1. Haberler
  2. Ekonomi
  3. Ekonomide Belirsizlik: Faiz ve Enflasyon Tartışması

Ekonomide Belirsizlik: Faiz ve Enflasyon Tartışması

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Şans Sohbetleri’nde bu hafta, ekonomist Ali Ağaoğlu ve ekonomi gazetecisi Hakan Güldağ, enflasyonla mücadele ve düşük kur sarmalında Merkez Bankası’nın attığı son adımları ele aldı. Piyasaların normalleşmesi için gerekli önlemler hakkında da fikir alışverişinde bulundular.

Güldağ: Enflasyonda patinaj ihtimali artıyor. Yıl sonu tahminlerinde bir değişiklik var mı?

Ağaoğlu: Öncelikle Sayın Şimşek’in devlet için söylediği gibi, ben yatırım bankası değilim. Sürekli tahminlerimi değiştirmiyorum…

Güldağ: Ancak değiştirenler var. Koşullar değişti. Bilirsiniz, Keynes’e sormuşlar; “Koşullar değişirse ne yaparsınız?” diye. Keynes, “Ben de düşüncemi değiştiririm” demiş. S&P de değiştirdi mesela. Yıl sonu enflasyonunu yüzde 33 tahmin ediyor. “Politika faizi yüzde 38 olur, dolar yılı 43 lirada tamamlar, büyüme de yüzde 2,7 olur” ifadesini kullanıyor.

Ağaoğlu: S&P biraz acele etmiş. Ben de hiç değiştirmem demiyorum. Mayıs enflasyonunu haziran başında gördükten sonra revize etmeyi tercih ederim. Büyüme tahminini yüzde 2,7’nin iyimser olduğunu belirttiğimi söylemeliyim. Yıl sonu dolar hedefim 42 TL, enflasyon tahminim ise yüzde 29-30 arasında devam ediyor.

Güldağ: Merkez Bankası, 6 Mayıs’ta Meclis’teki sunumunda neler söyleyecek, ayrıca 22 Mayıs’taki enflasyon raporunda neler olacak?

Ağaoğlu: TEPAV gıda enflasyonu yüzde 2,68 olarak geldi. Bu yıl ilk kez 3’ün altında ölçüldü. TÜİK’in enflasyonunun İTO’nun oranının biraz altında gelmesi sürpriz olmayacaktır. 19 Mart sonrası kur hareketi sınırlı kaldı. TÜİK’in yüzde 3,1’in altında gelme ihtimali oldukça yüksek. Bu, pozitif bir hava yaratabilir; fakat hiçbir şekilde bir faiz hareketine yol açmaz.

Güldağ: 19 Mart’taki siyasi şokun yarattığı belirsizlik hâlâ tam olarak dağılmadı. Hem kur hem de enflasyon konusunda belirsizlik artmaya devam ediyor. Ticaret savaşlarının belirsizlikleri de sürmekte. 19 Haziran’daki PPK toplantısında bir indirim olabilmesi için siyasi ortamda olumlu gelişmelere ihtiyaç var.

Ağaoğlu: Neler gibi mesela?

Güldağ: Mesela Nihat Zeybekci’nin TÜSİAD’a ilişkin “yapılanlar şık değildi” şeklindeki açıklamalarının, gerilimi yumuşatacak bir dizi açıklama olarak ortaya çıkması, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan da destek bulması…

Ağaoğlu: Sayın Zeybekci’nin bu açıklamalarının Sayın Erdoğan’ın bilgisi dışında olduğunu düşünmüyorum. Bu olumlu bir durum ama “fincancı katırlarını ürküttük, onları biraz sakinleştirelim” tarzında bir girişimse, devamı gelmezse bir anlamı yok. Ayrıca, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından 50 milyar dolara yakın bir rezerv kaybı yaşandı.

Güldağ: Swap hariç TCMB’nin net rezervi 16,4 milyar dolarla son 10 ayın en düşük seviyesinde ve rezerv kaybı hâlâ devam ediyor!

Ağaoğlu: Bu maliyetler oldukça yüksek. Sayın Turan ve Sayın Aras’ın yurtdışı yasakları da sürüyor. Türkiye’nin en etkin sivil toplum kuruluşlarından birinin başkanları ama yurtdışında temsil bile edemez hale getirildiler. Siyasiler bu durumu düşünüyor mu? Amiyane bir tabirle, “mahalle yanarken…” sözü var.

Güldağ: “Mahalle yanarken, saçlarını taramak” ifadesi…
Ağaoğlu: Kibar bir şekilde öyle… Neyse, bu durumu umursamazlık olarak tanımlamak hatırı sayılır bir anlama gelir.

Güldağ: Ben siyasi yumuşama yönündeki umutsuz beklentilerim bir kenara, ekonomi yönetiminin işinin zorlaştığını görüyorum. Merkez Bankası, faiz arttırmayla yetinmedi; piyasayı yüzde 49 oranında fonluyor. Yeterli gelmedi, cumartesi günü yeni bir kararla yabancı para munzam karşılık oranını 200 baz puan artırdı. TL zorunlu karşılıklara ödenen faiz oranını da artırdı. Yeterli gelmiyor gibi görünüyor; ihracatçıyı yeniden sıkıştırdı. 19 Mart öncesinde ‘artık çıkış yaparız’ denilen ihracat bedeli satış zorunluluğunu yüzde 35’e çıkardı. Bankaları da sıkıştırdı. TL mevduat payı yüzde 60’ın altında olanlara aylık binde 3 puan artış hedefi koydu. Mevduat faizlerinin artması muhtemel. Zaten kredi faizleri tarihi yüksek düzeyde çıktı; artmaya devam edecektir. Merkez Bankası, sıkı para politikasını daha da sıkılaştırmak dışında bir yol bulamıyor. Yapılanlar, rasyonele dönüş öncesinde yapılanları hatırlatıyor değil mi? Çünkü ne yapsa rezerv kaybını durduramıyor. Piyasa mekanizmasının dışına yöneliyor. 4 Haziran 2023 öncesi makro ihtiyati önlemlerine dönmüş gibiyiz…

