrıca, “Çarşı her şeye karşı” tutumundan da uzak duruyoruz. Amacımız, paylaşılan deneyim ve birikimlerin iş yapma yöntemlerimizi ve çözüm önerilerimizi nasıl etkilediğini gözler önüne sermektir.

Kadir Beyenal‘a ilkelerimizi hatırlatıyoruz. Öncelikle, öncelikli sorunları belirlemeli ve kendiniz tam yetkili olsanız hangi konulara öncelik vereceğinizi başlıklar hâlinde paylaşmalısınız.

Bu bağlamda çıkan değerlendirmeleri inceleyelim:

1- Ülkemizdeki firmaların çözmekte zorlandığı en önemli sorun “nitelikli işgücü” konusudur. Eğitim sisteminin günümüz koşullarına uygun olarak yeniden yapılandırılması, hızlı sonuç verecek düzenlemelerin yapılabilmesi adına bir seferberlik anlayışıyla ele alınmalıdır.

2- Eğitim-öğretim seferberliğinin, yabancı dil sorununu ve iş ahlakının yükseltilmesi için sistemin denetimini ön plana çıkarması gerekmektedir.

3- Üniversitelerimizin eksikliklerini ve güçlü yönlerini doğru analiz ederek, nitelikli işgücü arzının sürdürülebilirliğini güvence altına alacak bir yapı oluşturmak hepimizin ortak talebidir ve bu, geleceğimizin temeli olmalıdır.

4- Ülkemiz önemli bir “tedarikçi ülke” konumundadır ama tedarik zincirinde ciddi boşluklar söz konusudur. Bu durum hem öğrenmeyi yavaşlatmakta hem de kaliteyi düşürmektedir. “Bizde ortak çalışma alışkanlığı yok” inancını kırmalıyız. Tedarik zincirinde girdi alan ve girdi veren sektörler arasında güvenli işleyişi sağlamak üzere yasal düzenlemeler yapılmalı, teşvikler verilmelidir.

5- Lojistik altyapıların yanı sıra insan ve yük akışlarının hızlandırılması, rakiplere göre maliyet dengelerinin sağlanması ve geleceğin iş süreçleri ile işgücü profillerinin düzenlenmesi gerekmektedir.

6- Ekonomide istikrar, enflasyon, döviz, faiz gibi konularda uygulanan politikalar, olumsuz etkileri minimize etmelidir. Bu makro gelişmelerin işyerlerine yansımalarını sürekli takip ederek, düzenleyici ve kendini yeniden üretebilecek mekanizmalar oluşturulmalıdır.

7- Diğer ülkelerin vatandaşları, yerli markalarımızdan biri ile temas kuruyorsa, bu durum marka ve imaj algısına olumlu katkı sağlamakta. Bu nedenle, piyasa stratejilerimizde ülkenin menşeinden ziyade, marka imajı üzerinde durmalıyız ve bunu ortak bir sorun olarak değerlendirmeliyiz.

Kadir Beyenal hangi sevdaların peşine düşerdi?

Kadir Beyenal‘a Şota Rustaveli‘nin mezarının bulunduğu köydeki büstün altına yazılan iki dizeyi anımsatırken, “Düşmemişsen bir sevdanın peşine/ Özün düşman olur kendi özüne” diyorum. Ona, imkân bulursa hangi sevdaların peşine düşeceğini soruyorum.

– Hemen bir ekip kurar, 6 eksenli robotlar üretmek için gecesini gündüzüne katardı.

Sensör teknolojisine hâkim olur; akıllı işlemler ve yapay zekayı gündeminden eksik etmezdi.

– Tam anlamıyla bir akademi oluşturur, iş dünyasına katkı sunacak akademinin yayılmasını sağlardı.

– Proje odaklı, somut katkılarıyla gözle görülür ve elle tutulur bir eğitim sistemi yaratır; yüksek teknolojiyle iç içe bir toplum oluşturmaya çalışırdı.

– Ekosistem oluşturmanın ve yaygınlaştırmanın önemini herkesin anlaması için uğraşır, ekosistemlerin olumsuz yönlerini ayıklayıp güçlendirirdi.

– Kaliteyi işin merkezine alır, kalite odaklı bir güven oluşturma alışkanlığından asla taviz vermezdi.

– İthalat sürecini uçtan uca kontrol altına alır, haksız rekabete anında müdahale eden mekanizmalar geliştirirdi.

Kaynak: Ekonomim

Başarı Hikayesi: Beyenal Ailesinin Yolculuğu
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

45ekonomi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin