Son bir yıl içinde sigorta sektöründe büyük sarsıntılar yaşandı. Melcee Sigorta, Gri Sigorta ve Aveon Sigorta’nın ardı ardına iflas etmesiyle birlikte, toplamda beş sigorta şirketi faaliyetlerini sonlandırdı. Bu iflaslar, bir milyondan fazla insanı zor durumda bırakırken, ilk olarak Melcee ve Gri Sigorta’nın iflasları duyuruldu. Bu iki şirket, sektörde 120 bin sigortalının poliçesiz kalmasına yol açtı.
Buna ek olarak, kısa bir süre içinde Aveon, ACN Turk ve Arex Sigorta’nın da benzer bir sonla karşılaştığı öğrenildi. Özellikle ACN Turk ve Arex’in iflası, 850 bin vatandaş üzerinde doğrudan bir etki yarattı. Sigorta uzmanları, bu durumlardaki ana nedenin ucuz poliçe satışı ve artan maliyetlerin sürdürülemez hale gelmesi olduğunu belirtmektedir. Yedek parça, işçilik maliyetleri, kazaların sık yaşanması ve özel hastane giderlerindeki artışlar, sigorta şirketlerinin giderlerini artırırken gelirlerin sabit kalması dengenin bozulmasına neden oldu.
Öte yandan, yaşanan iflaslar, tüketicilerin sigorta tercihlerinde önemli bir kayma yaşanmasına sebep oldu. Artık vatandaşlar, ‘ucuz ama bilinmeyen’ sigorta firmalarını tercih etmemeye özen gösteriyor. Bunun yerine, daha pahalı ancak güvenilirliği kanıtlanmış büyük markalı sigorta şirketlerine yönelim artıyor. Pazar payları artış gösterirken, bazı küçük şirketlerin de iflas etmeye aday olduğu belirtiliyor.
Türkiye Gazetesi’nin haberine göre, bu gelişmeler, sigorta sektöründe daha sıkı denetimlerin ve mali yapıların gözden geçirilmesinin gerektiğini ortaya koyuyor. Uzmanlar, sigorta seçerken yalnızca fiyat odaklı bir yaklaşımın uygun olmadığını sürekli vurguluyor.
Poliçeye Değil Şirkete Bakılıyor
Sigorta sektörü temsilcileri, bu değişiklikle ilgili yaptıkları açıklamalarda, “Tüketicilerin artık yalnızca fiyat odaklı poliçe tercih etmediğini net bir şekilde görebiliyoruz. Geçmişte ucuz poliçeler cazip görünüyordu, ancak son iflaslar bu firmaların mali yapılarının güven vermediğini gösterdi. Bizim gibi köklü ve kurumsal sigorta şirketlerine yönelimde önemli bir artış var. Müşteriler artık ‘biraz fazla ödeyeyim ama arkamda güçlü bir yapı olsun’ anlayışıyla hareket ediyor. Bu değişim, sektör için olumlu bir dönüşüm. İflas eden şirketlerin çoğu, agresif fiyat politikalarıyla pazarda yer almak istedi ancak maliyetler arttıkça bu sürdürülebilir hale gelmedi. Artık vatandaşlar sadece poliçeye değil, şirketin geçmişine, mali gücüne ve müşteri memnuniyetine de dikkat ediyor. Özellikle özel sağlık ve trafik sigortasında markalı şirketlerin tercih edilmesi tesadüf değil. Bu dönüşüm, sektörde daha şeffaf ve bilinçli bir tüketici kitlesinin oluşmasına katkı sağladı” dedi.
Reasürans Süreci Ağır İşliyor
Sigorta şirketleri, muhtemel büyük risklere karşı genellikle reasürans şirketleri aracılığıyla teminat alıyor. Bu sistem, hasar durumunda ana sigorta şirketlerinin zararlarını reasürans firmalarının üstlenmesini sağlıyor. Ancak, son dönemde iflas eden sigorta şirketleri bu koruma mekanizmasından yeterince faydalanamadı.
Uzmanlar, reasürans sözleşmelerinin yalnızca sigorta şirketlerinin kendi yükümlülüklerini kapsadığını ifade ediyor. Bu nedenle bir şirket iflas ettiğinde zararın reasürans tarafından ödenmesi hem yavaş ilerliyor hem de hukuki süreçlere takılıyor. Bu durum, mağdurların tazminatlarını aylarca beklemesine neden oluyor.
Trafik Zarar Yazdı, Kasko Kar Etti
Türkiye sigorta sektöründe en büyük zarar, zorunlu trafik sigortası alanında yaşandı. Bu branş 2024’te 34,8 milyar TL teknik zarar kaydederek sektörün en yüksek zarar kalemi haline geldi. Trafik sigortasındaki bu yüksek zarar, artan yedek parça ve işçilik maliyetleri, yüksek kaza oranları ve enflasyon gibi sebeplerden kaynaklandı.
Sağlık poliçeleri de zarar yazan bir diğer alan olarak öne çıkıyor. Sigorta şirketleri, elde ettikleri her 100 TL’lik prim için 107 TL hasar ödemesi yaptıklarını belirtmektedir. Bu zararların büyük bir bölümü hastanelere yapılan ödemelerden kaynaklanıyor. Hastanelerin muayene ücretleri ve MR ile tomografi gibi tanı yöntemlerinin maliyetlerinde yüzde 85 ila yüzde 138 arasında artışlar yaşandı.
Kaynak: Ekonomim