Ağaoğlu: Hepimiz bu ülkenin daha iyi bir yere gitmesini istiyoruz. Ancak, politika yapıcıların attıkları adımların maliyetleri konusunda hiç düşünmediklerini görmek oldukça yorucu ve üzücü. TÜSİAD Başkanı’na yapılan ziyaret olumlu bir olay. Bu bir barış girişimi… Ancak yolda çok fazla şey kırıldı; bu durumu tamir etmek çok zor. Sağlık, aile… Bunlar lastik gibi geri gelir. Fakat güven, kristal bir top gibi. Yere düştüğünde paramparça olur. Tek bir yol var: Güvenin yeniden tesisi…

Güldağ: Güvenin anahtarının ekonomide değil siyasette olduğu giderek daha netleşiyor. Merkez Bankası, attığı adımlarla rezervlerini artırmak istiyor. TL’ye yeniden güven duyulmasını, dolarizasyon yerine liralaşmayı sağlamak istiyor. Ancak, görünüşe göre yapabilecekleri sınırlı. Önce 19 Mart ile birlikte yaşanan şokun travması atlatılmalı. Elbette, her türlü travmayı atlatmak mümkün ama bunun bazı şartları var. Siyasi ortamın değişmesi ve yumuşaması son derece yardımcı olacaktır. Aksi halde, bu travma uzun sürecek ve çok daha fazla zarar verecek.

Petrolde 2026’da 40 dolar görülebilir…

Güldağ: Geçen hafta Şans Sohbetleri’nde “hiç iyi haber yok mu?” diye sorunca, “petrol 55 dolara inebilir, bu iyi bir haber” demiştin. Bu hafta ne diyeceksin bakalım…

Ağaoğlu: Petrol o seviyenin de altına inecek ama yakın vadede değil. Brent’te 55 dolara bu yıl inebiliriz. Ancak, önümüzdeki bir yıl içinde çok daha radikal bir düşüş ihtimali var. Petrolde 40 dolar seviyeleri görülebilir. Teknik olarak, bu seviye ihtimali mevcut. Yani bu alanda henüz hiç çizilmemiş bir grafik değiliz.

Güldağ: 40 dolar seviyesi, Amerikan petrol üreticilerini de endişelendirebilir ama…

Ağaoğlu: Trump, gümrük oranları meselesinde Çin ile anlaşma peşinde. Olumlu bir gelişme olmazsa, Amerikan hane halkının harcamalarını azaltabilecek bazı yükler doğacak. Bunun siyasi olarak telafi edileceği yer ise petrol fiyatlarıdır.

Güldağ: Ya Amerikan tüketicisi lehine bir çözüm olmazsa… Çin de hiç diz çökme niyetinde değil gibi görünüyor…

Ağaoğlu: Beni yanlış anlama… “Ya Fenerbahçe kazanır, ya Galatasaray kazanır, ya da maç berabere biter” gibi bir durumdan söz etmiyorum. Öncelikli senaryo çerçevesinde, petrolün düştüğünü göreceğiz. Petrol fiyatları düştüğünde, yeni yatırım yapılmayacak. Jeopolitik risklerin de etkisiyle garip fiyat artışları görülebilir. Ancak, esas olarak Trump politikalarının devamı halinde, 2026 yılında 40 dolarlık ihtimal öne çıkıyor.

Altında düzeltme sonrası hedef 4000 dolar

Güldağ: Altın fiyatlarında da önemli dalgalanmalar yaşanıyor. Beklentin nedir?

Ağaoğlu: Ana yükselişin kırılmadığı bir düzeltme sürecindeyiz. 3075 ve bir sonraki aşamada 2850-2950 bandı görülebilir.

Güldağ: Altın ve gümüş birlikte hareket ederken bu durum bozuluyor gibi görünüyor. Ne dersin?

Ağaoğlu: Altın ons/gümüş ons fiyatları, yani benim “agu paritesi” dediğim, oldukça birbirine yaklaştı. Şu anda 100’e yakın bir parite mevcut. Bu paritenin ne yöne evrileceği ile ilgili eskisi kadar hassas değilim. Çünkü altında gösterdiği performans ile diğer emtialardan ayrıştı. Ancak, artık altında bir düzeltme sürecinin devam ettiğini düşünüyorum. İlk hedefim 3075-3085 aralığında. Sonrasına bakacağız.

Güldağ: Bu durumda, bu yıl altında bir yükselme ihtimali görmüyorsun…

Ağaoğlu: Bu bir düzeltme. Düzeltme ana trendi bozmuyor. Düzeltmeler sonrası hedefim 4000 dolara yakın. Ancak, oraya ne zaman ulaşacağımızı şimdiden söylemek zor. Öncelikle, Çin ile Amerika’nın durumuna, ardından FED’in faiz hareketlerine bakacağız. Sonrasında, Amerikan 10 yıllık tahvillerinde bir likidite sıkıntısı oluşursa, müthiş bir dolar talebi ortaya çıkabilir. Bu talep, tıpkı COVID döneminde yaşandığı gibi her şeyin elden çıkarılmasına yol açabilir. Farklı bir fiyatlama dönemine de girebiliriz. Bunlar hala belirsiz senaryolar ama eskiye oranla bu durumun ihtimali sıfır değil…

Kaynak: Ekonomim

Ekonomide Belirsizlik: Faiz ve Enflasyon Tartışması
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

45ekonomi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin