Google’ın Hızlı Arama Gücü
Google’ın her saniye 6,3 milyon aramaya yanıt verdiği tahmin ediliyor. Bu, günlük yaklaşık 9 milyara tekabül ediyor.
İnternet trafiğinin önemli bir kısmı Google Aramalar üzerinden gerçekleşiyor; kullanıcılar genellikle ilk beş bağlantıyı inceleyip diğer bağlantılara nadiren yöneliyor.
Google Aramalar’da bağlantıların sıralanmasında kullanılan sistem, küresel deneyimimize etki eden büyük bir güce sahiptir.
Bazı uzmanlar, Google’ın insanların inandığı bilgileri sürekli olarak tekrar ettiğini, bu durumun da ön yargıları ve toplumsal bölünmeleri derinleştirebileceğini savunuyor.
South Florida Üniversitesi’nde Doç. Dr. Varol Kayhan, “Hangi bilgiyi bulabileceğimiz konusunda Google’ın insafına kalmış durumdayız” diyor.
‘Ön Yargı Makinesi’
Google’da üst sıralarda yer almak isteyen internet siteleri için çalışan Dragon Metrics Dijital Pazarlama Müdürü Sarah Presch, “Google’ın görevi insanlara istedikleri bilgiyi vermek ama bazen bu, insanların gerçekten ihtiyaç duyduğu bilgi olmayabilir” diyor.
Presch, geçmişte Google sonuçlarıyla ilgili bir sorun fark ettiğini ifade ediyor. “Google’ın tartışmalı konulara yaklaşımını incelemeye başladım. Birçok durumda sonuçlar şaşırtıcıydı,” diye ekliyor.
Google aramaları, sağlık konularını hızlıca özetlerken, bazen çelişkili bilgiler sunabiliyor. Örneğin, “kahve ve hipertansiyon arasındaki bağ” aramasında, Mayo Clinic’ten alınan bir makaleye atıfta bulunarak, “Kafein tansiyonda kısa süreli ancak dramatik bir artışa yol açabilir” bilgisi öne çıkarılıyor.
Ancak “kahve ve hipertansiyon arasında bir bağ yoktur” dediğinde, Google, aynı makaleden ters bir bölümü öne çıkararak, “kafeinin tansiyon üzerinde uzun vadeli bir etkisi yoktur” bilgisini sunuyor.
Benzer çelişkiler, “Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) şekerden kaynaklanmaktadır” sorgusunda da görülüyor. Google, aynı makaleden çelişkili yanıtlar gösteriyor. Gerçekten de, DEHB’nin şeker tüketiminden etkilenip etkilenmediğine dair çok az kanıt mevcut.
Presch, “Google, kullanıcıların arama yaptığı konulara göre metinlerden bölümleri seçiyor ve insanların okumak istediği bilgiyi sunuyor. Büyük bir önyargı makinesi” şeklinde ifade ediyor.
Google ise kullanıcıların aradığı bilgilere göre önyargısız sonuçlar sunduğunu savunuyor. Bir sözcü, “Google, arama sorgularıyla alakalı yüksek kaliteli sonuçları ortaya çıkarmayı hedefler. Web üzerindeki farklı görüşlere erişim sağlıyoruz ve kullanıcıların bulduğu bilgileri değerlendirmelerine yardımcı olabilecek araçlar sunuyoruz” açıklamasında bulunuyor.
‘Son Derece Basitleştirilmiş, Google’ın Büyüsünün Kaynağı Bu’
2023 yılında gerçekleştirilen bir araştırmanın, insanların internette yanlı haberlere maruz kalmasının sebebinin, Google’ın yanlı haberleri servis etmesinden çok, kullanıcıların tıkladıkları içerikler olduğu sonucuna vardığı ifade ediliyor.
Bu noktada doğrulama yanlılığı devreye giriyor: Kullanıcılar genellikle kendi görüşlerini destekleyen bilgileri ararken, buna karşı çıkanları dışlayabiliyorlar.
Buna karşın, araştırmacılar bulgularının Google algoritmalarının sorunlu olduğunu desteklemediği görüşünde. Varol Kayhan, inançlarımız ve siyasi kimliklerimizin internette gördüklerimizi belirleyen sistemler üzerinde etkili olduğunu belirtiyor.
Yakın geçmişte ABD’de açılan tekelcilik davasında, Google çalışanlarının arama motorunun kullandığı bazı teknikleri tartıştıkları yazışmalar ortaya çıkmıştı. Bir mühendis, 2016 yılında yaptığı bir sunumda Google’ın belge değerlendirmelerini, kullanıcıların tepkilerine dayandırdığını ifade etti.
Bir belge olumlu tepki alıyorsa, genel olarak olumlu olarak değerlendiriliyor; aksi durumda ise kayıtsız kalınabiliyor. Google, kullanıcıların belirli bir sorguda neyi tıkladığını izliyor ve bu tür başarılara göre sonuçları öne çıkarıyor.
Buna karşın, bir Google sözcüsü, bu belgelerin eski olduğunu ve günümüzde daha sofistike sistemler kullandıklarını belirtiyor.
‘Arama Motorundan Cevap Motoruna: Google Düzeltilebilir mi?’
Google, kahve ve tansiyon konusundaki aramalar da dahil olmak üzere, daha aşağı inildiğinde daha geniş bir bilgi yelpazesi sunduğunu belirtmektedir.
Ancak sonuç listesinin en alt kısımlarına indikçe, kullanıcıların o bağlantılarla etkileşimde bulunma olasılığı azalmaktadır. Google’ın sağladığı özetler de bu durumu pekiştirmektedir.
Bir süredir gözlemciler, Google’ın bir arama motorundan “sizi dış kaynaklara yönlendirmek yerine” doğrudan yanıt veren bir “cevap motoruna” dönüştüğünü öne sürüyor.
Bunun bariz örneği, Google’ın soruları yapay zeka ile yanıtlayan AI Overviews (Yapay Zeka Özetleri) özelliğidir. Bu özellik kullanıcıların arama sonuçlarını Google’a bırakmalarını sağlıyor.
AloAsked şirketinin kurucusu Mark Williams-Cook, “Geçmişte Google, dış kaynakların içeriklerini gösteriyordu; şimdi ise kendi cevaplarını veriyor. Bu, sorunları daha da artırıyor çünkü artık Google’ın doğru cevap vermesi için tek bir şansı var. Zorlu bir dönüşüm” diyor.
Buna rağmen, Google’ın bu sorunları çözme yeteneği olsa bile nasıl bir müdahale yapması gerektiği net değil. Kullanıcılar belirli bir inancı destekleyen bilgilere erişmek isteyebilir ve bu durumda Google, onlara hizmet ediyor olabilir.
Kayhan, birçok insanın dünyanın en zengin ve güçlü şirketlerinin gerçeğin ne olduğunu belirlemesi fikrinden rahatsız olduğunu belirtiyor.
“Google’ın bunu düzeltmesi mi gerekiyor? Google’ın kendini düzelteceğine güvenebilir miyiz? Düzeltilebilir mi? Bu, zor sorular ve kimsenin kesin bir yanıt verebileceğini sanmıyorum. Kesin olarak söyleyebileceğim şey, yeterince çaba göstermedikleri” diye ekliyor.
Kaynak: BBC Türkçe