Düşünmeyi Teşvik Eden Tiyatro Anlayışı
Ülkedeki mevcut durumlara yönelik düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Hukukun, ekonominin, siyaset biliminin ve sağlık sisteminin yalnızca bir başlangıç dersi olarak ele alınması, bu alanlarda uzman olmasak da, bilgi sahibi olmamızı zorunlu kılıyor. Ancak bu bilgileri ne ölçüde öğrenebiliyoruz? Eğitimin kalitesi ve öğretim görevlilerinin yeterliliği, öğrenme sürecimizi etkiliyor. Geçmişte sıkça karşılaştığımız bu ‘giriş dersleri’ sınavlarını ise sandık sınavları gibi her seferinde aynı şekilde yaşıyoruz ve genellikle başarısızlıkla sonuçlanıyoruz.
Okuyucularımı tiyatro ve görsel sanatlar gibi derin konuların ötesine taşımak amacıyla bu hafta Bertolt Brecht’in epik tiyatro fikirlerine dalıyorum. Brecht’in dönemi, 1900’lerin başları ve sonrası, tiyatroda ifade biçiminde yeniliklere ihtiyaç duyulan bir dönemdi. Sahnedeki alışkanlıklardan sıyrılarak öz değişimi sağlamak gerekiyordu.
Brecht’in Tiyatro Düşüncesi
Brecht, duyguların önde olduğu burjuva tiyatrosunu eleştiriyordu. Bu tür tiyatroda seyircinin sahne üzerindeki olayları sorgusuz bir şekilde kabul etmesi beklenirken, Brecht yeni bir anlayış getirdi: Seyircinin düşünmesi, sorgulaması ve “Kahramanın yerinde ben olsam ne yapardım?” sorusunu sorması gerekiyor. Her zaman düşünme ihtiyacı there, tarih boyunca da sürmüştür.
Brecht’in kullandığı yabancılaştırma tekniği, oyuncuyu ve seyirciyi duygu tiyatrosundan eleştirel bir tiyatro anlayışına yönelik olarak yönlendirir. Bu teknik, seyircinin sahnedeki karakterlerle özdeşleşmesini engelleyerek, onları düşünmeye zorlar. Geleneksel tiyatro, Aristoteles’in öne sürdüğü gibi seyircinin katarsis yaşamasını arzularken; Brecht, bunun yanıltıcı olduğunu savunarak, seyircinin düşüncelere dalmasını sağlamayı hedeflemiştir.
Brecht’in Tiyatrosundaki Elemanlar
Brecht’in sahnesindeki unsurlar, estratisi belirlemede kilit rol oynar. Dekor, sadece gerçekçi olmakla kalmamalı, aynı zamanda sahneleyecek olan eserin kimliğini yansıtmalıdır. Dekor, olayların ve karakterlerin toplumsal durumlarını belirten detaylarla zenginleştirilmelidir.
Kostümler de gerçekçilikten yana bir tercih olarak sahnedeki kimliği temsil ederken; müzik, ışık ve diğer sahne unsurları alışılagelmişin dışına çıkmalı, seyircinin dikkatini çekmelidir. Epik tiyatroda kullanılan müzik, sahne sanatının bir parçası olmanın yanında, belgesel nitelikleri taşıyacak şekilde tasarlanmalıdır.
Bir Devrim: Epik Tiyatro
Epik tiyatro, 20. yüzyılda tiyatro biçimini değiştiren önemli bir yenilik olmuştur. Dramatik yapının siyasallaştırılması ve sınıf çatışmalarının öne çıkartılmasıyla, tiyatroda yeni metinler oluşturulmasına zemin hazırlamıştır. Aristoteles’in ‘hareketin taklidi’ tanımının aksine, Brecht’in tiyatrosu, ‘tiyatro bir dinamo’ anlayışıyla yepyeni bir perspektif getirmiştir.
Her hafta, bir öncekini mumla aratacak gelişmelere tanıklık ediyoruz. Hepinize iyi hafta sonları dilerim.
Kaynak: Halk TV