AFAD ve USGS raporlarının verilerine göre, 2025 yılı boyunca dünya genelinde 6.0 büyüklüğünün üzerinde toplam 176 deprem kaydedildi. Bu sarsıntılardan 11’i ise 7.0 ve üzeri büyüklüğe ulaştı. Pasifik Ateş Çemberi başta olmak üzere Japonya, Endonezya, Şili, ABD ve Türkiye gibi ülkelerde meydana gelen yüksek şiddetli depremler, büyük ekonomik kayıplara ve can kaybına yol açtı. Elde edilen bu veriler, dünya çapında afetlere hazırlık ve yönetim alanında daha fazla işbirliği ve yenilikçi çözümlerin gerekliliğini ortaya koyuyor.
Erdal Karan Akkaya, yüksek şiddetli depremlerin küresel etkilerinin göz önüne alınarak, bu durumlara uygun stratejilerin geliştirilmesi gerektiğini ifade ediyor. Akkaya, “Global ölçekteki depremler, uluslararası işbirliği ve koordinasyonun önemini net bir şekilde sergiliyor. Afet yönetiminde dijital çözümler ve erken uyarı sistemlerinin standartlaştırılarak yaygınlaştırılması hayati bir gereklilik. Her ülkenin bu teknolojilere erişimini sağlamak için ortak çalışmalar yürütülmeli” şeklinde görüş bildiriyor.
Büyük depremler ve tsunami riski
2025 yılı içinde meydana gelen büyük depremler, beraberlerinde tsunami riskini de getirdi. Özellikle Pasifik Okyanusu’nda yaşanan yüksek şiddetli sarsıntılar, çevre ülkelerde tsunami alarmı verilmesine yol açtı. AFAD ve USGS’nın raporlarında, tsunami uyarı sistemlerinin etkili kullanımı sayesinde can kaybının sınırlandığı belirtiliyor. Bununla birlikte, erken uyarı sistemlerinin daha geniş alanlara yayılması gerektiği de vurgulanıyor.
Erdal Karan Akkaya, tsunami riskinin deprem sonrası en büyük tehlikelerden biri olduğuna dikkat çekerek, erken uyarı sistemlerinin öneminin altını çiziyor. Akkaya, “Yüksek şiddetli depremler sonrasında oluşabilecek tsunami tehdidine karşı etkili erken uyarı sistemleri ve hızlı bilgi akışının sağlanması büyük önem taşıyor. Bu bağlamda, uluslararası standartların geliştirilmesi ve ülkeler arası işbirliğinin artırılması gerekiyor. Dijital altyapılar ve uygulamalar, tsunami gibi afetlerde hayat kurtaran temel unsurlar haline gelebilir” ifadelerini kullanıyor.
“ZATU ile Uluslararası Afet Yönetiminde Dijital İşbirliği”
ZATU, afet durumlarında hızlı ve etkili dijital iletişim imkanı sunan bir platform olarak dikkat çekiyor. Kullanıcılar, afet anında tek tuşla güvenlik ve yardım mesajları gönderebiliyor; internet bağlantısı olmayan durumlarda bile mesajlarını kaydedip otomatik şekilde iletebiliyorlar. ZATU, yapay zeka destekli sensörleri sayesinde kullanıcı hareketlerini takip ederek otomatik acil durum uyarıları da sağlayabiliyor.
Erdal Karan Akkaya, ZATU’nun uluslararası düzeyde afet yönetim sistemlerine entegre edilmesi gerektiğini savunuyor. Akkaya, “ZATU, hem ulusal hem de uluslararası alanda kullanılabilecek esnek ve yenilikçi bir dijital çözüm. Bu uygulama, farklı ülkelerin afet yönetim sistemleriyle entegre olarak küresel ölçekte erken uyarı ve hızlı müdahale imkanları sunabilir. ZATU ile amaçlarımızdan biri, afet yönetiminde dijital dönüşümü hızlandırmak ve dünya genelinde insan hayatını koruyacak çözümler sunmaktır” diye belirtiyor.
Akkaya ayrıca, ZATU’nun gelişimi ve uluslararası işbirliklerini artırmak amacıyla farklı ülkelerle ortak projeler yürütmeyi hedeflediklerini de ekliyor. “Dünyanın çeşitli bölgelerindeki afetlerle mücadele kapasitesini artırmak için teknolojimizi paylaşmaya ve geliştirmeye devam edeceğiz. Bu süreçte uluslararası işbirliklerine büyük önem veriyoruz” şeklinde konuşuyor.