Eğitim Çalışanlarının Temsili ve Sendikal Mücadeleler
Eğitim Gücü Sen, eğitim sisteminin istikrarlı ve bilimsel bir yaklaşım çerçevesinde yeniden şekillendirilmesi gerektiğine inanıyor. Eğitimde sürekli değişiklikler yerine, öğrencilerin ihtiyaçlarına uygun yönlendirme mekanizmalarının oluşturulması gerektiğini ifade ediyor.
Türkiye’de kamu çalışanlarının sendikalar aracılığıyla temsili; eğitim çalışanlarının ekonomik ve yapısal sorunları, Milli Eğitim Bakanlığı’nın uygulamaları ve öğretmen atamalarındaki mülakat sistemi gibi konular, eğitim dünyasının öncelikli gündem maddeleri arasında yer alıyor.
Eğitim ve Bilim Gücü Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Oğuz Özat ile Eğitim Gücü Sen’in duruşu, çözüm önerileri ve sendikal mücadelesini konuştuk.
Kamu Sendikacılığı ve Eğitim Çalışanlarının Temsili
Türkiye’de kamu sendikacılığı, siyasetin etkisi altında şekilleniyor. Kamu çalışanlarının haklarını korumak için kurulan sendikalar, siyasi görüşler etrafında ayrışırken, bu durum memurların hak mücadelesinin gölgede kalmasına yol açıyor. Eğitim Gücü Sen, siyasetten bağımsız bir duruş benimseyerek, eğitim çalışanlarının haklarını korumayı amaçlıyor.
Sendikamız, Türkiye’deki mevcut sendikal yapıların siyasi eksenli hareket etmesinden duyulan rahatsızlıktan doğmuştur. 20 Eylül 2021’de başlatılan süreçte, 29 Ekim 2021’de ilk üyelik çalışmalarına başladık. Hedefimiz, siyasi etkilerden uzak, eğitim camiasının beklentilerine yanıt verecek bir sendikal mücadele sürdürmektir.
Eğitim Çalışanlarının Ekonomik Hakları
Türkiye’de, eğitim çalışanlarının ekonomik hakları ciddi bir kriz içindedir. Göreve yeni başlayan bir öğretmen yalnızca 45.000 TL maaş almakta; ancak açlık sınırı 25.092 TL ve yoksulluk sınırı 81.734 TL seviyesine ulaşmıştır. Bu durum, eğitim çalışanlarının geçinmekte zorlandığını ve geleceğini planlayamadığını göstermektedir.
Büyük şehirlerde artan kira fiyatları eğitim çalışanlarının yaşamını zorlaştırmaktadır. Pek çok eğitim çalışanı, ek işlere başvurmak zorunda kalırken, eğitim-öğretim süreçleri de olumsuz etkilenmektedir. Eğitim Gücü Sen olarak, eğitim çalışanlarının maddi durumlarının güçlendirilmesini sağlamak için mücadele ediyoruz.
Güvenlik ve Temizlik Personeli Eksikliği
Okullardaki güvenlik ve hijyen sorunları, eğitim ortamını tehdit eden unsurlar arasında yer almaktadır. Yeterli sayıda güvenlik ve temizlik personeli bulunmaması, öğrencilerin ve eğitim çalışanlarının sağlığını tehdit etmekte. Eğitim Gücü Sen bu konuda, okullara öğrenci sayısına göre yeterli güvenlik ve temizlik personeli atanması gerektiğini savunuyor.
Eğitim Politikaları ve Mülakat Sistemi
Millî Eğitim Bakanlığı’nın yürüttüğü eğitim politikaları, süreklilik ve uzun vadeli hedefler taşıma konusunda yetersiz kalmaktadır. Mülakat sistemi ise öğretmen atamalarında adaletsizlik yaratmakta, yüksek KPSS puanlarına sahip adayların mülakattan düşük puan alması gibi sorunlar görülmektedir. Eğitim Gücü Sen, mülakat uygulamalarının adaletsizlik yarattığını ve eğitimcilerin haklarının korunması gerektiğini savunmaktadır.
Zorunlu Eğitim Süresi Değişikliği
Liselerde zorunlu eğitim süresinin 4 yıldan 3 yıla düşürülmesi tartışmaları, eğitim sisteminde beklenmeyen sonuçlarla karşılaşmamıza neden olabilir. Eğitim Gücü Sen, bu değişikliklerin eğitim kalitesine olumsuz etkileri olabileceğini ifade etmekte ve eğitim sisteminin uzun vadeli bir plan çerçevesinde yeniden değerlendirilmesi gerektiğini belirtmektedir.
Eğitim sisteminde yapılacak reformların, öğrencilerin ihtiyaçlarına uygun şekilde planlanması önemlidir. Eğitim çalışanlarının ve uzmanların görüşlerinin dikkate alınmadan alınan kararlar, uzun vadede eğitim kalitesini düşürebilir.
Eğitim Gücü Sen, bu sorunların çözümüne katkıda bulunmak için mücadele etmeye devam edecektir. Eğitim sisteminin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi adına, tüm eğitim çalışanlarının haklarının korunması gerektiği inancındayız.
Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…
Kaynak: Halk TV