MERVE YİĞİTCAN-YENER KARADENİZ/İSTANBUL
TÜSİAD başkanları, 13 Şubat’ta gerçekleşen genel kurulda yaptıkları açıklamalar nedeniyle 20 Mayıs’ta hakim karşısında yer aldı. Bu gelişmenin ardından, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısında derinlemesine değerlendirmelerde bulundular. Toplantının açılışında TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras, Türkiye’nin enflasyon sorunu hakkında önemli açıklamalarda bulunurken, TÜSİAD Başkanı Orhan Turan da jeopolitik durumu ele aldı.
Ticari Ahlakı Zayıflatıyor
Fiyat istikrarının ekonominin en büyük sorunlarından biri olduğunu vurgulayan Aras, “Enflasyon yalnızca fiyatların artışı değil; aynı zamanda toplumun her alanına yayılan bir bozulma ve istikrarsızlık sürecidir. Bu durum ekonomik rasyonaliteyi ve gelir dağılımını olumsuz etkiler, güveni sarsar ve sosyal yapıyı zedeler. Enflasyonla uzun vadeli yaşamak, ticari ahlakı ve kurumsal dayanıklılığı zayıflatır. Bu nedenle, enflasyonu kontrol altına almak için hem özel sektör hem de kamu olarak iş birliği yapmalıyız. En kısa zamanda enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmeliyiz” şeklinde konuştu.
“2023 ortasından itibaren yumuşak iniş hedefiyle, zamanla yayılan para politikası ağırlıklı bir ekonomik program uyguluyoruz” diyen Aras, konuyu şöyle genişletti: “Reel faizle kuru kontrol eden makro ihtiyati tedbirler sayesinde enflasyonda düşüş trendi elde ettik. 2023 Mayıs ayında eksi 60 milyar dolara kadar gerileyen swap hariç net döviz rezervleri, 2025 Mart’a gelindiğinde artı 65 milyar dolara ulaştı.”
Finansman Maliyetinin Nedeni de Enflasyon
Özel sektörün finansal performansındaki olumsuz etkilere de dikkat çeken Aras, “İSO’nun 2024 yılına ait ilk 500 listesinde 152 şirketin zarar ettiğini görüyoruz, bu sayı geçen yıl 96’ydı. Zarar eden şirketlerin artış nedeninin yüksek finansman maliyeti olduğu düşünülmekte; ancak bunun temel kaynağı yüksek enflasyonla artan girdi maliyetleridir” ifadelerini kullandı.
“Kaynakların verimsiz kullanımı, ekonomimizin önemli problemlerinden biri. Hem kamu hem de özel sektörde bu durum mevcut. ‘Zombi’ şirketler, borçlarını çeviremeyen ve bankalardan kredi alarak ayakta kalan işletmelerdir ve bulunduğu sektördeki rekabeti bozarak kaynak israfına neden olmaktadır.”
Enflasyonist Olmayan Adil Vergilendirme Yapmalıyız
Aras, enflasyonu aşağı çekmek için önümüzdeki dönemlerde büyük fırsatlar olduğunu belirterek, ekonomik büyümenin bir miktar yavaşlamasını kabul etmek gerektiğini ifade etti. Kaynakların verimli kullanılması ve harcamaların kontrol altında tutulması gerektiğini vurguladı ve şu noktalara dikkat çekti: “Enflasyonist olmayan adil vergilendirme yapmalıyız ve beklentileri olumlu yönde geliştirmeliyiz.”
Güvenilir Üretici Olmak, En Az ‘Düşük Maliyetli Üretici’ Olmak Kadar Değerli
Ömer Aras, “Dünyanın alışık olduğumuz düzeni değişiyor” derken, yeni gerçekliğin daha dağınık ve rekabetçi olduğunu belirtti. Türkiye’nin küresel belirsizlik dönemini fırsata çevirerek rekabetçi bir ekonomik altyapı inşa etmesi gerektiğini vurgulayan Aras, “Rekabet gücünü geçici avantajlardan değil; yüksek katma değerli, verimli üretim ve dijital dönüşüm gibi yapısal değişimlerden sağlamalıyız” dedi.
Dış Borç Sorunu Yok, Asıl Sorun Kaynakların Verimsiz Kullanımı
Bu süreçlerin sanayiciler açısından önemli bir yük oluşturduğunu belirten Aras, Türkiye’nin dış borç sürdürülebilirlik problemi olmadığını ifade etti. Ancak asıl sorunun kaynakların verimsiz kullanımı ve harcamalar olduğunu vurguladı. Aras, sıkı para politikası uygulamalarının yanı sıra daha etkili mali politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.
Turan’dan Tüzük ve Sivil Toplum Vurgusu
TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, toplantının açılışında gerçekleştirdiği konuşmada, tüzük vurgusu yaptı. “TÜSİAD olarak, insan hakları ve demokratik değerlerin gelişimine katkı sunmak amacıyla faaliyet göstermekteyiz” dedi. Turan, genel kurul toplantısındaki tartışmalara da değinerek, küresel sistemde radikal değişiklikler yaşandığını ifade etti.
Türkiye Sanayisiz Büyüyemez
GSYH’da yıllık bazda yüzde 2 büyümeye karşılık, imalat sanayi sektörünün yüzde 2.4 küçüldüğünü hatırlatan Turan, Türkiye’nin sanayisiz büyüme modelinin sürdürülemez olduğunu vurguladı. Ekonomik yapının daha rekabetçi hale getirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Sivil Topluma Büyük Rol Düşüyor
Turan, küresel sistemin değiştiği bu dönemde toplumsal dayanışmanın önemini vurgulayarak, “Bugün sağduyu ve ortak akıl her zamankinden daha önemli. Sivil topluma büyük görevler düşüyor” dedi. Türkiye’nin muasır medeniyet hedefi doğrultusunda çalışma, üretme ve yatırım yapma konusundaki kararlılığını yineleyerek, toplumsal barışı güçlendirmenin önemine değindi.
Kaynak: Ekonomim