AYSEL YÜCEL/İSTANBUL
İsrail-İran Gerilimi ve Deniz Yolu Navlunu Üzerindeki Etkileri
İsrail ve İran arasında yaşanan gerilim, Brent petrol fiyatlarında artışa neden olurken, deniz yolu navlununda ve sigorta maliyetlerinde de belirgin yükselişler görülmeye başlandı. Küresel ticaretin yüzde 80’inden fazlasını kapsayan deniz yolu, iki ülke arasındaki gerginliğin yaratabileceği en büyük risk olarak Hürmüz Boğazı’nın kapanmasını işaret ediyor. Tekniğin açık kalması beklenirken, armatörler ve kiracılar bölgeyi “yarı kapalı” şeklinde fiyatlandırmaya başladılar. Sigorta maliyetleri artarken, armatörler ön ödeme talep etmeye başladılar.
Yunan brokerlik şirketi Xclusiv Shipbrokers’in raporuna göre, Ras Tanura-Ningbo hattında çalışan bir VLCC (çok büyük ham petrol tankeri) için sigorta maliyeti, saldırılardan önce varil başına 0,25 dolar iken, saldırının ertesi günü bu rakam 0,70-0,80 dolara kadar fırladı. 96 saatlik iptal koşulu artık standart bir uygulama haline geldi. Arap Körfezi’nden İngiltere’ye giden bir LR2 tipi ürün tankerinin Ümit Burnu üzerinden geçişi ise 600 bin dolarlık ek maliyet yaratıyor. Büyük tanker sahipleri, taşıma ücretinin bir kısmını ön ödeme olarak talep ederken, bazı temmuz ayı seferlerinin navlun oranları seyir halindeyken yeniden belirleniyor.
LNG Taşımacılığındaki Baskılar
Küresel uzmanlar, LNG taşıyan gemiler üzerindeki baskının daha fazla olduğunu belirtiyor. Küresel arzın yüzde 18’ini oluşturan Katar’ın LNG ihracatının tamamı ve BAE’nin artan hacmi Hürmüz Boğazı’ndan geçiyor. Akışlarda yaşanacak bir kesinti, Asya alıcılarını Atlantik havzasına yönlendirebilir. Uzayan rotaların LNG fiyatlarında ciddi artış yaratacağı öngörülüyor. Körfez-Japonya hattında LNG taşıyan modern çift yakıtlı gemilerin navlun ücretleri ise 110 bin dolar/gün seviyesine yükseldi.
Altyapı Güvende, Piyasalar Endişeli
Fiziksel enerji altyapısının şu an için zarar görmediği ifade ediliyor. İran, boru hatlarının normal çalıştığını belirtirken, uydu görüntüleri Kharg terminalinde olağan dışı bir gaz yakma faaliyeti görülmediğini ortaya koyuyor. Ancak, piyasalarda geleceğe dair büyük bir kaygı mevcut. Uzman modellemelere göre, Hürmüz Boğazı’nın iki haftalık bir kapatılması, günlük yaklaşık 6 milyon varil ham petrol ve ürün kaybına neden olabilir. Bu durum, OECD ülkelerinin stoklarını altı hafta içinde beş yıllık ortalamanın altına çekebilir. Böyle bir senaryo, Brent petrol fiyatının 90 dolara tırmanmasına ve navlun ile sigorta piyasalarında yükselişin devam etmesine yol açabilir.
Kriz Kızıldeniz’e Yayılıyor
Gerilim yalnızca Körfez ile sınırlı kalmıyor. Japon denizcilik devlerinden Mitsui O.S.K., tüm filosuna güvenlik uyarısı gönderdi. Birleşik Krallık Deniz Ticareti Operasyonları (UKMTO) birimi ise Kızıldeniz’de hızlı tekneler ve insansız hava araçlarının tehdit oluşturabileceği konusunda uyarıda bulundu. Bu güvenlik katmanları, sefer sürelerini uzatırken, gemilerin kuyruklar oluşturmasına neden olmakta ve etkili arzı daraltmaktadır. Bu durum, büyük tankerlere olduğu kadar, rotaları yeniden yapılandırmaya çalışan MR tipi küçük ürün tankerlerine olan talebin de artmasına yol açıyor.
Tahran’ın Hürmüz Boğazı’nı tamamen kapatması, kendi ekonomisine de büyük zarar vereceği için bu olasılık düşük görülüyor. Piyasalarda bir temkinli iyimserlik mevcut. Yatırımcılar, her iki senaryo için de hazırlıklı olmakta. 15 yıl ve üzeri yaşta Aframax tipi tankerler için yoğun bir ilgi söz konusu, zira bu gemiler yaptırımlara daha dayanıklıdır. Umman’daki diplomasi girişimlerinin netlik kazanması beklenirken, piyasalar belirsizlik içinde dalgalı seyrine devam ediyor gibi görünüyor.
Kuru Yük Endeksi Yükselişte
ABD-Çin ticaret diyaloglarının etkisiyle Baltık Kuru Yük Endeksi’nde (BDI) yükseliş hız kazandı. Son iki haftada BDI’da yaşanan artış yüzde 15’i aştı ve dün 1.975 puana ulaştı. Geçen hafta yatay seyir izleyen konteyner navlun endekslerinde de artış bekleniyor. Xeneta Baş Analisti Peter Sand, “Jeo-politik gelişmeler, küresel tedarik zincirlerinin güvenliğini ve istikrarını tehdit ederken, Hürmüz Boğazı’nın kapatılması durumunda seferlerin yeniden düzenleneceğini” ifade etti.
Akdeniz’de Pasta Küçülüyor, Türk Armatörler Endişeli
Rusya-Ukrayna savaşının uzaması nedeniyle iş hacminde büyük kayıplar yaşayan Türk koster armatörleri, İsrail-İran geriliminin işleri daha da zorlaştırmasından endişe ediyor. Koster Armatörleri ve İşletmecileri Derneği (KOSDER) Başkanı Hakan Çendik, Hayfa Limanı’ndaki risklerin arttığını belirterek, savaş sırasında sınırlı sayıda geminin İsrail’e uğramasının diğer pazarlara yönlendirileceğini, bu durumun Akdeniz’deki fazla gemi arzı sorununu derinleştireceğini ifade etti. Oras Denizcilik Yönetim Kurulu Başkanı Salih Zeki Çakır, bölgesel ticaretin yavaşlayacağına dair belirsizliklerin artacağının altını çizdi.
Navis Danışmanlık Koordinatörü Engin Koçak, “Piyasa, İran-İsrail geriliminden önce de zayıf bir durumda idi. Şimdi yük akışı daha da sıkıntılı hale gelebilir,” şeklinde yorumda bulundu. Bu durum Filistin’e yapılan ihracat üzerinde de olumsuz etkiler yaratacak. Büyük tonaj armatörleri de durumdan endişeli. Türk Gemi Armatörler Birliği Başkanı Cihan Ergenç, piyasalardaki belirsizliğin katladığını ve bu gelişmenin kötü gidişatın derinleşmesine yol açacağını ifade etti. MSC Türkiye Genel Müdürü Barış Dilek ise, savaş kaynaklı sevkiyatlarda henüz bir sorun yaşamadıklarını, ancak en büyük riskin petrol fiyatlarındaki artışa bağlı olarak yakıt maliyetlerinin tırmanması olduğunu belirtti.
Kaynak: Ekonomim